TRİBÜNDE DONDUK, 3-0’LA ISINDIK

Kar yüzünden tatil edilir mi edilmez mi düşünceleriyle öğlen saatlerinde Eskişehir’e vardım.”Pek te fazla umudum yok maçın oynanacağına dair” derken bir de ne göreyim? Neredeyse kardan eser yok. Sadece ara ara serpiştiren cılız bir yağış, o kadar. Ama soğuk yerli yerinde, hakikaten dondurucu cinsten.

Böylesine soğuk bir havada maç öncesi harika bir programım var. Eski çalıştığım işyerinden çok sevdiğim dostlarım Eskişehir’de. Onlarla biraraya gelip eski günleri anıyorum, sıcacık sohbet içimi ısıtıyor maç öncesi. Stada doğru yolalırken keyiften sanki maç başlamadan kazanmış gibiyim. Eski dostları görmek gibisi yok diye geçiriyorum aklımdan.

Maçın başlamasıyla birlikte ise  bu güzel düşünceler yerini şaşkınlığa bırakıyor bende. Son zamanlarda oyunu pozitif yönde gelişiyor dediğim Fenerbahçe bir hayli etkisiz başlıyor maça. Genel bir konsantrasyon eksikliği var sanki takımda. Eskişehir’in tabeladaki yeri ”nasıl olsa yeneriz” havası yaratmış gibi futbolcularda. İkili mücadelelerde Eskişehir daha istekli, daha sağlam basıyorlar topa. Fenerbahçe aynı mücadele  ile karşılık vermeden pabucun pahalı olduğuna devre sonuna doğru uyanıyor ancak.

Zaten 45+’da gelen penaltı ve ikinci devredeki kırmızı kart oyunu bitiriveriyor kısa süre içinde. Gerisi formalite. Fenerbahçe’nin bu sezonki ilk 3-0’lık galibiyeti. Kağıt üzerinde harika bir skor ve dondurucu soğukta sımsıcak bir netice. Ama ben nedense takımın son maçlarda aldığı tek farklı galibiyetlerde bile daha memnun ayrılmıştım stattan. Bugün çok ta tatmin etmiyor beni oyun..

Evet yine rakibe pozisyon vermeyen bir Fenerbahçe var sahada ama Engin dışında çok ta tehlikeli bir oyuncusu yok Eskişehirspor’un. Ozan yine Diego’nun pozisyonunda ve bu hem ona hem takıma çok yaramıyor. Bence Ozan’a çok ta iyilik yapmıyoruz onu bu mevkide oynatarak. Özellikle ilk yarıda çok top kaybeden bir Gökhan Gönül ve bana biraz kalınlaşmış gözüken, temposunu kısmen yitirmiş bir Caner var sahada. O yüzden kanatlar da rakip 10 kişi kalana kadar pek işlemiyor.

Böyle olunca da Fenerbahçe’nin hücum etkinliği Nani ve Markoviç’in samanalevi gibi parlamalarına kalıyor sadece. Bu da oldukça yetersiz bir ofansif performans bana göre. Diyeceksiniz ki ”zor durumdaki rakibe karşı, sert hava, sert zemin ve sert taraftara rağmen 3 golle 3 puan almışssın daha ne istiyorsun?”  Belki gariplik bende ama dedim ya,ben takımı tek farklı Genclerbirliği ve Sivas maçlarında daha çok beğenmiştim. Bu maçta ilk kez rakibin hafife alındığını hissettim. Umarım buna bir daha şahit olmayız.

Son söz de hakeme, %100 penaltısını vermeyip, son derece tartışmalı bir kararla Fenerbahçe’ye bir sene sonra ilk penaltıyı çalıyorsun. Devre bitimi topu fırlatıp küfür eden Alpaslan’ı atamayıp, daha sonra saçmasapan bir kararla oyun dışı bırakıyorsun. Bir hakemin en yapmaması gereken şey ”hatayı hatayla telafi etmeye çalışmaktır”. Alper Ulusoy kusura bakma ama sen bu işten hiç anlamıyorsun!

mail : alp.eralp@abcspor.com

twitter : @alperalp72