Fenerbahçe camiasında, bu akşam sona eren mahkeme kararı sonrası, yaklaşık 4.5 senedir süren “kalleşçe” kumpas ve yaşanan kabus bitti !
Ve zaten aklı dengesi yerinde olan hemen herkes, tabii ki gözü fanatizmden kör olmadıysa?!, FB nefretinden dolayı itiraf ed-e-mesler de tüm gerçeklerin farkındalardı ama 9 Ekim 2015 sonrasında, 2010/11 sezonunun kanırta kanırta şampiyonu, zaten müzesinde olan kupanın ‘’ bir kez daha ‘’ sahibi oldu.
Peki sevgili FB’liler… Ohhh çok şükür, artık herşey bitti demek doğru mu ? Hayır Asla ! Bence tam tersine 3 Temmuz yeni başlıyor.. Daha doğrusu başlamalı !!
Gelelim masanın diğer tarafına ve bu kabusun canlı kalmasını sağlayan etik, ahlak timsali insanlarla, sonsuz vatan sevgileri olan ve en ufak şüphede bile diye atıp tutan malum etkenlere;
En tepeden, futbolun Avrupa’daki amiral gemisi UEFA’dan başlayalım. Bu konuda bir yaptırım olabilir mi ? Davayı bir şekilde allem edip, kallem edip Fenerbahçe’ye çektirttiler ama çektirmemiş de olsalar, “kardeşim sizin hukuk sisteminiz, polisiniz ve ülkeden bize tüm evrakları yemeyip içmeyip ispiyonlayan, zamanın TFF üyelerinden gelen çakma, sahte hatta kahpece evrakların yalancısıyız, sizin ülkenizde bu tarz adice katakulliler oluyorsa bizim suçumuz ne” diyerek işin içinden sıyrılabilirler…
İşin komiği dinime küfreden müslüman olsa, pişmiş kelle misali kararı verip, bir de utanmadan “başkan şu an nerde” diyerek hapiste olmasıyla dalga geçen gudubet bakışlı Fransız Platini’nin başında 1 haftadır dolaşan şey de; ALLAHIN SOPASI yok varan-1 oluyor malumunuz! Daha dün FIFA’dan 9 ay men cezası aldı “Sıfır Tolerans” diye atıp tutan beyefendi...Hadi onlar yine de bir şekilde cezadan kurtuldu diyelim ama kaçamayacak olanlar var;
Kimler mi ? Öncelikle zamanın TFF Başkanı, bu dünyada kendisinden koyu FB’li kimsenin olmadığını iddaa eden Mehmet Ali Aydınlar.
Hadi o da kumpasa geldi diyelim; zaten ülkemizde kimin kimden canı yansa; bilmiyorduk, yanlış tanımışız, çok kötü dolandırıldık sözlerini epeyce duyar olduk. Şekil 1-A; parallel yapı…
Yine de sözünün eri, karakteri sağlam her insan gibi sözünü tutacağını düşünüyorum. TV karşısında, canlı yayınlarda FB bu işten ceza almazsa, kaybettiklerini “kuruşu kuruşuna ben ödeyeceğim” diye kanal kanal gezip, en az 20-30 yerde ayrı ayrı erkek sözü vermişti.
45 Milyon Avro civarı bir bağış gelecektir büyük Fenerbahçeli’den.. Hem de böylece, çakma şike sürecinde ailemden çok seviyorum dediği ama ortada bir kanıt yokken Şampiyonlar Liginden attığı ve doğal olarak da hayatı boyunca Fenerbahçe Başkanı olma şansı kalmadığını düşünürsek; en azından FB’nin cebinden çalınan parayı geri vererek bir nebze de olsa özür dileyecektir sarı lacivert camiadan…
İşin bordo mavi tarafına girmek istemiyorum, girersek çıkamayız çünkü. Sivas’a giden tonlarca balıklar, telefon tapelerinde çıkan Gabriçler, son dakikada muz kabuğuna basmış gibi arka arkaya ayağı kayan Zaytung’luk defans oyuncuları, 95.dakikada uçarcasına kornere giden kaleciler, sinirden rakip yedek kulübelerinden sahaya atılan ayakkabılar, FB maçlarında biz Trabzonspor için oynadık ama olmadı diyen futbolcular, 10 dakikada 2-3 golle, bu sene şampiyon Anadoludan tezahüratları arasında, başlamadan biten maçlar konusuna girersek, bu yazı ansiklopediye döner malum !
