Bilmeyenler için kısaca özetleyeceğim ancak başlamadan önce belirtmek istediğim birkaç nokta var.
UEFA denen kurumun mevcut yönetimi ile, ne kendisinin ne de icraatlarının, ne adaletle ne de fair play vs gibi kavramlarla alakası var. Son derece politik, son derece taraflı ve bir o kadar da tutarsız bir kurum. Benzer olaylarda farklı uygulamalara ve yaptırımlara başvurabilen (Bkz. Fenerbahçe’nin aldığı men cezasının şekli ve süresi), kendi menfaatine göre kulüpleri zarara uğratmaktan çekinmeyen bir organizasyon. Spor yazarı arkadaşım Barış Gerçeker’in çok güzel ifade ettiği gibi, Platini’nin Finansal Fair Play (FFP) yaptırımlarına dair bugün yaptığı açıklama ile “Merkezi İsviçre’de diye UEFA’yı Avrupai, tartışmasız ve düzgün zannetmenin alemi olmadığını bir kez daha görüyoruz”
Peki nedir bu FFP?
Uefa’nın resmi sitesindeki tanıma göre, kulüplerin, genel olarak finansal yapılarının güçlendirilmesine yönelik bir uygulama. 2011den beri Uefa turnuvalarına katılacak kulüplerin, diğer kulüplere, kendi oyuncularına ve tabi ki devlete (vergi) olan borçlarını ödediklerini kanıtlamaları gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz 2013/2014 sezonundan başlayarak, önceki kriterlere ilave olarak, kulüplerin gelirlerinden fazla harcamamaları gerekiyor. Uefa bünyesinde oluşturulan komisyon (CFCB), geçmiş 2 yılın finansal durumunu kontrol etmekle görevlendirilmiş durumda. Belirlenen borç ve zarar limitlerini aşan kulüplere uygulanacak yaptırımlar bu değerlendirme sonunda karara bağlanıyor. Uyarı cezasından tutun da turnuvadan ihraca kadar bir yaptırım uygulanabiliyor.
Uefa’nın resmi internet sitesindeki bilgi böyle. Önümüzdeki sezondan itibaren ise üç yıllık dönem için bu değerlendirme yapılacaktı. Nisan-Mayıs 2014’te yapılacak bu değerlendirme sonucu kriterlere uymayan kulüplerin, 2014/2015 sezonundaki uluslararası turnuvalara katılması mümkün olmayabilecekti.
Örneğin mevcut finansal yapısıyla, belirlenen kriterler dahilinde Galatasaray’ın Avrupa kupalarına katılması pek olası görünmüyordu.
Nasıl pazarlıklar döndüğünü, hesapların ne olduğunu bilmemiz mümkün değil. Ancak Platini, Le Parisien’e son derece şok edici bir açıklama yaptı.
Önümüzdeki sezon, kulüplerin FFP yaptırımları dolayısıyla turnuvalardan ihraç edilmeyeceğini söyledi. “Bazı sert yaptırımlar olacak, ancak eğer kan ve gözyaşı bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayacaksınız” dedi.
Kısaca, “arkadaş, bu kurullar, ucu sen-ben-bizimoğlan’a dokunmadığı müddetçe uygulanır. İşin içine başka hesaplar girerse, farklı uygulama yapılır, hiç ağlamayın” dedi.
Eğer söz konusu açıklamanı doğrultusunda bir uygulama yapılırsa, borcunu ödeyen, bütçesini dengeleyen, planını buna göre yapan kulüpler cezalandırılmış olacak. Vergi cezası ötelenen, ertelenen, görmezden gelinen, borç içinde yüzerken bir yandan borsada küçük yatırımcıyı dolandıranlara da Fransız usulü güzel bir kıyak geçilmiş olacak.
İşini doğru düzgün yapan ve Platini yönetiminden zarar gören kulüplerin, Uefa’yı bu zihniyetten kurtarmak için acilen güç birliği yapması gerekiyor. Zira bu iş artık çığrından çıktı, kimsenin koca koca camialarla, kulüplerle oynamaya hakkının olmadığının gösterilmesi gerekiyor.
