Seçimler…
“Fenerbahçe Türkiye’dir.” Kalın laf. Geçen hafta Galatasaray Kulübü seçim yaptı, gürültüsüz, bir iki söylem birbirleri hakkında ama gazetelerde sütunları biraz atışma. Tamam şampiyonluk sonrası seçim daha kolay olur ama bu kadar. Sonuçta da şampiyonluktaki en büyük “duruş” katkısı olan Mustafa Bey başkan seçildi. Bitti.
Fenerbahçe seçimlerindeki konular ise her yerde her başlık altında devam ediyor. Aynen 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi: fetö, mali yapı bozukluğu, sen ne yaptın ben ne yaptım, küstüm, kırılma noktası, ben öyle demedim, sen böyle dedin, sandıkların kapağının açıklığı, herkes katılamaz, hayır herkes katılabilir, kanaat abilerine sorsun, madem yaptın niye böyle, daha yapacaklarım var, darbe, kurtuluş mücadelesi, inşaat yatırımları yaptık, herkes ile kavgalıyız, onlar da az yapmadı, kıskanıyorlar bizi, aşağıya çekmeye çalışıyorlar, mahkeme kararları, ben onunla canlı yayına çıkmam, ben çıkmak isterim, benim kıymetimi anlamadılar, hapis yattım, sende kaçtın, gözyaşları, eskiden kimse Fenerbahçe üyesi olamıyordu şimdi 10.000 TL artı 3 kefil ile oluyor, beni şikayet ettiler, oy verenleri engellediler, televizyon oturumları ardı ardına, hakkımız yendi, eyy hakemler, eyy UEFA ve özellikle eyy TFF vs vs ..
Bakın 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçiminde neler konuşuluyorsa hemen hepsi aynı.. Yani Fenerbahçe’liler peşpeşe iki aynı konular üzerinden seçime girecekler.. Bu yüzden “Fenerbahçe Türkiye’dir.” Peki bu iyi bir şey midir? Yani ülkenin aynısı olmak ayrı ama bir spor klubünün seçimleri ülke ile bu kadar parallellik arz ederse, acaba o spor klubü ne kadar liderdir, büyüktür. Yoksa tavırları ile kendi taraftarlarından başlayarak liderlik edip doğrulara mı oynamalıdır? Çünkü ciddi bir baş ağrısı değil mi? Yukarıdaki paragrafı tekrar hızlıca okuyun, beyniniz zonklamıyor mu?
Spor bulunduğunuz ortamdan uzaklaşmak, vucudunuzu ve zihninizi rahatlatmak, hayatınıza hayat katmak için yapılmaz mı? Atatürk’ün kulübü olarak övündüğümüz bir spor kulübünde bu laflar neden dikkate alınmaz:
-Ben sporcunun çevik ve namuslusunu severim.
-Spor, ahlaktır.
-Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır.
-Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir.
Spor başarı için yapılmıyor mu? Peki başarı ne? Şimdi aha Aziz Başkan’a çakıyor demeyin hemen, sakin.. Ben Aziz Başkanı çok severim. Dünyadan örneklere bakalım:
Hector Cuper: 2 CL, 1 UEFA kupası finali, 1 kral kupası finali kaybetti.
(Başarılı dememiz lazım ama başarısız kabul edildi. Orduspor’a kadar düştü, ordan da kovuldu. Şimdi Mısır Milli takımında Salah’ın gücüne bağlı)
Carlo Ancellotti: En fazla CL kazanan teknik direktörlerden biri. Ama PSG, Real Madrid, Chelsea’den kovuldu.
Zinedine Zidane: 2 yıl üst üste CL ’i aldı. Ama ligde ikinci oldu diye taraftar protesto etti, 3. CL’yi aldı.. Seneye şampiyon olmazsa işi zor.
Gelelim kürkçü dükkanına, 4 senedir futbolda kupa yok, tüm Fenerliler olarak Galatasaray seçimlerin öncesinde üyelerin kapı önüne konulan kupalarla çekilmiş resimlerine baktık durduk. Teknik direktörümüz adam gibi adam ama kupa yok. İki adayın kibar konuştukları tek konu, seçilirsek, ki seçileceğiz, Aykut Hoca ile konuşuruz, bakarız.. Yani onlarda farkında. Çünkü övünebileceğimiz tek şey bence, Süper Lig’de en uzun galibiyet serisi yakalayan takıma ve performans olarak 6 maçlık seri de 19 gol atıp ve 4 gol yediğimizdir. Bununla da, Bayern Münih, Lyon ve Feyenoord’un ardından, Avrupa’nın en başarılı 4. takım. Bu kadar.
Yani başarısızız. Üstüne de konu seçim yarışında her iki adaydan kuru gürültü. Müthiş baş ağrısı.. Kaldı 5 gün. Dayan fenerbahçeli dayan.. Kim kazanırsa en azından bu spor bağımsız kuru gürültü bitecek. O vakit anlayacağız kimin spor adına ne yapacağını.. Hatırlatma, spor kulübüne başkan seçiyoruz 🙂
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com
twitter: @Yborekcioglu
