https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

MOTİVE OL ULENN !

Okunması Gerekenler

brunoTürk Sinemasının hem iyi hem kötü olan adamları vardır. Mesela bunlardan biri Erol Taş değildir. Erol Taş hep kötüdür, Tarık Akan da hep iyi adamdır mesela.
Ya Kadir Abi ? Hem iyi hem kötüdür.
Öksüz büyümüş, mafya olmuş, haraç alır, can alır, adam döver, kaçakçılık yapar. Anlayacağınız her yol her ayak var.
Yalnız beyaz işine girmez, ne satar ne de sattırır, hey yavrum hey !
Her akşam kurar çilingir sofrasını, diker ufağı masaya ama perşembeyi cumaya bağlayan gece hariç. Bir de cuma namazını sektirmez. Bak, bak, bak !
Rakiplerine karşı bir o kadar gaddar, muhtaç ve fakir olan insanlara karşı bir o kadar merhametli.
Aslında Robin Hood da biraz öyle. Hep iyiymiş gibi lanse edilir ama Robin Hood bir eşkıyadır. İllegal yollardan zenginlerden gasp ettiği parayı fakirlere dağıtır. Günümüz dünyasında yapıyor olsa bunları, kırmızı bültenle aranır, ağır cezada yargılanır.
Buket Saygı diye bir sinema oyuncusu vardı. Bir takım mesajlar atmıştı kıza Kadir Abi ya da kız öyle demişti.  O dönem kız mesajları da deşifre etmişti.
Kadir Abi, bir şey yok canım, motive ediyordum demişti.
Normalde Kadir Abi’nin filmlerinden  alıştığımız tarzı değil ya, tuhaf gelişmişti. Onun tarzı başka :
Kadir ulennn, deli Kadir !!
Motive ol ulen kaltak, motive ol !!
Kadirizmde tarz bu olmalı. SMS falan olmamış yani.
Aslında Kadir Abi çok haklı, bu motivasyon meselesi çok önemli. Azı da zarar, fazlası da zarar bir mefhum. Futbolda da aynen böyle.
Motivasyon eksikliğinin zararı belli, kaybedersin maçı. Maçın başında yenen kırmızı kartlar, topun ayağa dolaşması hep motivasyon fazlalığına dalalet belirtiler.
İsviçre maçında Alpay Özalan’ın İstiklal Marşı’nı söylerken ki yüz ifadesi hala hafızalarda. Aşırı motivasyon, aşırı hırs. Sonra ne oldu gördük!
Maçın Kadıköy’de olması, 16 yıllık istatistik zulmü, 4 puan geride olmak gerçekten de Fenerbahçeli oyuncuları motive etmiş. Motivasyonun önemini bir kez daha izlemiş olduk ve bu sefer motivasyon mefhumu kararındaydı.
Derbide benim aklımda kalan kısım da motivasyon meselesi ile beraber konsantrasyon  oldu. Fenerbahçe kale direğinin önündeki görünmez, ip, tel her ne zıkkımsa millet tartışa dursun oraya hiç takılmadım.
Sene başından bu yana eleştirdiğimiz, kalede çoğu zaman güven vermeyen, ağzını bir kere açtı mı mutlaka zırvalayan, Fenerbahçe’yi 4 hafta kendisinden mahrum bıraktıran, yeter artık, kaleye Mert geçsin dedirten Volkan Demirel 70 dakikası tek kale oynanan maçta öyle iki top çıkardı ki; hayatım boyunca unutamayacağım 5 kurtarıştan ikisidir herhalde. Bir de Sami Yen deplasmanında kazandığımız bir maçta, yakın mesafeden soluna giden sert bir topu kurtarmıştı son dakikalarda ki O da üçüncüsüdür.
İlerleyen yaşına ve bir kaleciye ait olmaması gereken cüssesine rağmen Volkan öyle bir maç çıkardı ki, ben hala 1 numarayım arkadaş dedi.
Evet Volkan, sen hala Türkiye’nin en iyi kalecisisin. Maça konsantre olduğunda senin neler yapabildiğini çok iyi anladık. Sen de hala iş var.
Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek boynumuzun borcu. Eyvallah.
Şimdi bak bakalım puan cetveline yakışıklı kardeşim. 4 hafta evvel liderken 2 gün evvel liderin 4 puan gerisindeydi ve hala lig üçüncüsü takımın.
Peki ya neden ? Sebep çok ama biri de sensin kardeşim, tutabilseydin çeneni, yalnız bırakmasaydın takımını bu puan durumu böyle olmayabilirdi!
Onu da bir kenara bırakalım, madem konsantre olduğunda böyle maçlar çıkarabiliyorsun daha evvel nerdeydin ? Kaç hatalı gol yedin bu sezon ?
Pek çok Fenerbahçeli futbolcu için de aynı şeyi söyleyebilirim ama asıl kelam etmemiz gereken Fenerbahçe taraftarı. Kadıköy Cehennemini yeniden yaşattılar. Baskıyı kurdular, futbolcuları ateşlediler, koreografiyi geç, sevmiyorum öyle şeyleri, müthiş de tezahürat yaptılar.
Peki ya siz nerdeydiniz şimdiye kadar ? Ne oldu da geldiniz.
Taraftarı da motive eden G.Saray besbelli ki. 16 yıllık zulmü ebediyete taşıma isteği. Derbi maçı oynandı, bitti, eğleniyoruz çok güzel. Belki bir iki gün daha eğleniriz.
Ancak şampiyon olmak, 4.yıldızı takmak Kadıköy namağlubiyet serisini devam ettirmekten çok ama çok daha önemli.
Şu saatten sonra başarının anahtarı belli oldu. Parola: Motivasyon ve Konsantrasyon.
Başta yönetim ve teknik heyet elinden geleni yapmalı. Çünkü lig silbaştan artık. Son 100 metreyi en iyi koşan şampiyon olacak. 2 de ciddi rakip ve zor maçlar var!
İsmail Kartal ve bir çok taraftar şunu gördü artık. Diego kötü falan değil. Diego’nun biraz fiziği zayıf hepsi bu. Diego çok da düzgün bir karaktere sahip bir profesyonel. Kolay ve basit görünen ancak gerçekte çok da kolay olmayan pasları %99 isabetle atan, sağa sola deplase olan, ayağında iyi top saklayan, topu boş alanlara dribblingle götürebilen veya ayağının içiyle dışıyla taşıyan, gerektiğinde de gerilere kadar gelip top alabilen iyi bir orta saha.
Diego’nun yeri ilk 11. Elinde Diego varsa oyununu Diego’ya göre ayarlayacaksın. Diego orta sahayı zayıflatıyormuş. Alex kadar da zayıflatmıyor ya ? Alex’le nasıl oynuyor idiysen Diego ile de öyle oynayacaksın. 4-4-1-1’se bunun adı evet o zaman öyle oynayacaksın. İki kanat oyuncun daha fazla yardıma gelecek, defansını biraz daha önde kurup sahayı daraltacaksın. İlla ki bulursun çaresini, çare çok yeter ki sen oynatacağım de, oynatamazsan da zaten şampiyon falan olamazsın mümkün değil.
Bir de Webo meselesi var. Adam elindeki tek pivot santrafor. Göğsüyle kafasıyla indirdiği her top kâr, seni ilerde tutar, sana gol ve pozisyon olarak döner.
İşte İsmail Kartal’ın bütün yapması gereken bu.
Bir de Kadir Abi olmak lazım deyip lafı bitireyim.
Motive ol, ulen !!
Kadir Abi bugüne kadar hiç bir filminde hiç bir kadının iffetiyle oynamamış, uzatmalı hiç bir aşkı olmamıştır.
“Evinin kadını, çocuklarımızın anası olacaksın ulen” dedi mi iş bitmiştir.
Yeter artık, 16 sene oldu, konu komşudan da mı utanıyorsunuz, sarı kırmızı forma giydirip dokuz sekizlik ritmle masa üstünde oynatmak yakışmaz, alın artık nikâhınıza da bitsin artık bu iş
Maç içinde bir sarı kırmızılı oyuncu dikkatimi çekti. Ondan bahsetmeden bitirmek istemedim yazımı. Cüneyt adlı bu çocuk müthiş yetenekli. pırıl pırıl parladı. Takımına bu kadar fayda sağlayan çok az oyuncu gördüm. Türkiye liglerine fazla, Avrupa hatta dünyanın her takımında rahatlıkla oynar.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

bruno.monte@abcspor.com

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular