Geçtiğimiz sezon bir çok takım gibi Beşiktaş da finansal problemlerle boğuştu. Bununla birlikte en önemli skorerleri Lofton’nın sakatlık problemleri, koç Dettmann’ın sezon ortasında gelmesi ve ülke basketbolunu tanıma süreci de uzayınca playoffa kalınamayan ve Eurocup’a erken veda edilen bir sezon geçirdiler.
Yeni sezon öncesi ise koç Dettmann’ın sistemine uygun hamleler yapan siyah beyazlılar, Arroyo ve Bonsu’lu şampiyon kadrodan bu yana en iddaalı kadroyu kurdular diyebiliriz. Özellikle hücum anlamında çok potansiyelli bir takım oldular. Neredeyse her pozisyonun alternatifi olan geniş ve dengeli bir rotasyon kurdular. Detaylara girmeden önce gelin her zamanki gibi önce bir gidenlere ve gelenlere göz atalım.
“Oyun kurucu sorunu çözüldü”
Geçtiğimiz sezon siyah beyazlıların en çok canının yandığı pozisyondu. Kerem ve Engin’in üst üste sakatlıkları, sezon ortasında alınan Reynolds’ın yükü tek başına kaldıramaması… Bu sezon ise NBA patenteli saha içi generali Wolters hamlesi ile bu sorunu büyük ölçüde çözdü kara kartal. Amerikalı oyuncu hücumda oyunun her alanında etkili bir isim. Saha görüşü ve pas yeteneği sayesinde iyi bir organizatör olduğu gibi hem 3 sayı gerisinden hem de orta mesafeden bir şut tehditi var. Hücumun sıkıştığı anlarda da penetreleri ile savunmayı yarabilen bir guard. Kısacası onunla birlikte sahada yer alacak diğer oyuncuların birer kademe atlayacaklarını söylemek yanlış olmaz. Wolters iyi bir lider.Arkasında da Türk basketbolunun çok şey beklediği, geçen sezon Eskişehir’de tecrübe kazanan Kartal ve sağlıklı kalabildiği takdirde milli takımda dahi direksiyonu emanet edebileceğimiz kalitede olan Engin olacak. Geçtiğimiz sezon haddinden fazla sahada kalmak zorunda olması sakatlık problemini tekrar tetiklemişti. Bu sezon üçlü rotasyon sayesinde süreleri daha optimum hale geleceğinden aşırı yüklenmeden kaynaklı sakatlık sorunları minimize edilmiş olacak.
“Uzun oyuncuların hepsi şutör”
Koç Dettmann’ın Finlandiya’ya oynattığı ve keyifle izlediğimiz hücum basketbolunun temelinde takım olarak şut tehditine sahip olmaları yatıyordu. Yeni Beşiktaş’ta da buna benzer bir yapı oluştu. Polonyalı uzun Lampe’nin zaten temel hücum silahı 3 sayılık atışlarken,Murphy de Hamilton da yay gerisinden tehdite sahip uzunlar. Elbette Murphy ve Hamilton’ın hücumda Lampe’ye göre daha çok silahı varancak Lampe de iki isimden daha çabuk ayaklara sahip ve iyi bir ikili oyun savunmacısı. Bu arada üç uzun da ribaundlar konusunda etkili isimler. Tabi bu dengeyi Hamilton’ın akciğerlerinden geçirdiği rahatsızlık bozdu. Kasım’ın sonuna doğru dönmesi beklenen Amerikalı uzun yerine bir takviyeye giden Beşiktaş, daha farklı bir oyuncuyu kadroya kattı. Hırvat pivot Radosevic, sertliği ve alçak posttaki etkinliği ile ön plana çıkıyor. Özellikle savunmada ve işin mücadele kısmında Murphy ya da Lampe ile beraber sahada iyi bir ikili oluşturacaktır. Emre ve Doğan da işin enerji ve sertlik tarafında oyuna girdiklerinde katkı vermeye çalışacaklar. Özellikle Doğan geçtiğimiz sezon tempo basketboluna yatkınlığı ve göğüs göğüse mücadelede geri adım atmayan yapısı ile koç Dettmann’ın gözüne girmeyi başarmıştı.
“Skorer ve tamamlayıcı”
Lofton ve Broekhoff geçen sezon bu rol tanımlarını yerine getiren isimlerdi siyah beyazlılarda. Lofton’ın sakatlandığı dönemlerde alternatif bir skorer bulmakta zorlandılar.Ama bu sezon Wolters’ın bir numaradan getireceği skor katkısı, şutör uzunlara sahip olmaları ve de keskin nişancı Seeley’in üçlükleri ile bir “skorer” eksikliği hissetmeyeceklerdir. Gelelim herşeyi yapan Broekhoff’a. Beşiktaş yeni yapısında en çok Avusturalyalı forveti özleyecek. Kritik anlarda attığı ceza üçlükleri, ribaundlarda savaşarak pota altını karıştırması, savunmaya getirdiği sertlik ve her topa son topmuş gibi atlaması onu bu takımın çok değerli bir parçası yapmıştı. Bu sezon ise bu görevi koç Dettmann, tecrübeli Darden’a verecek. Atletik Amerikalı ilerleyen yaşına rağmen halen üst düzey basketbol oynayabilecek durumda olduğunu sakatlık sonrası Olympiakos’da geçen sezon göstermişti. Broekhoff’a göre daha iyi bir penetreci olan, ceza atışlarında da istikrarlı bir 3 sayı tehditine sahip olan Darden’in tabiki Avusturalyalı kadar uzun süreler sahada kalmasını beklemek çok doğru olmaz. Bu noktada Cenk ve kaptan Muratcan’a önemli bir görev düşecek. Bu oyuncular benchten ne kadar çok enerji getirip savunmaya ne kadar konsantre olurlarsa Darden’ın sürelerini de koç Dettmann o kadar optimum ayarlayabilir. Bu 3 isim aynı zamanda Seeley’i de yedekleyecekler bu nedenle takım kimyası adına kritik önem taşıyorlar. Tabii genç Enes de rotasyona girecektir ve zaman zaman Engin-Wolters’ı da çift guard olarak izleyebiliriz. Beşiktaş’ın elindeki 2-3 numara rotasyonu pota altı ve oyun kurucu kadar zengin değil. Muratcan’ın geçtiğimiz seneki düşüşten sonra ayağa kalkması, Cenk’in de sakatlık sonrası kendini bulması gerekecek. Kısıtlı rotasyonda bu iki soru işaretli oyuncudan katkı gelmezse işleri zorlaşır takım olarak.
“Savunma”
Beşiktaş bu kadrosuyla skor bulmakta zorlanmayacaktır. Savunmada gösterecekleri direncin miktarı ve devamlılığı onlar adına başarının anahtarı olacak. Yeni bir kadro olmaları da tabiki takım savunmasını oturtmalarını zorlaştıracak. Koç Dettmann’ın elinde Finlandiya takımına benzer karakterlerde ama çok daha kaliteli oyunculardan kurulu bir Beşiktaş var. Koç, eğer takımı baskılı bir savunma sistemi içerisine monte edip tempoyu sürekli yukarıda tutabilirse bu hücum potansiyelleri ile Finlandiya usulü bir kara kartal yaratabilir ve hedefledikleri BSL artı Eurocup yarı finaline kadar ilerleyebilirler.Siyah beyazlı taraftarların bir kez daha sabretmeleri ve bu yeni takımı beklemeleri gerekecek, zamana ihtiyaçları var.
Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz