Maçın başında ”eyvah” dedim. Sanki 2 hafta önceki Malatya deplasmanı gibi baskı yiyerek başladık oyuna. Kayseri üzerimize üzerimize geliyordu. Malatya’ya göre daha kaliteli takım olduklarını da hesaba katınca bu sefer işimiz daha zor diye düşündüm ister istemez.
İşte o anda Sumudica’nın bugün tercih ettiği defansif diziliş yardımcı oldu Fenerbahçe’ye . 3’lü defans gereksiz yere öne çıktı set oyununda. Soldado’dan arkaya güzel bir koşu, Topal’dan usta bir pas, nefis kontrol ve tam bir santrafor golü. Orda döndü maç. Bir de Aatıf’ın ekstra füzesi gelince maç daha ilk çeyrekte bitti ancak dediğim gibi zor gibi gözüken maçı Sumudica’nın gereksiz denemesi kolaya çevirdi.
Peki Fenerbahçe’ye maçı altın tepside sunan Sumudica kim ? Kadiköy’deki ilk maçta son dakikada gelen beraberliği sahaya girip taklalar atarak kutlayan, basın toplantısında Fenerbahçe teknik direktörünün tercihlerini eleştirecek cüreti kendinde bulan, alaycı tavırlarıyla hafızalarımıza kazınan Sumudica. Şimdi kendisine soruyorum : ”Bugün de Aykut Hoca çıksa, senin yanlışların sayesinde işinin kolaylaştığını söylese hoşuna gider mi ? ”. Elbette gitmez. Ancak Aykut Kocaman da bu toplara girmez . O cevabını sana 5 golle verdi . Fenerbahçe ve hocasıyla dalga geçmenin karşılığını sahada gösterdi.
Sahada 5 gollü galibiyete ulaşan takımda tabii ki bazı futbolcular ön plana çıktı. Başta Aatıf’ın oyunu göz kamaştırdı . Maçın başında attığı golle iyice morallendi. Göze hoş gelen hareketler yaptı, ince paslar çalımlar attı. Dirar da yaptığı iki klas assistle ona eşlik etti. İşte Fenerbahçe’nin sağaçığı ve solaçığı bu şekilde tabelaya katkıda bulunmalı. Tabii ki çok koşmaları, oyun disiplinine sadık olmaları önemli ama esas önemli olan skor yapmaları. Bugünkü gibi oynadıkları sürece benim gibi kendilerini eleştirenleri mahçup edeceklerdir. İnşallah ta böyle oynasınlar, ben mahçup olmaya razıyım.
Soldado’nun bitiricilik özelliklerini sergilemesi, Josef-Topal ikilisinin orta sahayı domine etmeleri, Şener’in yükselen form grafiği, Volkan’ın Beşiktaş kupa maçındaki sorumusuzluğu sonrası gol yemeyerek devam etmesi, Roman-Skrtel’in hatasız oyunları Fenerbahçe adına hep bu gecenin artılarıydı ancak en büyük artı neydi biliyor musunuz tek tek oyunculardan bağımsız ? Fenerbahçe’nin oyun konsantrasyonu ve ciddiyetiydi.
Maç 3-4 olduktan sonra ne beklersiniz ? Takım biraz rehavete kapılır, konsantrasyon eksiklikleri yaşanır, ”nasılsa maçı kazandık” diye vites düşürüp oyun biraz rakibe bırakılır değil mi ? Hayır bunların hiçbirini yapmadı Fenerbahçe Kayseri karşısında . Son dakikalarda bile rakip defansa baskı yaptı, top kazandı, geride sağlam durdu, oyunun hiç bir anında disiplinden kopmadı. Muhtemelen gecenin yıldızı olarak Aatıf gösterilecektir ama ben takımın konsantrasyonunu öne çıkarmak istiyorum.
Tabii bu kadar övgüler dizdiğimiz Fenerbahçe’nin halen liderin 6 puan gerisinde ve şampiyonluk yarışında dezavantajlı durumda olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Başakşehir, Malatya ve Kayseri gibi zorluk derecesi yüksek deplasmanlardan önemli galibiyetlerle çıktık ancak bu takımlar oynamayı düşünen takımlar. Bizim esas sıkıntımız kapanan takımlara karşı. Kalabalığı açacak çilingiri bulmakta zorlanıyoruz. Mesela bugün çok yararlı oynayan Aatıf ve Dirar’ın Kadiköy’de sahaya iyi yayılan, boş alan bırakmayan bir Anadolu takımına karşı etkili olup olamayacaklarına emin olamıyoruz.
Hele hele yenik duruma düştüysek yediğimiz golü çıkartmakta çok zorlanıyoruz. Unutmayalım ki lig başından beri yaptığımız anormal bireysel hatalarla da rakiplere yardımcı oluyoruz. Bakın bugün bireysel hata yoktu. Durduk yere sıkıntıya düşmedik. Rahat oynadık . Rahatça da 3 puana ulaştık ancak hepimizin aklında aynı soru : ”Bunun için biraz geç mi kaldık? ”
İşimiz kolay değil. Lider Galatasaray’ın evinde zorlu Başakşehir ve Beşiktaş maçları var. Elbette birileri puan kaybedecek. Ancak ekstra puan kayıpları da yapmaları lazım bu takımların . Olur mu ? Olabilir tabii. Bizim tek yapmamız gereken kendi maçlarımıza bugünkü gibi konsantre olup ardarda 3’er puan almak. Kağıt üzerinde daha kolay gözüken haftaya oynanacak Osmanlıspor gibi maçlardan sürpriz kayıplarla ayrılmamak. Mümkünse cezalı Aatıf’ın yerine, eğer hoca kendisini tamamen silmediyse, Valbuena’yı özellikle kafa olarak maça hazırlamak. Sonuna kadar savaşmak ve bir mucizeye imza atmak. Bizi de dünyanın en zor kararlarından birini vermek zorunda bırakmak. 20 Mayıs’ta Belgrad’daki Euroleague finali ve 34.hafta Konyaspor şampiyonluk maçı arasında seçim yapmak.
Mümkün mü?
Kolay değil.
Ama son saniyeye kadar işi kovalamamıza da engel değil.
Sumudica taklaları son saniyede gelen gol sonrası atmıştı.
Bakarsın biz de 20 Mayıs’ta son anda şampiyonluk turu atarız.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72
Comments are closed.