Kim demiş Başakşehir’in taraftarı yok diye. Ben bugün 15 bin civarı Başakşehir taraftarı gördüm Dolmabahçe’de.
Daha maç başlamadan bu taraftar gurubu, rakip takım Beşiktaş’ın yönetimini istifaya davet etti. Bu ateşli taraftar Beşiktaş penaltı kullanmadan hemen önce bile istifa diye bağırdı Beşiktaş takımı aleyhine. Ben Başakşehir taraftarını çok etkili buldum. Sahadaki Beşiktaş’lı oyuncuları öyle olumsuz etkilediler ki, tecrübeli Gökhan, Burak, Atiba dışında, hemen hemen herkesi eli ayağına dolandı.
Şakası bir yana, kendine taraftar denilen bu şuursuz yığın bugün kaybedilen puanlarda en büyük pay sahibidir. Geçen sene Fenerbahçe ne yaşadıysa benzerini yaşıyoruz. Fenerbahçe Ersun Yanal’ı çağırıyordu, Beşiktaşlılar da Sergen Yalçın’ı. Sanki Sergen’nin parmak ısırtan bir kariyeri (teknik direktörlük) var. Elbette bir gün gelecektir. Ama bugün değil. Bugün olmamalı. Başkan, Fenerbahçe başkanı gibi boyun eğecek mi göreceğiz. Ama buradan kaç taraftara ulaşabiliyorsam ulaşayım. Yapmayın. 90 dakika maç devam ederken yapmayın. Senin verdiğin zararı Fenerlisi, Galatasaraylısı vermez. 90 dakika bitince, istediğini söyle.
O kadar zararın dokunuyor ki, ilk yarı hakem (komple rezaletti, önce Başakşehire, sonra da Beşiktaş’a akıl almaz kıyak geçti) taraftar büyük isyan edene kadar, resmen doğradı Beşiktaş’ı. Ne zaman ki, taraftar kulakları patlatıcı protesto yaptı, hakem 180 derece döndü, ve bu sefer Beşiktaş leyhine kararlar vermeye başladı. Yahu sahanda oynarken, hem rakibi, hem hakemi baskılayacaksın. Saha avantajı başka nedir ki? Sen yönetimi yuhalarken, Başakşehir’e can suyu, hakeme de her türlü rezillik yapmaya olanak sağlıyorsun. Bunu düşünmeden yapıyorsan, düşün artık, ve sus artık. Maçtan sonra kus ne kusacaksan.
Elbette bir sürü eksiklik var. En büyük eksiklik gelişeceğine, geriliyor oyun. Bir master oyun planı yok Beşiktaş’ın. Evet çok sakat, cezalı var ama, onlar oynarken de çok farklı değildi. Burak’ın dönmesi bile yetti. Ama top bir türlü oraya gelemiyor. Bir koca ilk yarı, kaleye yönelen top yok. Bir tane şut var, o da 18 e bile girmeden bloklandı.
Avcı, kendi oyununu oynatacak elbette ama, Beşiktaş ruhuna uygun revize plan yapmalı. Az gol atan takıma tahammül edemez Beşiktaş taraftarı. 1-0 ı istemez 5-3 kazansın ister. Saçmadır ama ruhu böyledir. Hücumda iken Caner’i orta sahaya + katılm 1 formülünün faydasını henüz göremedik. Bakalım bu ısrar daha ne kadar devam edecek? Orta sahadaki en büyük sorun, bu bölgedekilerin bir uyum içinde oynayamaması. Oysa bu oyuncular geçen sene de kadrodaydılar. Bir sonraki maç, (herşeye rağmen) Ljajiç-Atiba – Oğuzhan denenmeli, ve form durumuna göre Dorukhan sonradan oyuna dahil olmalı. Atiba zaten 90 dakikayı zar zor çıkarıyor. Beşiktaş oyunda süre geçtikçe vites arttırması gereken değişiklikler yapmak zorunda. Geçen sene bile, sonradan oyuna Kagawa giriyor, kendi değilse bile, takımı daha da hareketleniyordu. Bugün minör miktarda Oğuzhan’nın oyuna girişiyle de gördük bu etkiyi.
Futbolculara tek tek giremeyeceğim. Göhkan Gönül, Burak, Atiba’yı Necip’i beğendim, Ljajic’i, Douglas’ı, Diaby’i beğenmedim. Gerisi de vasattı zaten. Ama bu ruhu bozan şuursuz taraftarla daha fazlasını beklemek de saflık olurdu zaten.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com
twitter: @cyuzak