https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

2017 DRAFTİ LOTARYA SEÇİMLERİ İNCELEMESİ

Okunması Gerekenler

2017 Draft’i, sadece seçimleriyle değil, takaslarıyla da gündeme fazlasıyla damgayı vurdu. Gelin, lotarya seçimlerine ve seçildikleri takıma “cuk” diye oturup oturmadıklarına bir bakalım:

 

 

1.PHILADELPHIA 76ERS (BOSTON CELTICS ARACILIĞIYLA): MARKELLE FULTZ (G, WASHINGTON)

Onu tekrar anlatmaya gerek var mı? Sene boyunca Fultz-Ball rekabeti, en az LaVar Ball kadar kafamızı şişirdi. Ama işin içerisine sürpriz girdi, ve 1 nolu seçim hakkını tee 2013’teki Kevin Garnett-Paul Pierce takasından ötürü Brooklyn’den alıp kazanan Celtics, bu hakkı yine bu draftin 3. sıra seçimi ve gelecekte Lakers’tan gelecek bir diğer birinci tur seçimi karşılığında draft’tan evvel Sixers’a yolladı. Bu takasın sebepleri aslında görünenden biraz daha derin. Öncelikle, Boston’ın önündeki en muteber seçenek, Fultz’u seçip Isaiah Thomas’ı takaslamak, veya Isaiah’ı tutup Fultz’u takaslamaktı. Aslında top paylaşımı, pas trafiği, oyun akışı, takım savunması ve takım oyunu açısından kimi zaman takımı aşağıya çeken süper skorer IT’nin hazır bu en değerli olduğu vakitte elden çıkartılması, Boston’a “win-win-win” olarak dönebilirdi, ama iki faktör sebebiyle bunu yapmadılar. İlki, olmuş ve başarısını ispat etmiş bir oyuncu ve bir sistemi bozup, henüz parkelere adım atmamış bir cevheri merkeze koyarak kumar oynamak istemediler. Muhtemelen Fultz’tan çok fazla memnun kalmamaları da söz konusuydu bu kararı verirken.

Aslında Boston, yani GM Danny Ainge böylesi hamlelere bayılır; fakat bence ikinci sebepten ötürü bu defa deneyleri makul tuttu. Bu ikinci sebep de, Ainge’in 2008’de şampiyon olan takımı draft hakları uğruna Kendrick Perkins’ten başlayarak kulübün sembol ismi haline gelmiş Paul Pierce’a dek tel tel dağıttıktan sonra taraftardan topladığı tepki bence. Nitekim IT gelene kadar hep yeniyetmelerin sahada süründüğü ve taraftarla özdeşleşen bir sembol ismin bulunamadığı yıllar yaşadılar ve Ainge büyük baskı altında kaldı. IT’yi de Pierce ve Garnett gibi zirvedeyken takaslayabilirdi, ama kaç yıl aradan sonra nihayet bir sembol daha bulduğu için bu kez riske girmedi. Böylelikle, hem Sixers, hem de Boston kazandı. Zira Sixers, kadrosundaki en büyük eksiği kapattı ve Boston da hem ihtiyacı olan süper skorere kavuştu, hem de toplamaya doyamadığı müstakbel draft haklarına bir yenisi daha ekledi. Bu müstakbel seçim de, Lakers’ın 2018’deki draft hakkı eğer 2. ve 5. sıra arasında bir yere denk gelirse Lakers’ın hakkını, yoksa Sixers’ın gelecekteki bir başka hakkını, yine tamamen Celtics’in insafına bırakarak Boston’a gönderecek. Adeta yeryüzündeki cennet..

Fultz, tıpkı geçen senenin 1 numaralı seçimi Ben Simmons gibi, NCAA’lerde takımını yukarı taşıyamadan, ligde fazla galibiyet alamadan drafte girdi ve sadece kendini parlatarak sahada oynamış oldu. Kulaç açıklığı, takım oyununa ve topsuz oyuna yatkınlığı, bencillikten uzak ve çalışkan görünümü, komple bir oyuncu profili çizmesi, Sixers için yumurtanın İpana’yla fırçalanan tarafı gibi gelecektir. Lakin Saric hariç kadrodaki tüm gençlerin sağlam sakatlıklar yaşayıp müzmin sakatlığa meyletmesi, Fultz’un hazır bir kadroya değil, henüz deney aşamasındaki bir yere geldiğini ispatlıyor. Eğer veteran bir skorer guard veya en basitinden Batum gibi kulacı açık bir 3&D swingman’ı de ekleyebilirlerse, sakatlıktan âri bir Sixers, Doğu’da iki-üç sene içerisinde bayrağı Cavs’den teslim alacaktır. Dolayısıla, notumuz A+