Adalete hukuğa saygı, mahkeme, hakim, savcı Fenerbahçe şike yapmıştır diyorsa yapmıştır diyen, İstanbul’un 3.büyüğüne de girmeyeceğim. Girersek iyi de siz de şikeden ceza aldınız dediklerinde bizimkisi komplo canım, hakim, savcının bo.. yemesi demeleriyle başlar, duruşuyla meşhur?! taraftar gruplarının sürmanşetten verdikleri ‘Fen-er-genekon” başlığı ile devam eder, sonra kendilerinin de işin içinde olduğunu öğrendiklerinde geri çekmeleriyle bir destan da orda yazarız.
Anadolu takımlarına da girmeye gerek yok, şimdi ben birkaç cahil, maçta sikeci Fenerbahçe diye bağırıyorlar ama o tapelerde şike yaptığı söylenen kulüp seninki be dangalak dersem, bir yazı dizisi de ordan başlar.
Peki ya malum takım diyeceklere ise; onlara hiç girmek istemiyorum, değil zaman ya da ansiklopedi, başlarsak yazmaya, bitirmeye bir ömür yetmez çünkü!
Gelelim sevgili, etik-dürüst ve Türk olmak haricinde ortak paydaları koyu fenersiz olmak ve malum takımın sempatizanı olan Lütfi Arıboğan, İlhan Helvacı ve Ebru Köksal üçlüsüne.. Eski usül tartıya koyarsak; Divan-ı Harpe verilemeyeceklerine göre, onlara da okkalı bir tazminat davası şart.. İnşallah da sporun yanından geçmeyecek şekilde de elleri sadece futbol değil her branştan sonsuza dek çektirilerek!
Bir de aklıma estetik-sever ile kel aynak fıkrası geldi ama şu an konumuzla alakası yok! Hani şu 2012 temmuzunda Cumhuriyet gazetesinde yazılıp, ACİLEN kaldırtılan yazının ana kahramanları “hani o aynı kaptan su içtikleri ortaya çıkan Türk ile İtalyan “..
Geçelim yoncanın 3.yaprağına;
Basında 3 Temmuz öncesi Spor basınında adı geçmeyen, bir anda hemen her kanalda amip gibi üreyen uzaktan kumandalı taşeron spor yorumcularına; Aynı ağızdan çıkmışçasına yapılan yorumlar, Emenike’nin hala ortaya çık-a-mayan para sayma görüntüleri, sonucu önceden belli 11 maç ( sonra fazla bo.. çıkarttık, palavra olduğu anlaşılacak diye 5 maça düşmüştü hatırlarsınız ), Korcan’ın olmayan kızkardeşine verilen Mini Cooper’lar, Fenerbahçe’yi neredeyse terörist ilan etmeler ( Burdaki önemli not: Teröristlere de kahraman muamalesi yapıyorlardı işin ilginci ) vs vs..
Bugün ise günah çıkartırcasına, hemen hepsi bunun bir kumpas olduğu konusunda hemfikir, olmayanlar da kodeste fareleri sayıyor malum ! Ne de olsa ALLAHIN sopası yok!
Hadi diyelim Fenerbahçe bu kahpeliğin tazminatı olarak toplamda 100 hatta 200 Milyon Avro tazminat aldı.. Ya bunun vicdani tarafı ? O insanlar, ailelerinden, çocuklarından uzak kaldıkları günlerin, ayların hatta senelerin hesabını kim, kimler verecek ??
Ve de her duruşmada bu kez serbest kalacaklar umuduyla mahkeme salonuna gelip, ağlayarak evlerine dönen anneler, eşler, çocuklar ??
Hiç mi ALLAH korkunuz, vicdanınız, utanmanız yok ! Ayna karşısına geçtiğinizde veya yastığa başınızı koyduğunuzda rahat uyuyabiliyor musunuz ?
Öncelikle Fenerbahçe ceza almazsa ülkeyi terkedeceğim diyen spor müdürleri, ohhhhh çeken zevkten 4 köşe hakem eskileri, zamanın futbolcu müsvvettelerinin de yatacak yerleri yok ama hepsini Allaha havale edip, yazıyı da 4 yapraklı yoncanın son halkasıyla bitirelim; Sevgili Türk Halkı! Fenerbahçe nefretleri vatan sevgisinin önüne geçmiş 10 milyonlar.. Size söylüyorum, iyi okuyun, hatta bir kez daha !
3 Temmuz sonrası, sanki olayın içindeymiş gibi “koskoca polis yalan mı söyleyecek, hakim-savcı deli mi sıfırdan senaryo yazar gibi hukuk dışı planlar yapsın, hukuğa adalete inanalım” naraları atarken, Aralık ayındaki yolsuzluk operasyonu sonrası, çok değil 24 saat öncesinde, önünde ceket ilikledikleri hatta peygamber olacak adam dedikleri muhterem, bir anda ülkeyi bölmeye çalışan paralel yapı, deyyus, vatan haini ve şerefsizin önde gideni olmuş; böyle adalet sistemi olmaz, satılmış savcılar, sahketar hakimler diye ortalığı birbirine katmışlardı.
Aynı şekilde; ( içlerinde sağduyulu olup formalarını çıkartarak yorum yapan kişileri tenzih ederek) Atatürkçü fenersizler de; Ergenekon, Balyoz davalarında sahtekar polis, kaka savcı, pis hakim derken, konu FB olunca, bir anda adalet-hukuk sisteminin tam siper koruyucusu olmuşlardı.. Bir insan aynı olayda nasıl 2 farklı düşüncede olur, bunun adına da OMURGASIZLIK deniyor malum!
Neyse devam edelim; 3 Temmuz 2011’de siyasetin sporun içinde işi ne diyip, FB küme düşmeli, şampiyonluk elinden alınmalıyı, hukuk devleti isek hukuğun verdiği karara saygı duyalım nedenine bağlayanlar, bugün yani 9 Ekim 2015 sonrası, böyle hukuk adalet olmaz olsun, hukuğu tanımıyoruz, bu karar siyasidir diyebiliyor, Şaka gibi değil mi ??
Yukarıda ALLAH var ! Olmasa senelerdir tek yumurta ikizi gibi giden malum ilişki bugünlere gelir miydi ? O zamanın kahramanları, anıtı dikilecek insanlar diye göklere çıkartılan hakimleri, savcıları, polisleri, şu an ya hapishanelerde ya da sıçan gibi arkasına bakmadan yurt dışına kaçıyor olurlar mıydı ??
Daha bitmedi, bence 3 Temmuz asıl şimdi başlıyor !! Ama bir farkla..
Bu kez Fenerbahçeliler arkasına yaslansın.. Bundan sonrasında yaşanacakları, ayaklarını uzatıp, kıs kıs gülerek ellerinde mısır-kola eşliğinde seyretsin.. 4.5 senelik acı bitti, şimdi bu çıkılan kahpece, şerefsizce, dikenlere dolu pis, dik yokuşun iniş kısmına geçildi..
Bu arada bunların okurken üstüne alınacak olanlar; bence yüzünüz kızarmasın, utanmayın, kafanızı kuma sokup yutkunurken zorluk çekmeyin..
Nasılsa alışkınsınız siz bukalemun olmaya, sadece “1 kez daha” renk değiştireceksiniz o kadar !!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : burak.belgen@abcspor.com
twitter : @BurakBelgen