Belirsizlikle beraber gelen risk hali, ruh durumuzu bozar, midemiz bulanır, gözümüz seğirir hatta saç bile döker bu meret. Kafamız çalışmaz, elimiz ayağımız birbirine dolanır ki bu duruma stres derler. Bu meretin bir tek ilacı vardır, ne olursa olsun özgüven duygusunu sapasağlam ayakta tutabilmek.
İşte o özgüven yitirildiğinde hakem beleş penaltı çalmadı diye yedek kulübesinde oturup salya sümük ağlarsın. “Şampiyon olsan ne, olmasan ne” dedikten sonra Aziz Başkan, Fenerbahçe stressiz bir şekilde yoluna devam ediyor ve Beşiktaş bu baskıyı kaldıramayacak gibi. Her ne kadar sistemini değiştirdiğini zannetse de Pereira, Fenerbahçe’de sistem falan değişmedi. Nani-Diego farkı var sadece ve bu bile Fenerbahçe’nin kalan maçlarını kazanmasını sağlayacak ki; Antep maçı da bunlardan biriydi.
Nani önderliğinde, Volkan, GG77 ve Alper’le Fenerbahçe ilk 45 dakikada kanatları etkin kullandı, önde bastı, kalesinde de tehlike yaşamadı. 5 ve 10. dakikalarda Volkan’la gelen iki pozisyondan sonra da, 17, 21, 25, 27, 29, 31 ve 35.dakikalarda Fenerbahçe pozisyonlar buldu, tek tek anlatmaya kalksam sayfa sayfa yazı olur. Rvp, Volkan ve Alper bu pozisyonları cömertçe harcarken Kjaer’in bir topu direkten döndü. 27. dakikada Rvp nefis bir asistle Kjaeri golle buluşturarak kilidin açılmasına katkı sağlayan baş rol oyuncusu oldu.
F.Bahçe tüm maç boyunca istekliydi, çok koştu, pres yaptı, özellikle hızlı oynadığı dakikalarda da çok etkili oldu. İki stoper ve ön liberonun ayakları biraz daha temiz olsa bir bu kadar daha pozisyon olurdu. İkinci yarıya Fenerbahçe golle başladı. Alper’in pasında topla buluşan Rvp, kale sahasında Karcemarskas’a öyle bir çalım atıp, sonra topu kaleye öyle bir güzel bıraktı ki; Fenerbahçe taraftarı yıllarca unutmayacak bu golü. 53 de Volkan’ın füzesi geldi ama Karscemarskas gole izin vermedi. 64. dakikada Alves’in frikiği üst direkte patladı. 71’de de kornerden gelen topa yine Alves müthiş bi kafa vurdu.
Takım iyi oynayınca Alves’in bile istekli oynuyor, düşünün. 75’de Volkan – fermandao değişikliğine gitti Pereira.. Pereira belki yeter dedi ama Fenerbahçeli oyuncular aynı iştahla ve enerjiyle gol aramaya devam ettiler. Ve 81’de Nani taç çizgisinin kenarından enfes kesti ve Rvp nefis bir kafa golü buldu ve maçın skorunu tayin etti. 82’de Nani ve Topal yerini Diego ve Ozan’a bıraktı. Bir grup gerizekalı, top her ayağına geldiğinde Diego’yu ıslıklarken aklı selim ve onlardan sayıca daha büyük bir grup durumu kurtardı. Diego sadece kötü oynadı, ihanet etmedi!
İyi niyetinden de şüphe duymayacağım bir oyuncu, şampiyonluk yolunda çok gereksiz işler bunlar. Kalan dakikalarda Fenerbahçe taraftarı tüm oyuncuların hakkını teker teker teslim etti ve keyif aldığı bir maçta 3-0 lık bir galibiyetin verdiği mutlulukla evin yolunu tuttu. Futbol hızlı oynanırsa güzel. 10 numara bir takımı vezir de rezil de, deli de.. Çünkü önde oynayan oyuncular daha müsaitken topu alıyorlar ve meziyetlerini sergileyebiliyorlar, bugün Rvp’nin maçın yıldızı olması gibi.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907