Ayrıca, Orlando’nun 25. sıradan seçtiği ve benim Porzingis kadar beğendiğim diğer bir Letonyalı Anzejs Pasecniks’i de draft gecesinde takasla kadroya katmalarını çok olumlu buluyorum, Pasecniks’in fiziğini geliştirmesi halinde modern basketbolun ideal uzunlarından biri olacağını öngörüp ona da A notu veriyorum.

 

 

2. LOS ANGELES LAKERS: LONZO BALL (G, UCLA)

Evvela şunu belirtelim, eğer Lakers ilk ikide değil de, üçüncü sıradan veya daha aşağısında seçiyor olsaydı, bu hak Sixers’a gitmiş olacaktı ve yukarıda Boston’a verilen müstakbel Sixers seçimi söz konusu olmayacak, Lakers’a devredilecekti. İşte bir sıralama, nelere kadir. Lakers bu sayede üç takımın birden kaderini değiştirmiş olabilir… Gelelim Lonzo’ya. Tıpkı Fultz gibi Lonzo da modern small ball guard prototipinin, yani Stephen Curry modellemesinin bir numunesi. Uzun boyu sayesinde Magic Johnson’vari bir oyun stili yakalayan ve şimdiden GM Magic’in gözdesi olan Lonzo, buraya gelene dek önce çenesi pek düşük bir nev-i şahsına münhasır babadan (bkz. LaVar Ball), sonra da idmanlardaki düşük formundan çekti. Az kalsın Lakers denemeler sonucunda ondan memnun kalmayıp vazgeçecekti. Neticede LaVar Ball’un PR çalışması öyle veya böyle sonuç verdi ve Lonzo, Lakers’a gitti.

Tabi bunun öncesinde Lonzo’ya yer açmak için Lakers, D’Angelo Russell’ı (ve Mozgov’un evlere şenlik kontratını), 1 yıllık Brook Lopez ve bu draftin sonlarına ait bir draft hakkı karşılığında Nets’e takasladı ve bence hata yaptı. Ama bu, başka bir yazının konusu.

Lonzo, yanında bir Jordan Clarkson, Brandon Ingram, Larry Nance Jr, Julius Randle, Nick Young ve Brook Lopez varken, ilk yılında Lakers ile (LaVar Ball’un iddiasının aksine) play-off göremez ama diplerde de sürünmeyeceği kesin. Tabi tüm bu tahminler, sakatlıkları denkleme katmadan yapılıyor. Lonzo tuhaf şut stilini değiştirmesi ve atletizmine ağırlık vermesi halinde, Lakers’ın yeni sembol ismi olabilir. Nitekim ailecek Los Angeles’a uyacak bir medya ikonu mizacına da sahipler, ki Melekler Şehri Shaq’ten beri böyle bir isme aç vaziyette. Dolayısıyla Lonzo, her açıdan doğru bir takıma gitti. Tabi tıpkı Embiid önderliğindeki Sixers çetesinin (F.E.D.S.) kibarca (!) değindiği gibi, artık maharetlerini sahada gösterecek ve orada kendisini kurtaracak bir babası olmayacak. O yüzden, draft öncesi denemelerin telafisini yapmak zorunda. Ayrıca NCAA’de D’Aaron Fox karşısında uğradığı hezimeti de unutturmalı. Notumuz: A+

3. BOSTON CELTICS (PHILADELPHIA 76ERS ARACILIĞIYLA): JAYSON TATUM (F, DUKE)

Boston, yine işini biliyor. Sixers takasından sonra herkes onları Josh Jackson ile özdeşleştirirken, daha doğrusu yakıştırırken, onlar en hazır ve tavanı yüksek skorer kanat oyuncusunu seçtiler. Üstelik bu isim, Duke’ta Koç K’nın tedrisatından çıkmış birisi. Yani, basketbol temeli sağlam. Kulaç açıklığı ve atletizmi sebebiyle derhal Jae Crowder’ı ikame edebilecek veya onu 4 numaraya kaydırabilecek kapasitede olan Tatum, Jaylen Brown gelişene dek, IT ile beraber işin hücum yönünde bayrak taşıyacaktır. Notumuz: A

