YÖNETİMİN ESERİ
Öncelikle yeni sezonun tüm futbol dünyası adına sağlıklı ve hayırlı geçmesini diliyorum.
Beşiktaş adına 2019/20 sezonu, Sergen Yalçın’ın gelişinden sonra büyük bir atılım gösterilmesiyle beraber adeta ufak çaplı bir mucize gerçekleştirilerek sonlandırılmış ve Şampiyonlar Ligi ön elemesi vizesi alınarak tamamlanmıştı. Bunu başaran kadronun as oyuncularının büyük bir bölümüyle kısa süre içerisinde yollar ayrıldı. Bazıları beklenen, bazıları umulmayan ayrılıklardı. Yönetime düşen; Sergen hoca ve takımının araladığı kapıdan geçilip, Şampiyonlar Ligi’ne katılarak can simidi olabilecek bir gelir elde edilebilmesi için takımı gerektiği şekilde güçlendirmekti. Evet maddi olanaklar ve zaman kısıtlıydı, lakin bunlar bahane değildi. Becerikli bir yönetim gösterilebilseydi Beşiktaş bugün sahaya bu kadar zayıf bir kadroyla çıkmaz, kendisinden çok daha düşük seviyede bir rakibe karşı bu kadar yetersiz kalmazdı. Takımın sağ beki, forveti, iyi bir kanat oyuncusu yokken, bu acil eksiklerin hiçbiri karşılanmadı. Özellikle en acil ihtiyaç olan, golü atacak oyuncunun bulunmasının bu hayati maçın sonrasına bırakılması affedilmez bir yönetim hatasıydı. Bu hatanın bedeli de kaçınılmaz olarak en ağır şekilde ödenmiş oldu.
Maçın özeline bakacak olursak Sergen hocanın da hataları yok değildi elbette. Kadro zaafiyeti bu kadar barizken, en azından sahaya çıkabilecek en kaliteli 11’in hangisiyse, o oyuncularla maça çıkmasını beklerdim. Oyunda olduğu sürelerde hazır olmadıklarına dair bir belirti göstermeyen Oğuzhan ve Dorukhan gibi iki kalite sahibi oyuncu dururken Necip gibi sadece kesicilik özelliği olan bir oyuncuyla başlamak intihar oldu. 2020 yılına gelmişken sırf maaşında indirime razı oluyor diye Necip ile 3 yıllık sözleşme uzatılması da ayrı bir yönetim rezaleti zaten. 12 yıldır futbolunu bir gram geliştirmeyip, belki altyapıdan çıkabilecek başka oyuncuların da önünü kapatan bu arkadaşımız, bırak maaş indirimini, cebinden para vermeyi bile teklif etse reddedilmesi gerekirdi!
Takımın Quaresma gittiğinden beri yeni kangreni olan Lens de alınan mağlubiyette en büyük paya sahip oyuncuydu, çoğu zaman olduğu gibi! Güya sağ bek pozisyonunda oynayan ama hiçbir hücumdan geri dönmediği için yarım saat içinde kendi bölgesinden 3 gol yediren bu ömür törpüsü oyuncu, kendi aldığı topların %99’unu ezerek onlarca hücumu da daha en başından baltaladı! 3 senedir Beşiktaş’a verdiği zararların haddini hesabını tutamadığım bu adamın daha 2 sene sözleşmesi olduğunu ve gönderilmesinin gündeme bile gelemediğini düşündükçe hayattan soğuyorum!
Yeni transferler de maalesef ilk maç için iyi görüntü vermediler. Özellikle N’Sakala ne hücumda ne savunmada başarı gösterebildi, Welinton da biraz hızlı olmasının dışında vasatı aşamadı. Mensah ise şimdilik sudan çıkmış balık gibiydi. Elbette daha tek bir hazırlık maçı bile oynamamış, beraber sadece idman yapabilmiş bir oyuncu grubundan çok şey beklemek doğru değil, ama zaten bir takımın beraber oynadığı ilk maçın böyle önemli bir maç olmasının hesabı da yine yönetime ve teknik heyete yazar. Eee bu kadar yanlışın birarada gerçekleşmesinin sonucu da bundan farklı olamazdı.
Gecenin tek olumlu tarafı genç kaleci Ersin’in umut veren performansı ve biraz da Oğuzhan’ın eski günleri andıran oyunuydu. Ama tabii bunlar tek maçlık performanslar, devamı gelmediği takdirde bir ehemmiyeti olmaz.
Beşiktaş için en zorlu kulvara daha en başında veda etmek belki kadroya gereken takviyelerin yapılması açısından lig yarışı için faydalı olabilir, ama kulübün ekonomik beklentileri ve ülke puanı açısından elbette çok kötü oldu. Bunun en büyük sorumlusu da açık bir şekilde Beşiktaş yönetimidir. Artık bahane uydurmayı bırakıp icraat yapmalarının zamanı geldi de geçiyor…
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu
