Fenerbahçe Doğuş, Madrid’e giderken basketbol kamuoyunda ve takım taraftarlarının büyük kısmındaki genel kanı kazanma şansının yüksek olmadığı yönündeydi. Takımın bugüne dek yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğuna inananlar ise bu maçın fırsat olduğu ve Obradoviç’in damgasını vuracağını ısrarla söylüyorlardı.
James Nunnaly’nin muazzam başlangıcı ile ilk 5 dakika sonunda 12-2’lik sarı lacivert fırtına Wizink Arena’yı sallarken Laso’nun molası hem takımın hızını kesti, hem de ilk yarının sonuna kadar geçen sürede maçın hakem üçlüsünün ilginç kararlarını izlemeye doyamadık. Bu zaman diliminde Fenerbahçe Doğuş’a çalınan faul sayısı 20 olurken Euroleague tarihine geçen bir istatistiğe de imza atıldı. Bu faullerin 75%’sinin ise yanlış düdükler olduğunu da belirtmeliyiz. Tabii ki yapılan 10 top kaybı da temponun ev sahibine geçmesinin en büyük nedenlerinden biriydi. Özellikle Guduriç ve Sloukas’ın elden verdikleri toplar 10 sayıya sebep oldu.
Devre arası röportajında Obradoviç hakemler hakkında tek kelime etmeden sadece satır arası mesajlarla göndermesini yaparken, oyuncularının mental olarak ayakta kalmaları gerektiğini vurguladı.
2.yarı beklediğimiz takım sahadaydı. Belli ki soyunma odası epey hararetli ve net konuşmalara şahit olmuştu. Savunma direnci artarken boyalı bölge kapatıldı, hakemler ve rakip oyuncularla göz temasına dahi girmeden ki tek istisna Guduriç kemendi yiyerek 18 dakika kenarda oturdu ve bu sıra da James Nunnaly iki temiz şutla zafer ateşini körüklüyordu. Kostas Sloukas direksiyonda özlenen performansını sergilemeye başlayıp gözlerimizin pasını silerken, dışarıdan Gigi de 3’lük festivaline katılınca maçın gidişi belli oldu.
Galibiyet pastasına çileği Ali Muhammed 17 metreden attığı şutla yerleştirirken, ’Sen Güçlü Olursan’ isimli oyun basketbolun içinde bulunan her türlü olumsuzluğa rağmen kazandı.
Bu galibiyet hem Obradoviç’in hem de oyuncuların özellikle ikinci yarı gösterdikleri karakterin ürünü.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan