ŞUTÖR OLMAK YA DA CURRY DOĞMAK
Stephen Curry, 14 Mart 1988 tarihinde Amerika’nın Ohio eyaleti, Akron kentinde dünyaya gelmiştir. Ailesinde spor ile ilgilenen bireyler olduğundan, Curry’nin de basketbolla tanışması pek te zor olmamıştır ki babası Dell Curry, 5 ayrı takımda ‘ Jazz-Cavaliers-Hornets-Bucks-Raptors’ tam 16 senelik kariyeri olan ve toplamda 10.000+ sayı barajını geçmiş bir NBA efsanesi.. Sadece babası değil annesi Sonya da, kolej yıllarında “Virginia Tech” bir voleybol yıldızıydı. Hatta lisede Ratford’da basketbol da oynamış ve iki ayrı spor dalında da eyalet şampiyonlukları kazanmış bir isim. Günümüzde de ‘’sporcu aile’’den gelmek sporun içinde kalmayı kolay kılıyor. Belki de Curry’nin çok başarılı bir NBA oyuncusu olarak adlandırılmasının sebebi bu avantajını iyi yönde kullanması olmuş olabilir.
Curry, basketbol hayatına Charlotte Hristiyan Okulu’nda başlamış ve gösterdiği etkileyici performanslarla takımını liselerarası ulusal bir turnuvada zirveye taşımıştır. O turnuvada MVP seçilmiş ve %44’lük 3 sayı isabeti yüzdesiyle adından oldukça söz ettirmiştir. Lise kariyeri sonrasında NCAA takımlarından Davidson College’dan gelen teklifi kabul ederek (Kuzey Karolina) NCAA’e ilk adımını atmıştır. Kolejdeki ilk sezonunu 21.5 sayı ve 2.8 asist ortalamalarıyla tamamlamıştır. İkinci sezonunda ise performansının üstüne koyarak, o sezon 25.9 sayı ortalaması tutturmuştur. Son sezonu ise zirve bir performansla 28.6 sayı ve 5.6 asist ortalamasıyla adeta bir ‘’patlama’’ yapmıştır.
NCAA kariyeri boyunca sayı ortalaması 25.3, asist ortalaması ise 3.7’dir. NCAA’de geçirdiği bu 3 sezonla beraber, kendisinin ‘’potansiyelli’’ bir oyuncu olduğunu kanıtlamıştır. NCAA kariyeri sonrası ise ‘’gerçek’’ basketbol hayatının başlayacağı ve NBA’in en iyi şutörlerinin birisi olacağı arenaya adımını 2009 yılında atar. 2009 Draftı’nda 1. tur 7. sıradan Golden State Warriors tarafından seçilmiştir ve Golden State ile 4 yıllık, 12.700.000 $ değerinde bir sözleşme imzalamıştır.
Büyüleyici macerasında ilk maçını 28 Ekim 2009 yılında Houston Rockets karşısında çıkarak karşılaşmayı 14 sayı, 7 asist ve 4 top çalmayla tamamlamıştır. Kariyeri adına oldukça güzel ve etkili bir başlangıç olmuştur ki bir zaman gelecek; atılan 14 sayı basketbolseverleri tatmin etmeyecekti…
23 Ocak 2010 tarihinde ise Monta Ellis’in sakatlığı, Curry’nin kariyer rekoru kırmasında büyük rol oynamıştır. O zamanki adıyla New Jersey Nets’e karşı 32 sayıyla oynamıştır. Ellis’in yokluğunda bu maçta resmen ‘’dümene’’ Curry geçmiştir. Golden State’in önemli oyuncularından olan ve takımın en iyi 2 skorerinden birisi olan Curry artık kendini kanıtlamaya yavaş yavaş başlamıştır ki kariyerindeki ilk ‘’triple-double’’ını Dallas Mavericks karşısında 36 sayı, 13 asist ve 10 ribaund ile oynadığı mücadelede yapmıştır. Bu karşılaşmada 7/11 gibi yüzdeli bir 3’lük isabeti yakalamıştı ve 7 Nisan günü oynadığı maçta 27 sayı, 14 asist, 8 ribaund ve 7 top çalmayla beraber kariyerinin ilk ‘’quadruple-double’’ını yapmaya oldukça yaklaşmıştı…
2011-12 sezonu Curry adına hiç te iyi geçmemiştir ki, 4 Ocak’taki San Antonio Spurs karşılaşmasında bileğini burkmuştu ki kısa zamanda toparlanmaya çalışırken 22 Şubat tarihindeki Phoenix Suns karşılaşmasında ise sağ ayağındaki bir tendonunu zorladı. 2011-2012 sezonu, Curry adına oldukça berbat şekilde geçiyordu ki o sezon sadece 25 maça çıkabilmişti. Sakatlıkları yenmesi ve oyununu geliştirmesi gerekiyordu. Eğer gerçekten ‘’başarılı’’ bir oyuncu olabilmesi için bütün bu zorlukları yenmesi şarttı. Kimsenin hayatında işler her zaman istendiği gitmez ki zaten!
2012-13 sezonunda Golden State ile 4 yıllık, 44 milyon $’lık bir sözleşme imzaladı ki bu yaşadığı sakatlıklar sonucunda ‘’riskli’’ ve ‘’gereksiz’’ bir hamle olarak yorumlanmıştı. O sezon takıma katılan Klay Thompson ile oldukça iyi işlere imza atarken bu ikiliye ‘’Splash Brothers’’ denmişti. 2012-2013 normal sezonunu 47 galibiyetle tamamlayarak, zorlu Batı Konferansı’nda Play-off yapmaya hak kazandılar. İlk turda Denver Nuggets’ı eleyerek ikinci turda San Antonio ile eşleştiler… Bu turun galibi San Antonio oldu. Curry ve Golden State için bir sezon daha geride kaldı.
Curry, 2013-2014 sezonunu 23.9 sayı ve 4.2 asist ortalamalarıyla tamamlamıştır ki ayrıca bu sezon Curry’nin kariyeri adına 2.play-off deneyimi olmuştu. Batı Konferansında normal sezonu 6.sırada bitirip Clippers ile eşleşmişler ve 4-3 kaybederek sezona veda etmiş de olsalar, Curry’nin kariyerindeki “sıçrayış” adına önemli bir geçiş sezonu olmuş ve basketbolseverler onu yakından takip etmeye başlamıştı bile…
2014-2015 sezonuna ise farklı bir havayla giren Curry ve takım arkadaşları oldukça iyi işlere imza attılar. O sezon takımın başına getirilen Steve Kerr takımda yeni bir hava yaratmıştı ki Curry kariyerinin en parlak sezonunu geçiriyordu. Normal sezonu 23.8 sayı ve 7.7 asist ortalamasıyla geçirerek MVP ödülünün sahibi oldu. Bu sezonda Curry önderliğinde Golden State rakiplerini birer birer geçerek finale geldiler ki NBA Finalleri’nde ise LeBron James’in Cleveland Cavaliers’ine karşı zorlansalar da seriyi 7. maç sonunda kazanarak NBA şampiyonu oldular. Büyülü bir sezon geride kalmıştı. Curry 2014-2015 sezonu Play-offları’nda 594 sayı attı, 28.3 sayı ve 6.4 asist ortalamalarıyla oynadı. Gerçekten inanılmazdı!
2015-2016 normal sezonunu oyununun üstüne oldukça koyarak ve kendini geliştirerek 30.1 sayı ve 6.7 asist ortalamasıyla tamamladı ki yine MVP ödülünün sahibi Curry oldu. Curry bu ödülü kazanırken, ‘’Normal Sezonda En Fazla Üçlük Atma’’ rekorunu 402 üçlük isabetiyle kırdı ki ayrıca Golden State de ‘’Normal Sezonda En Fazla Galibiyet Alan Takım’’ rekorunu ve ‘’Lige En İyi Başlangıç’’ rekorlarını.. Sezona 24-0 ile başlayıp, 73 galibiyet ve 9 mağlubiyet ile tamamladılar. Ayrıca takım olarak 1077 başarılı üçlük isabetine imza attılar. Curry önderliğindeki Golden State yine NBA şampiyonluğu için çarpışırken karşılarında yine Cleveland vardı… Bu kez kazanan LeBron James ve Kyrie Irving önderliğindeki Cleveland oldu. Bu rekorlarla dolu sezonu şampiyonlukla kapatmak vardı! Siz düşünün..
Analizleri ve istatistikleri bir kenara bırakırsak; Curry hakkındaki yorumlamalarım şunlar:
Curry sosyal medyada oyunuyla konuşulduğu kadar bir o kadar da aile yaşamıyla konuşuluyor. Belki de NBA oyuncularının çocukları arasında Riley sempatikliği ile, 15 yaşından beri beraber olduğu ilk ve tek aşkı olan eşi Ayesha da güzelliği, örnek aile yaşamları ile basketbol dünyasının en popülerlerinden..
Stephen Curry’i ‘’Stephen Curry’’ yapan en önemli özelliği tabii ki de şutu ve şut ritmi. Son 2 sezondur çok büyük oynayarak normal sezon MVP’liklerini de kazandı zaten. Oyunu bir anda bu şekilde geliştirip sergilemek gerçekten büyük marifet. Bu işleri yaparken hem oynadığı takımın şehriyle bütünleşip kendi adına uluslararası alanda bir sürü ‘’fan’’lar kazandı. Günümüzde ve çevremizde hepimizin bildiği üzere oldukça ‘’Currysever’’ tanıdıklarımız var.
Curry özellikle 82 maçlık periyotta takımının en iyisi konumunda ama Play-off’larda sergilediği performanslar hepimizin kafasında büyük bir soru işareti olarak kalıyor. Normal sezon maçlar ile Play-off maçları arasında büyük seviye farkı Curry’nin performansını 1-2 tık geriye itiyor. Son 2 sezonda kazandığı tecrübe, 2016-2017 sezonu için kurulan kadroyla beraber yine Golden State’i şampiyonluğun en büyük adaylarından yapıyor. Bu sezon Curry’nin performansının düşüşe geçmesi bence normal karşılanabilir ki takımda top kullanmayı seven oldukça fazla oyuncu var. Eğer belli bir düzen ve sistem oturmazsa bu fazlalık zaman zaman büyük sorunlar meydana getirebilir. Curry yine kariyerindeki emin yürüyüşüne sürdürmeye çalışacaktır.
NBA tarihinin en iyi şutörü doğar ve şut atar! Curry işte, hepimiz biliriz.
mail: can.duz@abcspor.com
twitter: @_CanDuz
CAN DÜZ