Viyana bozgununun ardından uzun müddet Buda’yı savunmak zorunda kalan Abdurrahman Abdi Paşa savaşırken şehit düşüyor, şehit düştüğünde paşa tam 70 yaşında.
Abdurrahman paşanın bu yiğitliğine saygı duyan Macarlar şehit düştüğü yerin yakınlarında bir yere minik bir anıt mezar yaptırıyorlar, mezar taşının üstünde de bir kaç satırlık bir metin düzüyorlar.
“145 yıllık Türk egemenliğinin son Budin Valisi Abdurrahman Abdi Paşa, bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının ikinci günü öğleden sonra yaşamının 70. yılında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun.”
Düşmanına kahraman diyebilen Macar halkına benden selam olsun.
Kahraman ve düşman kelimelerinin yan yana gelmesi durumu bana epey enteresan geldi. Hayat bu, olmadık bir anda dost düşman diye ayırabiliyor herkesi. Her an her birimiz birilerinin düşmanı olabiliyoruz veya birilerini düşman ilan edebiliyoruz, bu harbiden de normal ama mert düşman, kahraman düşman diyebilmek hoş, daha da önemlisi mert düşman olarak anılabilmek mükemmel bir durum. Keşke Nihat Özdemir’i de bu şekilde anma imkanımız olsaydı, bir dur-durak bileydi, bu kadar kukla olmayaydı ama nafile kendisini içimize, koynumuza kadar girmiş sinsi bir düşman olarak hatırlayacağız maalesef.
Ama yine de kendisine iki noktada teşekkür etmek istiyorum, 3 Temmuz ruhundan sonra kaybedilen bir sinerji vardı, Ali Koç’un başkan seçilmesiyle beraber kısa süreli de olsa o sinerji geri döner gibi olmuştu. Alınan başarısız sonuçlar ve pandemiyle beraber camianın üstü adeta ölü toprağıyla kaplanmış durumdayken imdada Nihat Bey yetişti, sayesinde camia üstündeki ölü toprağını attı ve hayata döndü, bu kısım güzel oldu, ihtiyaç da vardı.
Bir diğer nokta da Fenerbahçe Spor Kulübü’ne verilecek transfer limiti ne kadar az, o kadar iyi. Ali Koç ve arkadaşları bugüne kadar hangi bütçeyi akıllıca transfere harcadılar ki, gelecek bütçeyi de akıllıca harcayacaklardı?
Geçen yazdım, Gökhan Gönül transferini ne midem alıyor ne de mantığım, Caner hadi neyse, en azından futbol mantığım alıyor, bir yerlere oturtabiliyorum, şampiyonluğun yolu bu iki futbolcudan mı geçiyor sanıyorsunuz? Koskoca dünyada başka sağ bek kalmamış mı?
Fenerbahçe şampiyon falan olamaz, mümkünatı yok, inanmıyorum. Bunları neye göre söylüyorum, aldığım transfer duyumlarına göre, bana göre hala yanlış yoldalar..
İlk başkan seçildiğinde monşerleri, matmazelleri kulübe yönetici sıfatıyla dolduran Ali Koç transferde ardı ardına karavanaları atmıştı, şimdi de hasta ruhlu iki eski futbolcunun aklıyla transferler yapılıyor. Futbolu onlardan iyi mi biliyorsun dediğinizi duyar gibi oldum, hiç öyle bir iddiam yok, antrenörlük diplomasına sahip, yıllarca futbol oynamış adamların ne komik transferler yaptığını, nasıl hatalar yaptığını yüzlerce kez gördüm, bu ekibe güvenmiyorum, sebeplerini de yazacağım.
3 aydır medya Fenerbahçe’ye oyuncu transfer ediyor, sabırla bekliyorum, halen daha kaleci transferiyle alakalı bir gelişme yok, hakkında asparagas haber bile yok. Kaleci yoksa, sampiyonluk da yok, bu kadar basit. Muslera falan da beklemiyorum, 35 yaşında iyi bir kaleci olsun yeter, Altay’la olmaz, hiç gelişim göstermedi, bu çocuk olmayacak ya da Mert Günok gibi 30’unda olacak, o kadar vakti yok bu camianın.
Stoper, stoper, stoper. En az iki tane..Üst düzey bir yabancı stoper lazım, belki alınacak, o yüzden susuyorum ve sıradaki transfere geçiyorum, Alparslan.
Alparslan ne ağabeycim? Bu adam önlibero. Jailson gibi stopere devşirildi bu sezon, fena oynamadı belki, ileriye çıkıp bir kaç gol attı, hatalarını kamufle etti, alınır mı bu risk? Koca sezonu sen devşirme stoper oynatarak geçirmedin mi? Kaleci ve stoper yüzünden lige erkenden havlu atmadın mı?
Gelelim Novak transferine. Flash Transfer. Bu sezon 10 gol atmış. 2 sezonda yaptığı asist sayısı 1 (yazıyla bir). Vakti zamanında forvet oynamış, pozisyon bilgisi var, gol hissiyatı kuvvetli, arka direkten atıyor kafa gollerini eyvallah, bu kadar ofansif düşünmesi güzel, skor yapacak adama çok ihtiyaç var ama bir sol bek her sezon 10 gol atamaz, attırmazlar, sol bek dediğin topla gelsin, koridoru kullansın, gerekirse hiç gol atmasın ama 6-7 asist yapsın, 2 sezonda 1 asist nedir? Kaldı ki defansif zaafları da bilinen bir gerçek, yaşı 30, bonservisi cebinde ama konuşulan imza paraları ve ücreti doğruysa, yazık. Madem Caner’i aldın, tut Hasan Ali’yi, o da olmadı satış opsiyonunu kullan 1 Milyon TL’ye Yasir’i geri al, kenarda oturt.
Mert Hakan Yandaş, mevkisiz bir oyuncu olduğu için kafamda bir yerlere oturtamıyorum, şurada oynatırlar, diyemiyorum, Gustavo-Ozan ikilisi bence ligin en iyisi, bu ikiliden birinin yerine oynayamaz, forvet arkası veya 10 numara gibi oynatılması bekleniyor, forvet arkası belki, 10 numara oynayamaz, forvet arkasından ziyade de bir 10 numaraya ihtiyaç var zaten, bekleyip görelim ama ifşa edilen twitter mesajlarından birini şuraya bırakalım…
10 numara için düşünülen isim aslında bir 8 numara, Jose Sosa, yaşı 35, başka yorum yazmayacağım, herkes tanıyor zaten, yorum sizlerin.
Sinan Gümüş.. Hamle oyuncusu, 70’den sonra sahne alır, hadi bir eyvallah çekelim ama özürlü oyuncu, futbol zekası yok, son hamleleri beceremeyen bir oyuncu, becerseydi halen Galatasaray’da oynuyor olurdu.
Başakşehir olgun bir kadroyla şampiyon oldu diyenler olabilir ama kenardan gelen Demba Ba, Topal ve Robinho haricinde 35+ isim yok, maddi şartlar ortada, skor katkısı veren oyuncuların toplanmaya çalışıldığı da aşikar ama ben tatmin olmadım, son kurşun yine yanlış hedeflere sıkılıyor gibime geliyor. Ortada hala bir scouting transferi göremedik, tanıdık, bildik kim varsa topluyorlar, ülke futbolu da bu hale gelmiş, 36 yaşındaki oyuncunun transferi mantıklı bulunuyor.
Ne beklerdim, 3 aylık dönemde gurbetçi pazarını altını üstüne getirmelerini beklerdim, Brezilya pazarı ona keza, her iki pazardan da uzak kaldı Fenerbahçe. Serkan Reçber ismi gündeme geldiğinde umutlanmıştım açıkçası, başkan Emre ve Volkan’ı tercih etti. Alo ben Emre Abin falan diye hashtagler açıyor taraftar, dağıtırsan cayır-cayır imza paralarını bol keseden Emre de transfer yapar, Fener bir oyuncuya talip olursa alır gibi kahramanlık laflarını da ediyorlar, ona da ayrı tav oluyorum, alaydın ya Emre Akbaba’yı? Tenekeyle gönderdiğimiz Aziz Yıldırım olsaydı Emre Akbaba’yı alırdı, oynamazsa da Samandıra’ya güvenlik yapardı. Al hadi Emre Kılınç’ı, kanat forvet ama 10 numara gibi oynar, adam başka takıma söz vermiş, gelmez.. Bu laflara gerek yok.
Tabii bir de Erol Bulut durumu var. Tv’deki enerjisi berbattı, konuşmaya dahi gerek yok. Riskli bir isim, yeterince tecrübeli değil. Malatya’da oynattığı defansif futboldan sonra Alanya’da oynattığı ofansif oyunla dikkatleri üstüne çekti, gelişime açık, yükseliş trendinde bir hoca. Alman ekolünden geliyor, disiplinli, bunlar güzel artılar, Yunanistan, Almanya; Ukrayna ve Türkiye’de uzun yıllar futbol oynadı, futbol görgüsü ve dağarcığı fazla, ben kendisine güvenmek istiyorum ama yukarıda bahsettiğim ikiliyle uyumlu bir şekilde çalışabilirler mi orasını kestiremiyorum.
Dün Bjk taraftarına baldırındaki kartal dövmesini gösteren şahsiyet şimdi yuvama döndüm diyor, Bjk tribünü önünde diz çöken diğeri desen onun da diğerinden farkı yok, takıma level atlatsın diye peşinden koştukları adamların hemen hepsi ligin kaşarları. Bu kadar kaşarla şarküteri açmak daha doğru bir fikir olabilir mi diye düşünmeden edemiyorum, en azından b planı olarak ancak bu kadar fırıldakla o şarküteri dükkanı da batar o da ayrı konu..
Maç doksan dakika deriz ya, transfer de yine aynen öyle bir dalga, son saate kadar. İki transfer bu yazının tamamını çöpe yollar, tamamen başka şeyler konuşuruz, atıyorum bir 10 numara transferi her şeyi başka noktaya götürür, 10 numaran oldu mu Emre olmasa da olur çünkü OzanX2 olur, arkasında oynayan Gustavo’yu araya derin pas atarken de görürsün falan falan. O yüzden sadece şu ana kadar ki gözlemlerimi dile getirmeye çalıştım, memnuniyetsizliğim endişelerimden, şu ana kadar bit pazarına nur yağıyor, görüyorum, ıslanıyorum ama yağıyor be mübarek.
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907
