KBSL ekiplerinden Ormanspor’da forma giyen, yaşıtım Burcu Taşbaş, geçirdiği elim hastalık sonucunda ne yazık ki vefat etti… Kendisine rahmet, sevenlerine baş sağlığı temenni ederim… Ayrıca Knicks, Early, Amundson, Iglis ve Tokoto’nun da içinde bulunduğu 5 isimle yollarını ayırdı, Sixers’da Noel’in, Rockets’ta da Beverley’nin sakatlıklar sonucu yeni sezondaki ilk 20-25 maçı kaçıracağı kesinleşti. Evet, muhabbete şer haberlerle başlamakta bile bir hayır olabilir; aynı durum San Antonio Spurs için de geçerli. Spurs, 17 senedir sezon başına 50 galibiyetin altına hiç düşmedi – üstelik geçtiğimiz yıl kendilerini de aşıp 67 galibiyetle franchise rekoru da kırdılar. Lakin, play-off’larda işler bir anda değişti; öncesinde şiir gibi bir basketbolla Memphis’i aşmalarına karşın, Batı Yarı Finali’nde 80’lerden kalma bir Isolation basketboluyla Thunder’a elendiler. Sonra, yazın en beter havadis geldi: “Beklenen Şarkı”. Kobe’nin aksine Duncan, bu franchise’ın her şeyini borçlu olduğu tarihi uzun “Mr. Fundamental”, melekleri bile ürkütmeden, öncesinde kimselere niyetini belli etmeden, emekliliğini açıkladı… Bu yaz ligden 20 yıllık üç efsane, Garnett, Duncan ve Kobe ayrıldı – durumun vahametini sezon başlayınca daha iyi idrak edeceğiz. Onlarsız, hiçbir şey aynı olmayacak – Duncan’sız bir Spurs de aynı kalamayacak elbette.. Fakat, geçiş sürecini iki yıldız uzunla kotarmaya çalışıyorlar. Bakalım, hayra çıkacak mı yeni düşleri?
28 – SAN ANTONIO SPURS
–
Gidenler: C Boban Marjanovic, F/C Boris Diaw, F/C Tim Duncan, F David West, G Ray McCallum, G Kevin Martin, F Rasual Butler, C Matt Bonner; G Livio Jean-Charles, G Ryan Arcidiacono, C Joel Anthony, G Patricio Garino (son 4 isim, bugün itibarıyla serbest bırakıldı ve kadro 15’e düşürüldü)
Gelenler: PG Dejounte Murray (Draft’tan); F Davis Bertans, C Dewayne Dedmon, C Pau Gasol, G Livio Jean-Charles*, F David Lee, G Bryn Forbes, G Nicolas Laprovittola, G Ryan Arcidiacono*, G Patricio Garino* (serbest oyuncu olarak)
Geçen sezonki derecesi: 67-15
Koç: Gregg Popovich (Kendimizi bildik bileli)
“Duncan bırakınca, ben de bırakacağım” sözlerinin sahibi Gregg Popovich sözünü bir kenara bıraktıysa eğer, Spurs’te halen gelecek vaat eden, uğraşmaya değer bir şeyler görüyor demektir. Veya, sadece şahsi kazanma hırsına kapılmıştır, bilemeyiz. Fakat ortada bir gerçek var: Artık Duncan yok. Bu, Pop’ın Duncan’sız 2. baş antrenörlük sezonu olacak. Tarihin en egosuz süperyıldızı ve en büyük 2-3 uzun forvetinden birisi size elveda dediyse, yerini kolayca dolduramazsınız. Hele ki tüm sisteminizi onun yetenekleri üzerine inşa ettiyseniz, işler daha da zorlaşır. Velakin, kendisi 36’sına bastığı için, Spurs zaten bir süredir harıl harıl alternatiflerini arıyor, buluyor ve istihdam ediyordu. Demek ki, yeni lider Kawhi Leonard, ve yeni mini-Duncan da LaMarcus Aldridge olacak… mı acaba?
İş bu kadar basit değil. Daha doğrusu, yukarıdaki son cümle birebir doğru çıksa bile, sorunlar bitmiyor. Duncan bırakmış olabilir, fakat büyük üçlünün kalan ekürilerinden Ginobili de 39’una bastı (bir de Olimpiyatlar’da ekstradan yoruldu), Parker ise, geçtiğimiz yılı iyi geçirmesine karşın son 2 yıldır fiziksel açıdan açıkça büyük düşüşte. Tüm sistemin yarısı Duncan – Parker arası top dağıtımına, pas trafiğine; kalan yarısı da benchten gelen Ginobili’nin zeki penetreleriyle ortalığı dağıtmasına dayanıyordu. Öyle ki, Parker kanadı OKC (ve atletik canavar Westbrook) karşısında çökünce, takım oyunu da yerlerde süründü ve her maç LaMarcus’un orta mesafeden/sırtı dönük birebirlerinden 30 sayı gelmesine muhtaç oldular ve tabi ki elendiler. Ginobili de eskiye nazaran çok daha yüzdesiz oynuyor ve top kayıplarını arttırıyor. Dolayısıyla, sadece Duncan’ın boşluğunu değil, Parker ve Manu’dan eksilenleri de toparlamaları lazım ki, meşhur Spurs hücum düzeni devam edebilsin. Tabi Diaw gibi yılların pota altı sihirbazını, West gibi kemikkıran menşeili bilge bir uzunu ve Marjanovic gibi bir azmanı da ikame etmeleri gerekecek. Veya, bir şeyleri bir parça değiştirecekler ve yenilikler deneyecekler.
Her iki ihtimali de göz önünde bulundurarak, günden güne her yönünü geliştiren forvet Kyle Anderson’ın kontratındaki opsiyonu kullanıp bench’in ısısını korudular. Danny Green’in (ki ilk üç haftayı kaçıracak kadar sakat) akıllara durgunluk veren istikrarsızlığına çözüm olsun diye meşhur GM R.C. Buford fazla mesai yaptı ve pozisyonu şimdilik Jonathan Simmons‘a emanet etti; yedekliğine de Bryn Forbes‘u atadı. Forbes, bilhassa son hazırlık maçında çok yüksek bir dış şut isabeti tutturarak koç Popovich’i etkiledi, ve, Villanova’yı NCAA’de geçtiğimiz yıl şampiyonluğa taşıyan lider oyun kurucu Arcidiacono (ben kendisini beğenirim), garanti kontratı kapmış olan Jean-Charles ve Garino gibi isimler kadrodan kesik yemesine rağmen, Forbes rotasyondaki yerini kesinleştirdi. Kevin Martin ve McCallum‘dan vazgeçtiği için pişman olmayabilir Spurs; Forbes, Danny Green’in yapamadığını yapıp, ceza atışlarını istikrarlı bir biçimde sağlam yüzdelerle bitirdikçe, takım savunmasında da aksamadıkça, uzun yıllar bu takıma hizmet edebilir. Simmons ise, geçtiğimiz yıl gösterdiği büyük çıkışla, yeni bir Devin Brown-George Hill deneyi olmaktan çok daha öteye geçtiğini ispatladı. Açıkçası Simmons, tam bir Spurs sistemin oyuncusu. Bu yıl kendisinden daha da çok söz edeceğiz. Tabi her olasılığa karşı burada Kawhi da oynayabilir, yani 2 numarada sorun yok.
Diğer eklemeler ise, tüm pozisyonlara eşit şekilde yapıldı. Orlando’dan Dedmon’ı kapmak, hem de epey ucuza kapatmak, gerçekten akıllıca bir hamleydi. Dedmon, popülerliği hızla artan atletik çember savunuculara iyi bir numune; üstelik gayet zeki ve gelişime de açık bir genç. Eğer ki Spurs’ün amacı, en büyük rakipleri Warriors’ı aşmaksa, ve bunu Warriors’a benzeyerek yapmaları gerekirse, Dedmon’ın bencillikten uzak akıllı savunması çok iş görür. Topu elinde istememesi de, adeta bir nimet. 4 numaraya, Matt Bonner‘ın yerini alması ve dış şut katkısı vermesi için Davis Bertans‘ı; David West‘i aratmasın diye de miadı dolan David Lee’yi kattılar. Bertans akıllıca bir keşif; Lee de belki halen birkaç ribauntluk fayda sağlayabilecek kadar tecrübeli bir uzun. Ama ikisinin de rol oyunculuğundan öteye geçmeyeceğini kabullenmek lazım.
Neden mi? Kapasiteleri, hele de modern basketbol savunması içerisinde, bir hayli kısıtlı. Hareketlilikleri de öyle. Ama asıl sebep, bu yaz kadroya kattıkları en büyük isim, yani Pau Gasol’ün varlığı. 36 yaşındaki Gasol, yüksek fundamentali, paylaşımcı ve çok yönlü hücum anlayışı, pota altındaki bitiriciliği, dış şut tehdidi gibi nice meziyetiyle hiç kuşkusuz ki Spurs’ün sistemine hiç yabancı kaçmıyor. Tek sorun, takımdaki rolüne ve deposunda ne kadar enerji kaldığına yönelik olabilir. Eğer yardımcı oyunculuğu kabul ederse, işler kolaylaşır. Mevcut enerjisi yıldızlığa yetse dahi, burada o işi LaMarcus yapacağı için, Pau yeni rolüne alışsa ve sakatlanmasa daha iyi eder. Ama iddialar doğruysa ve LaMarcus takasla takımdan ayrılacaksa, o zaman Gasol pota altındaki tek hakime dönüşür. Her iki yıldız uzunun da hareketli, dinamik savunmada aksayacak olması, Dedmon’ı daha da kıymetli hale getiriyor.
1 numarayı yedeklemeyi de unutmadı tabi yazın Spurs; evvela az ama öz bir draft seçimi bâbında, olgunluğuyla etkileyen combo guard Dejounte Murray‘i ekibe eklediler. Murray, her şeyden evvel, savunmaya ve ribauntlara çok konsantre bir guard. Atletizmi ve kulaç açıklığı sayesinde, 1 ve 2 numaraları rahatlıkla savunabilir. Sadece müdafaada değil, hücumda da ister bir playmaker, isterse de off-guard olarak vazife yapabilir ve sırıtmaz. Topsuz oyunu da ilaveten seviyor. Spurs onun bu özelliklerine bayılacaktır. Dahası, tıpkı Parker gibi Murray de çelimsiz fiziğine rağmen temas almayı iyi bilen, fiziksel oyundan kaçmayan çok çevik bir guard. Dolayısıyla, penetreler üzerinden savunmaya aldıracağı faullerle Parker’ın yerini doldurabilir. Parker’a alternatifliği bununla da bitmiyor; tıpkı Tony gibi Murray de birebirde adam geçmeyi ve hızlı gözyaşı damlaları bırakmayı iyi beceriyor, hatta şutu da Parker’dan iyi seviyede. Bunlara bir de Murray’nin saha görüşü, pasörlüğü, yaratıcılığı, doğaçlaması, oyun kuruculuğu, ikili oyunlardan sonra top hakimiyeti ve isabetli tercihleri eklenince, çaylak oyuncu şimdiden Parker’ın yerine göz dikebilecek kıvama varıyor. Böylelikle, sistemi koruyup oyuncuyu değiştirebilecek Spurs. Son sıralardan draft steal’ları yapmakta usta olan GM Buford, yine dersine çok iyi çalışmış kısacası. Sağlıklı bir Patty Mills’in bu yıl Parker’ın ilk 5’teki yerini alacağını öngörürsek, Murray de 6. adamlıkla işe başlayacak; ama elbet Mills’in basiretsizliği tutar ve Murray’e de ilk 5 imkanı doğar. Arjantinli şutör playmaker Laprovittola da Spurs’ün kısalardaki dış şut açığı için güzide bir hamle. Ben olsam Arcidiacono’ya da bir şans verirdim, orası ayrı…
1 numara, Parker-Mills-Murray‘e emanet. 2 numara Simmons-Green-Ginobili-(Kawhi)-Forbes‘a, 3 numara Kawhi-Anderson-(Bertans)-(Simmons)’a (burada Jean-Charles epey iş görürdü, ama neyse); 4 numara LaMarcus’un eski tip sırtı ve yüzü dönük isolation’larına ve (Gasol)-Bertans-Lee’ye ayrıldı; 5 numarada ise Gasol-Dedmon boy gösterecek. Olumlu haber: yeni franchise oyuncusu Kawhi, hazırlık maçlarında gayet formda olduğunu gösterdi ve şutunu da ilerletirse NBA’in en iyi komple swingman’ine dönüşecek. Olumlu haber: takım oyununu ve motion offense’i kesmedikleri sürece, her oyuncularından azami katkı alabilecekler. Olumlu haber: LaMarcus, oyununa dış şut ve boyalı alan oyun kuruculuğu ekleyebilirse, Duncan kadar etki yarabilir ve vazgeçilmez hale gelir (yoksa her an takasa müsait kalır). Olumlu haber: GM ve koç, takıma sağlam ilaveler yaptılar ve çekirdekten yetiştirdikleri rol oyuncularını yüceltip parlatıyorlar, ihtiyarların vedası yaklaştıkça telaşlanmaları gerekmiyor. Olumlu haber: Pop, hem savunma ağırlıklı bir takımla, hem de hücum ağırlıklı bir takımla şampiyonluk kazandığı için, yine normal sezonda Batı 2.liğini şimdiden cepte görebilirler. Kan değişimi tutarsa, sakatlıklar da kabus gibi çökmezse, bu deneysel sezonda Spurs yine Batı Finali’ni görür. Ötesi için, Kawhi’dan çok ekstra bir şeyler gelmesi gerekiyor…
Not: Bu arada, 2.29’luk yeni transfer N’Diaye’nin Pistons’a katacağı çok fazla bir şey yok. Marjanovic’ten çok daha yavaş bir dev, NBA’de barınamaz. Asıl dev yetenek için, 2.30’luk sophomore Tacko Fall’un basketbol kariyerini sürdürmesini ve NBA’e gelmesini beklemek lazım. Kendisi hakikaten yeni bir Yao Ming olabilecek kadar zeki ve hareketli…
Not: Tarihin en büyük Avrupalı basketbolcusu Drazen Petrovic, 29 yaşında yelkten açtığı ölümsüzlüğünde bugün 52. yaşını doldurdu. Mozart’a saygı duruşuyla yazımızı noktalıyoruz…
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc
Youtube: Turuncu ve Siyah Kadar Yuvarlak
