40 kişinin bulunduğu, otobanda seyir halinde olan otobüse isabet eden mermi bilinçli, planlı usta işi… Öyle ince ayarlanmış ki kat’iyen kimseyi öldürmeye yönelik değil, “yaralamaya” programlı, usta işi mermiler.Hani Uzay Yolu’ndaki ihtiyaç halinde bayıltmaya ayarlanan lazer tabancaları gibi…
Öyle olunca memleketin saygıdeğer savcısı “Adam Öldürmeye Teşebbüsten” değil, “Yaralamaya Teşebbüs”den devam ettirmiş soruşturmayı, özel ekipleri falan geri göndermiş. Öyle ya, dandik bir yaralamaya teşebbüs mevzusu için devletin kolluk kuvvetlerini meşgul etmeye ne gerek var?
Mehmet Topal ve Genç Uygar’ın içinde bulunduğu araca isabet mermi ise polis raporuna göre yorgun, yorgun olduğu kadar masum, masumiyeti kadar kısmetsiz, yolunu kaybetmiş, zavallı bir mermicik… Her gün yüzlerce araca isabet eden diğer kadersiz mermicik arkadaşları gibi tesadüfen Mehmet Topal’ın aracına usulca konuvermiş meğer. Yani aslında mevzunun üzerinize kuş sıçmasından farkı yok, Fenerbahçe’liler mağdur edebiyatı yapacağına gidip Milli Piyango bileti alsın, belli ki gelecek bir kısmet var!
…..
“Ülkenin çivisi çıkmış” cümlesini günde 10 defa kullanmaktan sıkıldım ama yapacak birşey yok, hakikaten ülkenin çivisi çıkmış, insanlar aklını peynir ekmekle yemiş.
“Araba neden zırhlıydı? Kesin Aziz yaptırmıştır. Belli ki planlı. Hem neden bu işler sadece Fenerbahçe’ye oluyor?” gibi ağız ve beyin ishali yorumlar yapan oksijen israfı. IQ ve vicdan yoksunu organizmalar birden “Eee nooldu? Bakın polis raporuna göre saldırı bile yokmuş” demeye başladı.
Doğru. Saldırı dahi yok. Mağdur Fenerbahçe’li topçu olursa ortada saldırı olmaz, yorgun ve masum bir mermicik olur.
Tıpkı “Fener’i yenin Gabriç’i verelim” gibi ifadelerin ve Sivas’a gönderilen bilmem kaç milyon balık hakkındaki tapelerin soruşturulmaya dahi değer bulunmaması gibi; Fener’den gol yiyen kaleciye “Elini uzatmak istememişsin sanki?” diye soran bugünlerin Ermenistan gurbetçisi süper savcının, “yav Karabük takımının ve özellikle kalecisinin halleri nedi öyle?” diye sormaması veya Sneider’den gol yiyen kalecinin ters ayakta yakalanmış olması gibi…
Tıpkı atılan imzalara, yerine getirilen yükümlülüklere, harcanan paralara rağmen “Banne banne, vazgeçtim, vermiyorum o araziyi Fenerbahçe’ye” diyen devlet büyüklerimizin, Boğaz’ın öte kıyısında sistematik olarak yıllardır yapılan vergi hırsızlığına ve borsa dolandırıcılığına göz yumması, veya Karadeniz’e örtülü ödenekten para yağdırması gibi…
İnsanları Ergenekon ve Balyoz diye içeri tıktılar, kendi uydurdukları delillerin sahte olduğunu anlamaları(!) neredeyse 10 yıl aldı, bu arada masumlar öldü içeride. Ama çok şükür, konu Fenerbahçe olunca arabanın camına şöyle bir bakıp 10 dakikada çözdüler olayı: Yorgun Mermi. Yok be komserim, yorgun olan mermi değil, bizleriz. Biz yorulduk artık sizin bu hallerinizden. Niye böylesiniz abi siz..? Ne oldu da vazgeçtiniz insan olmaktan?
mail : baris.tumok@abcspor.com
twitter : @baristumok
