VAN PERSIE ATTI, “3” OLDU !

Maç günü ise keyfim biraz daha arttı. Sahada baskı kuran, pozisyona giren, goller atan ve daha da fazlasını kaçıran bir Fenerbahçe görünce, böylesine etkili bir oyunu ne kadar özlediğimizi düşündüm bir an. Hele hele Van Persie ile 3. golü bulunca derin bir oh çektim. Bu sezon ilk kez 3. golü atınca bizim gibi Fenerbahçe’li futbolcular da rahatladı muhtemelen.Volkan yine yere yatmadan bir maç bitirecekken 10 dakikalık bir konsantrasyon kaybı rakibin bir kaç pozisyona girmesine sebep oldu. Daha sonra ise dizginler tekrar Fenerbahçe’nin eline geçti. Ardarda kaçan golleri bile özlemişiz. Aslında saç baş yoldurması gerektiren pozisyonlar, Fenerbahçe’nin kabuğunu kırması manasına geliyordu belki de.. Ne yalan söyleyeyim, benim hoşuma bile gitti kaçan çuval dolusu pozisyon.

Elbette kolu kanadı kırık Mersin İdman Yurdu’nun sıkıntılı durumu Fenerbahçe’nin işini kolaylaştırdı. Ancak ne olursa olsun bu bazı olumlu gelişmeleri görmemizi engellememeli. Öncelikle takım savunması konusunda oldukça mesafe katettik, Volkan böyle giderse en az gol yiyen kaleci olarak zirvede ama en az gol kurtaran kaleci olarak ta listenin dibinde yeralacak.

Alper Potuk ise böyle oynamaya devam ederse kendisinden beklenen patlamayı sonunda yapabilir. Korkusuzca dikine gidiyor, adam eksiltiyor, rakibi en çok zorlayan oyuncu olarak göze çarpıyor. Osmanlıspor deplasmanından sonra bu maçta da en çok dikkat çeken oyuncuydu. Diğer bir genç oyuncu Ozan Tufan da oyuna girdikten sonra oldukça coşkuluydu. Bu gençler deplasmanlarda böylesine cesur, Kadiköy’de ise ürkek bir şekilde oynuyorlarsa Fenerbahçe seyircisinin de biraz özeleştiri yapması gerekiyor diye düşünüyorum. Gençlere karşı biraz daha toleranslı olup, ilk pas hatalarında homurdanmaya başlamamak lazım. Unutmayalım ki, eğer Fenerbahçe’den baskılı ve coşkulu bir oyun bekliyorsak en çok bu genç adamlara ihtiyacımız var .

Diğer parlayan bir oyuncu Diego idi. Galatasaray maçındaki gibi Alex’li sistem 4-4-1-1 şeklinde sahaya çıktık gibi geldi bana. Diego da en çok bu şekilde forvet arkasında verimli oluyor. Ne 4-4-2’de yeteneklerini sahaya yansıtabiliyor,ne de 4-3-3 sisteminde orta sahada ”iç” pozisyonunda oynadığında tüm iyiniyetine rağmen fazla katkı sağlayamıyor.Bu sistemde yavaş yavaş kuvvetlenen Van Persie’yi sağ tarafta oynatma zorlamalarına da girmiyoruz ve sahada daha ne yaptığını bilen bir takım görüntüsü veriyoruz. Beklerimizin ikisi de artık daha fazla hücuma çıkıyor, bir de Nani istekli ve ciddi olunca özlediğimiz hücum zenginliği sahaya yansıyor.

Yumuşak karın olarak nitelendirdiğimiz Mehmet Topal ve Joseph de Souza’nın beraber oynaması bugün göze batmadı. De Souza’dan beklenen hücuma katkı Mehmet Topal’dan geldi. İki asistinin yanında kaptığı toplarla da göze batan Topal tam anlamıyla göz kamaştırdı. İşte bu ikiliden gelecek ekstra katkının ne kadar önemli olduğu bu maçta bir kez daha ortaya çıktı. Onlar orta sahada çakılı kalırsa işimiz zorlaşır, dönüşümlü olarak rakip ceza alanını zorlarlarsa bugün Mehmet Topal’ın yaptığı gibi rakibi daha rahat çözeriz.

Yalnız Mehmet Topal demişken bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Bu sezon sonu sözleşmesi bitiyor. Başkan Aziz Yıldırım son senelerde sözleşme yenilemelerini sezon bitiminde yapmayı tercih ediyor. Yalnız unutulmamalı ki Melo’nun gidişinden sonra Galatasaray’ın en çok oyuncu ihtiyacı olan mevki önlibero. Hele hele ”bonservissiz” oyuncuları avlamada gösterdikleri maharet düşünülürse bu kez Aziz Başkan’ın elini biraz daha çabuk tutması gerekiyor. Aynı durum Gökhan Gönül ve Caner için de geçerli. Bir de ligden erken kopan bir Galatasaray sözkonusu olursa, başarısız geçen bir sezonun ardından böyle bir transfer golüyle rakibini zayıflatmak çok işlerine gelecektir. Aman dikkat diyeyim.

En önemli yerlilerimizi, en önemli rakibimize kaybetmeyelim !

mail : alp.eralp@abcspor.com

twitter : @alperalp72