Fenerbahçe’nin Diego transferi artık bitmeye oldukça yakın görünüyor. Çok büyük bir sürpriz olmazsa Diego’yu yakın zamanda Fenerbahçe formasıyla sezon başı hazırlık kampında göreceğiz. Alex’ten sonraki iki senede Fenerbahçe “10 numara” olmaksızın 1 Türkiye Kupası, 1 Spor Toto Süper Lig şampiyonluğu kazanırken, Alex’in sadece 1 maç oynayıp 1 golle katkı yapabildiği UEFA Kupası’nda tarihinin en büyük başarısını yakalayarak yarı final oynadı.
Özellikle Alex’in gönderilme sürecinde Türk futbol kamuoyuna yerleşmeye başlayan koşu mesafesi kavramı Fenerbahçe yönetiminin “modern 10 numara” (Mustafa Denizli’nin deyimiyle 10,5 numara) arayışında da etkili oldu. Bu sebepten 2 yılda özellikle Diego ve Belhanda isimleri ön plana çıktı. Şimdi ise Diego en sonunda Fenerbahçe’ye geliyor.
Ancak, daha işin en başında Fenerbahçe’nin kadrosunda Diego’yu aratmayacak 10 numara özelliklerine sahip bir oyuncu bulunuyordu. Özellikle UEFA’da yarı final yapılan sezonda gösterdiği performansla UEFA’nın İz Bırakan Genç Oyuncular Listesi’ne girmeyi başaran Salih Uçan’ın, Fabregas’ı aratmayan oyun zekası ve tekniği belli ki Fenerbahçe yönetimi için yeterli olmamış. Belirli bir kalitenin üzerindeki 10 numaralarda karakteristik bir özellik vardır. Bulundukları pozisyon ne olursa olsun tüm oyun sahasını kuşbakışı olarak görebilir ve topu en iyi pozisyondaki arkadaşıyla en mükemmel pasla buluşturabilir. Bu yeteneğe sahip olan futbolculara Alex, Pirlo, Mesut Özil gibi örnekler verilebilir. Salih, bugün çok az futbolcuda görülebilen bu meziyete sahip ve Roma, hayatının en akıllıca hamlelerinden birini yapmak üzere gibi görünüyor.
Roma, sadece iki eksiği bulunan (fizik ve basit oyun) bir futbolcuyu almak üzere. Salih, bu eksiklerini kapatabilirse ve (umalım ki olmasın) sakatlıklarla boğuşmak zorunda kalmazsa Dünya futbolunda adından söz ettirebilecek kalitede müthiş bir yıldız adayı. Fenerbahçeli yetkililer nasıl bir hata yaptıklarının farkına vardıklarında oldukça geç olacak gibi görünüyor.