4. PHOENIX SUNS: JOSH JACKSON (F, KANSAS)

Bu da, çok spektaküler bir hamle. Draft’taki en komple kanat oyuncusu olan Jackson’ın Suns kadrosuyla yakalayacağı uyum, hele ki PJ Tucker da takımdan ayrılmışken, evlere şenlik tatta olabilir. Eğer başka takas olmazsa (yani Bledsoe, Warren veya Booker yollanmazsa), Bledsoe-Booker-Jackson-Chriss-Len beşlisi çok güzide şeyler başarabilir. Tabi Brandon Knight takaslanır da uzun rotasyonuna takviye yapılırsa, işler daha civcivli bir hal de alır. Takaslar henüz bitmedi, serbest oyuncu piyasası da alev almış durumda. Şimdilik, bu vaziyette, notumuz A

5. SACRAMENTO KINGS: DE’AARON FOX (G, KENTUCKY)

Bu seçim hakkının hikayesi ta Dede Korkut’a dayanıyor, o yüzden kafa ütülemeden incelemeye geçelim. Calipari tedrisatının yeni üyesi Fox, NCAA’lerde Lonzo Ball’u denize döktükten sonra, adeta Derrick Rose ihtişamıyla bu drafta giriş yaptı ve bir ara ilk sıradan seçilmesi bile gündeme geldi. Her açıdan çok yetenekli olan bu guardın tek sorunu, Sacramento yönetiminin amatörlükleri olabilir. Yoksa, Sacramento’yu Hield ve Stein ile beraber üst seviyeye taşımaması için hiçbir sebep yok. Sacramento yönetim anlayışını gözardı ederek, notumuz A+ diyorum.

6. ORLANDO MAGIC: JONATHAN ISAAC (F, FLORIDA STATE)

Yine çok parlak bir seçim, ama kötü bir yönetim modeli evliliği var karşımızda. Isaac, modern basketboldaki uzunun neredeyse mükemmelen vücut bulmuş hali, ama fiziğini güçlendirmesi şart. Aslında, “Vucevic ve Biyombo sonrası” Orlando’ya Aaron Gordon ve Elfrid Payton ile birlikte öndelik edebilir, çünkü modern basketbol uzunlardan ne bekliyorsa, Isaac de onu yapıyor, sunuyor, seviyor, kucaklıyor, vs. Eğer yanlış oyun ve kadro yapılanmasıyla Gordon gibi onu da canından bezdirmezlerse, notumuz kağıt üzerinde A.

7. CHICAGO BULLS (MINNESOTA TIMBERWOLVES ARACILIĞIYLA): LAURI MARKKANEN (F/C, ARIZONA)

Bu seçime birkaç parantez ayırmak lazım. En çok sevindiğim nokta, takımdan kovulup ekstradan 24 milyon dolar tazminat almak için gece gündüz uğraşan, GM’lerin yüz karası olmuş efsane koç Phil Jackson’ın, yeni Nowitzki adayı Markkanen’i 8. sıradan seçebileceklerine güvenip Porzingis gibi eşsiz bir cevheri bile takas edebilme cüretini gösterdikten sonra hevesinin fena halde kursağında kalması. Oh olsun, Bulls ve Wolves’a da helal olsun.

Gelelim asıl mühim paranteze: Bu seçim hakkı, beraberinde NBA’in en iyi 10 oyuncusundan biriyle birlikte el değiştirdi: Bulls’un istikbali haline gelen, Kawhi ile beraber ligin en komple kanat oyuncusu durumundaki Jimmy Butler, herkes Celtics ile bir takas beklerken sürpriz bir şekilde Wolves’a, kavgalı olduğu eski koçu Tom Thibodeau’nun ellerine gitti. Beraberinde bu draftin 16. sıra seçim hakkını da Wolves’a götürdü Butler. Karşılığında ise, bu seçim hakkının yanı sıra, çapraz bağ sakatlığını atlatmaya çalışan muazzam atletik guard Zach LaVine ve savunmacı çaylak guard Kris Dunn Chicago’ya geçti. Wolves da o hakla Justin Patton gibi ideal bir yedek uzun seçti ve Towns’ın arkasını sağlama aldı.

Böylece Towns-Dieng-Wiggins-Rubio dörtlüsüne, hem bir yıldız, hem de savunma üstadı lider bir veteran da ekleyen Wolves, savunmasındaki defoları kapatmak için çok kıymetli bir hamle yapmış oldu- ama Dunn veya LaVine yerine Rubio’yu göndermedikleri için, kısa rotasyonunda nitelik ve nicelik yönünden alternatifleri çok çok azaldı. NBA oyuncu havuzunda oraya adam bulmak kolay, ama garanti değil. Dolayısıyla, bu takasta Butler ve oyuna adanmışlığı hariç, taraflar süper über kârlı çıkmış değiller. Bulls ise, Mirotic’i elden çıkarabilmek adına, Markkanen gibi 2.10’luk bir şutör uzunu ve üçlük atabilen bir oyun kurucuyu (LaVine) kadroya katıp ilginç yamalar yaptı. Ama Chicago’nun bu süreçten verim alması, LaVine’in sakatlığın izlerini atlatarak döneceğini varsaysak bile, çok çok zor. Çünkü artık ellerinde, üzerine takım inşa edilecek hiçbir malzeme kalmadı. Kris Dunn’a değinmek bile lüzumsuz. Ha Markkanen’i ballı börekle besleyip parlatacaklarsa, iyi şanslar dilerim.

Markkanen, benim altyapı turnuvalarından beri takip ettiğim, çok yönlü ve durdurulamaz bir hücumcu. Oyuncu değil, hücumcu. Çünkü o cüssesinin hakkını verecek savunmayı yapamıyor, yapmayı da sevmiyor. Eğer buna bir an evvel başlamazsa, ve atletizmini de geliştirmezse, Chicago’ya çok bir şey katamayacaktır. Tıpkı Dragan Bender gibi, “draft bust” olacaktır. Ama üçlük atamayan Bulls’a elbet şutlarıyla bir faydası dokunur. Dolayısıyla, Knicks’i delirtmelerini de hesaba katarak, notumuz: B+. Ama yönetimin takastan gelen notu, F-…

8. NEW YORK KNICKS: FRANK NTILIKINA (G, FRANSA)

Oooof of… Phil Jackson ve antikalıkları, Knicks taraftarlarını öyle boğdu ki, Steve Francis-Stephon Marbury-Jerome James’li o facia günleri özler hale geldiler. Markkanen blöfü de ellerinde patladı, ve dara düştüler. Onlar da, Rose’u feda edebilmek için, muteber bir guard draft etme peşine düştüler. Tabi kendileri nasıl bir keyif verici madde kullanıyorlar bilmiyoruz, ama muhtemelen onun etkisiyle, Dennis Smith Jr. ve Malik Monk dururken gittiler Ntilikina’yı seçtiler… Ntilikina’nın çok bozarı yok, yanlış anlaşılmasın; ama beklentilere nazaran çok düşük profilli ve garantiden uzak bir seçim olduğu için, yarattığı soru işaretleri taraftarın içini ferahlatamıyor. Ntilikina, bir combo guard. Fiziği ve atletizmi iyi, fakat tempoya dayanıklılığı bir soru işareti. Uluslararası oyunculara ilişkin kumarı Fransa’dan yana oynamak nispeten sizin için bir şeyleri teminat altına alabilir, ama Ntilikina’nın bir franchise’ı sürükleyebilecek as parça niteliğinde olmadığını düşünüyorum ve yine büyük bir hata yaptılar diyorum. Alternatiflere kıyasen Ntilikina’yı seçmek… cuk oturmuyor. Notum: C.

9. DALLAS MAVERICKS: DENNIS SMITH JR. (G, NC STATE)

Bu yıl Ömer Faruk Yurtseven’in takım arkadaşı olarak bolca seyrettik bu iri cüsseli top sihirbazını. Oyun kurucudan kısa forvete kadar oynayabilen ve liderlik vasfı bulunan Smith, Yogi Ferrell dışında elle tutulur bir top dağıtıcısı olmayan, Nowitzki çağını yavaş yavaş kapattığı için Noel-Barnes çağına giden bir Mavericks için bulunmaz nimet. Adeta yılbaşı erken geldi onlar için. Bu hamle eğer bekleneni verirse, Dallas play-off potasına kadar gidebilir bu yıl. Neticede, koçları Rick Carlisle. Notum: A

10. PORTLAND TRAIL BLAZERS (SACRAMENTO KINGS ARACILIĞIYLA): ZACH COLLINS (F/C, GONZAGA)

Dikkat dikkat: Bu seçim hakkı için Blazers, Kings’e 15. sıra seçimini ve 20. sıra seçimini verdi! O seçimlerle Justin Jackson ve Harry Giles’ı alan Kings yönetimi, meşum namını bir nebze temizleyebildi. Portland’ın bu denli istediği Collins, yine Nowitzki tipi 4 numara arayışının bir neticesi. Nurkic’in yanına, dışa açılarak oynayacak modern bir uzun arayan Blazers, nispeten aradığına erişti. Tanım doğru, ama kalite seviyesi ne derece uygun, orası tartışılır. Evet, hamle kağıt üzerinde olumlu, fakat bir lotarya seçim hakkını bunun için harcamaya değer miydi, yoksa Malik Monk’u seçip savunma engelli McCollum-Lillard ikilisinden birini dev bedeller karşılığı takaslamak daha mı mantıklı olurdu, bunu hep birlikte göreceğiz. Notum: B-

11. CHARLOTTE HORNETS: MALIK MONK (G, KENTUCKY)

Calipari’nin talebesi olsun olmasın, fark etmez. Size, draft lotaryasının en büyük “steal”ını sunuyorum. Türlü ince hesaplar olmasa ilk 5’te seçilmeyi hak edecek olan Monk, drafttaki en komple ve savunma ile atletizm yönü en kuvvetli off-guard. Bu sayede, Walker-Monk ikilisinden bir guard duosu yaratıp, Batum’u 3 numaraya çekebilecekler. Takıma bir takasla Dwight Howard gibi pota altı kaplayıcısı eski tip pivot eklenmişken, 4 numarayı da Marvin Williams-Zeller-Kaminsky-Kidd Gilchrist ile dönüşümlü olarak kotarmaları halinde play-off’a kalacaklardır. Notum: A+

12. DETROIT PISTONS: LUKE KENNARD (G, DUKE)

İşte size, tek amacı “Buranın patronu benim, Reggie Jackson değil!” mesajı vermek olan bir seçim. İri cüssesi, boy avantajı ve her yerden penetre üzerinden şut çıkartabilme yeteneği ile Kennard Pistons’a elbette bir şeyler katacaktır, ama içine geldiği bu ortam, şu an fazla kaotik ve Jackson-Van Gundy çekişmesine daha ilk dakikadan aktör olacağı için, Jackson takas olsa da olmasa da şimdiden Koç Krzyzewski’nin talebesi olan Kennard’a ilişkin beklenti, baskı ve çaylak oyuncunun omuzlarındaki yük arttı. Çok göz önünde olacak. Ama modern oyuna çok uygun bir yapısı olduğu için “sabredilmesi halinde” Kennard Pistons’a o aranılan sürükleyici pick-n-roll’a dayalı 1 numarayı sunabilir. Notum: Her şey dahil B+.

13. UTAH JAZZ (DENVER NUGGETS ARACILIĞIYLA): DONOVAN MITCHELL (G, LOUISVILLE)

Jazz bu seçim hakkı için faydalı yedek uzunu Trey Lyles’ten ve 24. sıra seçiminden vazgeçti. Aslında, temelde iyi de yaptı diyebiliriz. Neticede hem müzmin sakat George Hill’i hem de arada derede formu düşen Rodney Hood’u yedekleyebilecek bir oyuncuyu aldılar ve sakatlıklardan yakasını kurtaramayan Alec Burks’ün yanına bench için iyi bir guard alternatifi buldular. Böylesi guard bereketi taşıyan bu draftta, kendi yapılarına kısmen uygun ama gelişime açık bir ismi seçtiler. Notum: B

14. MIAMI HEAT: EDRICE BAM ADEBAYO (C, KENTUCKY)

Niye? Hayır yani, niye? Dış şutu olmayan, ikinci sınıf bir Hassan Whiteside taklidini almaya ne gerek var? 4 numaraya koysanız modern oyuna ters kaçar, 5 numarada da ancak Whiteside’ın yedeği olabilir. Bunca alternatifin arasında, kanat-kulaç açıklığı hariç Adebayo ile risk almanın mantığı ne olabilir ki? Hem de lotaryanın son sırasından!? Ha bu sayede Whiteside takaslanacaksa, çok üzülürler. Çünkü Kentucky’den çıkan her uzun Willie Caulie-Stein veya Karl-Anthony Towns olmuyor… Notum: D

 

Not: Atlanta tarafından 41. sırada seçilen ve Yunan milli takım formasını giyen Tyler Dorsey‘e, ve 43. sırada Rockets tarafından seçilen Isaiah Hartenstein‘a dikkat…

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

Youtube: Turuncu ve Siyah

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular