https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

TARAFTARMETRELER ÇALIŞIYOR

Okunması Gerekenler

Fenerbahçe’nin evinde Gazianteple yaptığı maçtan sonra mücadeleden çok Emre’yle Emenike arasında başlayıp gelişen olaylar konuşuldu. Ne oldu bir hatırlayalım: maç 0-0 gidiyor, Fenerbahçe tribünleri futboldan memnun değil. İlk yarı bitti ışık yok, değişiklik yok. İkinci yarı başladı, aynı üretken olamama hali devam ediyor. Geçen hafta Galatasaray’ın puan kaybetmesinden istifade edemeyen Fenerbahçe’nin bu hafta rakipleri dağılmışken 3 puan alarak psikolojik bir darbe daha indirmesini bekliyor taraftarlar. Senenin başındaki Ersun Yanal depremini daha atlatamamış, herşeyin iyi olacağına inanmak, inandırılmak istiyorlar ama sahada oynanan futbol sadece zihinlerinin derinliklerinde bir çekmeceye kilitlenip bırakılan korkuları hatırlatmaya yarıyor.

Gidişat böyleyken yine bir atakta top Emenike’ye geliyor. Emenike de gayet laubalice saçma sapan bir topuk pası vermeye kalkıyor ama onu da beceremiyor. Emre ne diyor bilmiyoruz ama kendisini biraz da sertçe uyarıyor. Bundan sonra Emenike’nin Emre’ye kafa göz girmek için koşusunu Diego durduruyor. Emenike’nin tepkili olduğunu gören Emre’yle aralarında tartışma biraz devam ediyor. Taraftarlar ıslık mıslık olaya müdahil oluyorlar. Araya bir iki oyuncu giriyor hakem falan derken konu sahada bitiyor ama tribünde kazın ayağı öyle değil. Emenike’ye top gelince yuhlamalar, ıslıklar. Emenike de el kol hareketleriyle “daha yapın, daha yapın” gibisine iletişime geçince tribün iyice deliriyor, protesto katılımcısı artıyor. Protestoyu protesto edenler de olunca en son Emre tribünlere yeter yapmayın gibisinden hareketler yapıyor ve konu kapanıyor. Zaten 5 dakika sonra İsmail Kartal da Emenike’yi oyundan alıyor.

EME 1Buraya kadar herşey tamam, herşey güzel. Maçtan sonra yorumlarda konu irdeleniyor, Emenike şöyle yapmalıydı, Emre böyle yapsaydı, İsmail Hoca oyundan almasaydı, aldığı iyi oldu falan filan; bunlara da eyvallah. Fakat konu taraftarlara gelince benim için film kopuyor. Yok protesto etmemeliymiş de, maçta 90 dakika takımı desteklemeliymiş de, taraftarlık şuymuş buymuş. Valla kimse kusura bakmasın ama kimse kimseye de taraftarlık öğretmeye kalkmasın. Hele hele Fenerbahçe taraftarı söz konusu olunca destursuz bu konulara kimse girmesin.

EME 2Senin futbol ortamın kötü, futbol iklimin kötü, ülkende kötü futbol oynanıyor; zemin kötü, hakemler kötü, rakiplerin kötü, federasyon kötü, medya kötü, futbolcular kötü, antrenörler kötü, yönetimler kötü, kötü oğlu kötü. Sen bunun karşılığında taraftardan eşek yüküyle para alıyorsun ve dünya sonu bir oyun sunuyorsun. Oyun çok kötü ve bunun üzerine bir de bu kötüyü oynamak için bir asgari ücretlinin bir kaç yüzyıl çalışarak kazanacağı parayı bir yılda alan zat-ı şahaneleri de lakayt hareketler yapacak. Kaptanı kendisini uyarınca da atarlanacak, bu kadarına da yuh diyene trip atacak. Yok ya?

Taraftarın ne menfaati var biri bana anlatsın. Taraftar Çağlayan’a gelsin, Silivri’ye gelsin, yürüyüş düzenlesin, polisten gazı yesin, hükümetten terörist damgası yesin, Başkan’dan fırça yesin, , ürünleri alsın, kombine alsın, bilet alsın, Avrupa’da olmayan takımın, transfer yapmayan takımın bilet fiyatı artsın dursun, forma reklamı almama gibi başkasının paralarıyla yapılan delikanlılıkların bedelini ödesin, ama atarı hep futbolcu yapsın, yönetici yapsın, hep tribe başkası girsin, taraftar destek versin, sesini çıkarmasın. Gıkı çıkarsa da öyle olunmaz şöyle taraftar olunur diye de oturduğu yerden ahkam kesen dingillerden taraftarlık dersi alsın. Vay arkadaş, ne güzel İstanbul?! Benim aklımda taraftarlıkla ilgili sallayıp duranların o taraftarmetreleri ne yapabilecekleriyle ilgili bir kaç fikir var, düşünüp bulamazlarsa yardımcı olmaya hazırım.

Taraftarı salak zannedenlere de hatırlatalım: futbolcu olmasa en fazla inşaatta amele olacak beylerin viski bardaklı pozlarını unutmaz taraftar. Profesyonellikten anladığı tek şey atacağı imzadan alacağı paradan başka bir şey olmayanları da, formanın hakkını vereni de, elinden geleni yapanı da, oynayanı da, oynuyormuş gibi yapanı da iyi bilir.

ABCSPOR

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular