https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

SİHİRLİ DEĞNEK

Okunması Gerekenler

SİHİRLİ DEĞNEK

Keşke olsa ama yaş itibariyle ve Beşiktaşlı olmam itibariyle mucizelere inanmam. Akdeniz veya Doğu insanının kaderciliği ve duygusallığı yerine çalışmanın erdemine ve disipline güvenirim. Tabii o çalışma ve disiplini mebzul miktarda duygusallıkla besleyebilen sistemlere de hayranlık duyarım. Sergen Yalçın benim Türkiye’de Alex ve Hagi ile birlikte gördüğüm tartışmasız gelmiş geçmiş en iyi 10 numaradır. Sırf onu ve sıra dışı yeteneğini izlemek için gittiğim maç çoktur. 2003’teki 100. Yıl şampiyonluğu ve onu getiren golü ise kariyerinin sonlarında pastanın üzerindeki çilek gibi olmuştu.

Ardından teknik direktörlük kariyerinde gittiği nispeten iddiasız takımları yukarıya taşıdığını ve pek çok futbolcuyu parlattığını gördük. Olumsuz tarafı ise istikrar sorunuydu ama gittiği şehir ve camiaları düşününce sosyal yönü de kuvvetli ve renkli bir kişiliği olan Sergen’i kesmeyecekleri aşikardı. Zaten onun da hayali elbet bir gün kavuşmaktı ve beklenen vuslat 30 Ocak 2020’de 22 bin taraftarın önünde gerçekleşti. Sergen gibi feleğin ve futbolun çemberinden geçmiş bir futbol dahisinin imza törenindeki heyecanı ve mutluluğu bizlere de gelecek adına umut verdi.

Çalkantılı bir sezon geçiren ve yönetimi değişen Beşiktaş’ta suların durulması için ciddi bir kan değişikliği lazımdı çünkü bütün karşılıklı iyi niyete rağmen Abdullah Avcı aşısı tutmamıştı. Zaten son iki sezonda beklenmedik darbeler yiyen ve yıpranan Beşiktaş’ın maalesef Abdullah hocaya gösterecek fazla sabrı yoktu. Belki başka zamanda başka şartlarda bir araya gelinseydi sonuçlar farklı olabilirdi ama benim Abdullah Avcı’da gözlemlediğim en önemli eksik bana göre bir büyük takım hocasında olması elzem liderlik özelliği ve karizmaydı. Ayrıca oyunun detayları içinde fazla boğulurken futbolun nispeten basit gerçeklerini gözardı ediyordu. Umarım bundan sonra yolu ve talihi açık olur.

Göztepe maçında çok da kötü oynamamasına rağmen kural hatasıyla da 2-1 yenilen Beşiktaş için çok büyük olasılıkla ölüm kalım maçları geride kalmıştı çünkü bundan sonra ancak bir elektro şok ve rakiplerin toplu bir katliama kurban gitmesi takımı yarışın içine sokabilirdi. Ancak Göztepe maçı olması gerektiği gibi tekrar edilir ve Beşiktaş o maçı kazanırsa tünelin ucunda zayıf da olsa bir ışık yanmaya devam edebilir. Bu akşama gelirsek, Beşiktaş maça oldukça iyi başladı. Gerçi bu yeni bir şey değildi çünkü sezonun kalanında da Beşiktaş’ın iyi başlayıp da heba ettiği çok maç vardı.

Ancak farklı olarak futbolcularda ekstra bir iştah ve mücadele azmi gördüm. Nitekim 2015-2016 sezonundan beri hasret kaldığımız güzellikte verkaç ve duvar pasları sonucunda gelen Burak Yılmaz’ın güzel golüyle 1-0 öne geçince ümitlerim daha da arttı. Ancak arkasından Ruiz-Vida-Karius şeytan üçgeni içinde her şartta gol yiyebilme yeteneğini tekrar sergileyen Beşiktaş beraberlikten sonra fabrika ayarlarına döndüğü gibi Rize’nin iki tane net fırsatı kaçırmasıyla yenik duruma düşmekten de ucuz kurtuldu. Arkasından yine bilinçli bir atak sonrasında Gökhan Gönül’ün sağ çaprazdan değme forvete taş çıkartacak vuruşuyla golü atması zor bir deplasmandan 3 puan almamızı sağladı ve takımla hoca için büyük moral oldu.

Akşam izlediğim Trabzon – Fenerbahçe maçında ise doğruyu söylemek gerekirse her iki takımı da Beşiktaş’tan epey iyi buldum. Özellikle Beşiktaş’ın en yumuşak karnı olan kaleci konusunda Trabzon şapkadan bu sefer de bir Uğurcan çıkardı ki gıptayla izledim. Onun dışında bizim bir türlü becerip de alamadığımız Guilherme bir son dakika operasyonuyla gayet şüpheli bir şekilde Trabzon’a gelince bizim yönetimin beceriksizliğine mi kızayım yoksa Bay Ripley gibi yetenekli(!) Trabzon yönetimini mi takdir edeyim bilemedim. Son dakikada gelen Kevin Prince Boateng ne yapar, Sergen hoca ondan verim alır mı bilemiyorum ama bugün son 15 dakikada görev alan Kartal da aynı geçen haftaki Rıdvan gibi hiç sırıtmadı ve görevini elinden geldiğince yaptı. Bu gençlere inanıp görev vermek bizim için olmazsa olmaz ve kısa vadedeki tek kurtuluşumuz.

Sonuçta bu akşam ümit ediyorum ki uzun soluklu bir birlikteliğin ve gelecek nice zaferlerin ilk adımı olmuştur ama en önemlisi Beşiktaş’ın hiç vakit kaybetmeden gelecek sezonun planlamasına başlaması ve bu sezonu da olabilecek en iyi yerde bitirmesidir. Sergen Yalçın da yönetim-taraftar ve teknik kadro üçgeninin önemli bir sacayağı olarak eminim ki gereğini yapacaktır.

mail: gorkem.isik@abcspor.com

twitter: @gorkem7305

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular