Uzunca bir süredir yazmıyordum. Ligler başladı ama ‘Takımlar hele bir otursun öyle yazarım’ demiştim. Araya bayram girdi. Biz de seyahate gittik. Sezon başında fikstür çekildiğinde 6. haftada Galatasaray ile maçımız olduğunu öğrendiğimden beri o günü heyecanla beklemeye başlamıştım. Keşke tatildeyken karşılaşma olsa da ,gezme telaşından o günü unutsam ve sonucu internetten öğrensem diye hayal kuruyordum. Milli maçlar araya girdi. Onları da izleyemedik, yalnızca sonuçlarını öğrenip üzüldük.
Galatasaray ile yapacağımız maç haftasında, beni ara ki bulasın. Mideme kramplar mı girmedi. Elimi attığım her şeyi düşürüp kırdım. Sağ elimle yaptığım ütüyle sağ kolumu da yakmayı başardım. Evde bardak çanak kalmayacaktı ki maç günü geldi çattı.
Bu sene büyük takımların oyunlarından hiç kimse memnun değil, zar zor kazanılmış maçlar taraftarı mutlu etmiyor. Biz FENERBAHÇE’LİLER de bir oh diyemedik. Deplasmanlarda başarısız olduk. En üzüldüğümüz şey de ezeli rakibimiz Galatasaray’a yenilmekti. Bu hafta o nedenle tadımız iyice kaçtı, moralimiz bozuldu. Gerçi, takımımız Arena’da ilk devrede çok güzel oynamış, rakibine göz açtırmamış, goller de kaçırmıştık.
İkinci devreye moralle başlamıştık ki 53.dakikada Bruno Alves, sebepsiz yere Dzemaili’nin sırtına tekme atarak kırmızı kart gördü. 10 kişi kalmamız sonucunda GS daha bir morallenip maçı sahamıza yıkmaya başladı ama onlar, baskılı oynuyor gözükseler de sadece 1 pozisyon bulmuş ve maçın son dakikalarına girmişti ki, Sneijder’in 2’şer dakika arayla gelen jeneriklik iki füzesi bir anda skoru değiştiriverdi. Uzatma dakikalarının sonunda Alper golümüzü attı ama 2-1 yenilmiştik!
‘FENERBAHÇE’yi birilerinin toparlaması gerek, kim ne yapmalı’ diye düşünürken internete girdim. Hırsımdan ne yapacağımı bilemiyordum. Face’deki FENERBAHÇE sitelerinden birinin paylaşımı gözüme çarptı. Birden içim aydınlandı, “İşte budur önemli olan” dedim. Sitede şöyle yazıyordu:
YENİLDİĞİN ZAMAN SANA SIRTIMIZI DÖNECEK OLSAYDIK
SARININ YANINA KIRMIZIYI KOYARDIK!
Bu yazının üstünde de çevresi süslenmiş FENERBAHÇE amblemi ve lacivert renkli 4 adet yıldız vardı. Yazanların ellerine sağlık, bize , yani 25 milyon FENERBAHÇE TARAFTARINA moral vermişlerdi. 3 Temmuz’dan bu yana, ne kadar üzüntüler çekmiştik ama renktaşlarımız, öylesine büyük bir dayanışma göstermişti ki, hep birlikte üstesinden gelmiştik. Bu taraftarla sırtımız yere gelmezdi. Zaten,19 yaşında öldürülen o genci düşünerek, her okuyuşumda ağladığım marşın sözleri de bizi destekliyordu.
“ALİ İSMAİL KORKMAZ
FENERBAHÇE YIKILMAZ”
Daha yolun başı, kaybedilmiş birşey yok. Haydi, hep birlikte, bu moralle önümüzdeki maçlara bakalım ve başarılı olalım.