Bazı maçlar vardır, finaldir. Galip gelirsin şampiyonluğun kilidini çözer şampiyonluğu alırsın. Galatasaray’ın iki final maçından ilkiydi Beşiktaş maçı. 2-0 gibi net bir galibiyet alarak sadece Beşiktaş’ı değil, topunu yendi. VAR’ını yoğunu ortaya koyarak yendiler. Başakşehir’in seçim sonuçlarından sonraki şoku devam edip yine puan kaybedince hem kimyalarını hem de liderliği kaybettiler bu galibiyetle.
İki takım da maça stresli başladı. Beşiktaş öncelikli hedefini kazanamazsam da kaybetmeyeyim diye ortaya koyunca Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürdü. 15.dakikadan sonra Galatasaray klasik baskılı oyununu oynamaya başladı. Çok etkili olmasa da birkaç pozisyon olsa da gol ancak ilk yarının sonunda geldi. Beşiktaş’ın uyuduğu pozisyonda hızlı hücüma çıkıp Onyekuru ile golü buldular. İlk yarı Beşiktaş’ın kaleye şutu yoktu. Eminim tüm Beşiktaşlılar Şenol Güneş’e çatıyorlardır.
İkinci yarı Beşiktaş baskılı başladı. İlk on dakika rakip ceza alanı çevresine yerleştiler ama Galatasaray defansı bu akşam hata yapmadı. Beşiktaş’ın baskısı arttığı dakikalarda, yine uyudukları bir pozisyonda bu sefer ilk golün asistini yapan Fernando golü yapıp, maçı rahatlattı. Bu dakikadan sonra Galatasaray daha çok kendi alanında rakibi bekleyerek, topu kazandığında da top çevirerek adeta maçı bitirdi.
Gelelim pozisyonlara. İlk yarı faullerdeki tüm insiyatifini Galatasaray lehine kullanan Bülent Yıldırım, kendi çapında bir adalet sistemi kurarak, ikinci yarı da tüm insiyatifi Beşiktaş lehine kullandı. Adam en azından adil!
Diagne’nin ofsayt diye sayılmayan penaltı pozisyonu Konya maçındaki olmayan ofsaytı akıllara getirdi. Bu sefer karar doğru.
İlk gol kesinlikle nizami. Top Caner’den çıkmış. Kaldı ki, taç atışlarında VAR’ a bakılmıyor, gerçi bakılsa ne oluyor ki?
Artık kaldı son iki maç. Kazan Rize maçını, Başakşehir maçında tur at. Göster futbolun gerçek adaletini. Göster siyasetin futbolun güzelliğini yenemeyeceğini….
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cem.demircioglu@abcspor.com
twitter: @cemdemircioglu