https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

RUS RULETİ

Okunması Gerekenler

RUS RULETİ

Elbette öncelikle hakem kararlarını konuşmalıyız ve konuşurken bu maça takılıp kalırsak hata yaparız. Altay’ın kurtardığı penaltı sonrası attığımız gol iptal edildi ve penaltı tekrarlatıldı. 2-1 öne geçtik derken kendimizi 2-1 geride bulduk. Evet bu altından kalkılması kolay bir durum değil. Ancak esas konuşulması gereken bugün penaltının neden tekrarlatıldığı değil geçen hafta Malatya deplasmanında neden aynı durumda bizim penaltımızın tekrar edilmediği. Özellikle de neden o maçta uyarıda bulunmayan VAR hakemi Mustafa Ögretmenoğlu’nun bu hafta görev alarak ödüllendirildiği.

Zaten bu konu sezon başından beri en çok üzerinde durulması gereken ama MHK’nin üç maymunu oynamayı tercih ettiği konu. Fenerbahçe’nin puan kaybettiği maçları yöneten hakemler ödüllendiriliyor, galibiyet alınca da hakemler cezalandırılıyor. Bu çok normalmiş gibi federasyondan bir Allah’ın kulu da çıkıp herhangi bir açıklama yapmıyor.

Mesela Antalya mağlubiyeti’nde buz gibi penaltımızı vermeyen Yaşar Kemal Uğurlu hemen maç alıyor. Kayseri’de 3 penaltımızı vermeyen ve faulle yediğimiz gole göz yuman Arda Kardeşler ertesi hafta ödül olarak aldığı maçın da içine etmeyi başarabiliyor. Ya da hasıraltı edilen IFAB raporlarının yaşandığı Alanya maçımızın hem orta hem de var hakemi ertesi hafta Beşiktaş Başakşehir maçıyla ödüllendiriliyor. Sonuçta o maçta da skandal bir yönetim ortaya çıkıyor. Ve işin enteresanı tüm bunlar sadece 13 haftası yaşanan bu sezon içinde yaşanıyor.

Şimdi Fenerbahçe camiası yaşanan bu çifte standartlara isyan etmekte haksız mı? Daha geçen hafta Beşiktaş’a Konya’nın attığı gol haklı olarak ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Halbuki geçen yıl aynı golü Fenerbahçe Bursa’da yediğinde Cüneyt Çakır VAR kamerasından izlemesine rağmen geçerli saydı,hem de öncesinde Valbuena’ya yapılan faulu de es geçip bir de üstüne şov amaçlı yan hakemini de yanına alıp pozisyonu izledi. Kimse de çıkıp “ya kardeşim bu çifte standartlar neden Fenerbahçe’nin aleyhine sonuçlanıyor” demedi.

Tüm bu örnekler sonrası söylemek istediğim şu : Eğer Fenerbahçe Kulübü Göztepe maçı hakemine isyan ederse yanlış yapar. Esas isyan edilmesi gereken bu düzen, hem de çook uzun senelerdir devam eden bu düzen. Kuddusi’ler  Selçuk Dereli’ler gidiyor, Bülent Yıldırım’lar Serkan Çınar’lar hakemlikten uzaklaşıyor. Ancak değişen hiç bir şey olmuyor. O yüzden Fenerbahçe yönetimi sakın ”Bu maçta neden Göztepe’nin penaltısı tekrar edildi” üzerinden bir isyan bayrağı açmasın. Esas isyan neden hep çifte standartlarla Fenerbahçe mağdur ediliyor , ana konu o olmalı. Ha bir de takıma ve oyunculara hiç bir şekilde ”bizi şampiyon yapmayacaklar” düşüncesi hissettirilmemeli. Burada yönetime büyük iş düşüyor. ”Siz bu işi bize bırakın, futbolunuza konsantre olun ” mesajı verilmeli takıma.

Şimdi hakemi ve düzeni bırakıp biraz da maça ve oyunumuza dönelim . Neden olduğunu anlamadığım şekilde son iki haftadır gereksiz bir dağınıklık içerisindeyiz. Bakmayın Malatya’da gol yemediğimize, orada da maçın ilk yarısında arkaya tonla adam kaçırdık, defansta eksik yakalandık. Bugün de özellikle ikinci yarıdaki oyunumuzu hiç beğenmedim. Zaman zaman çorbaya döndü her şey. Hatta oyun disiplininden koptuğumuz da söylenebilir. Son bölüm tam anlamıyla rus ruletiydi. Yapılan oyuncu değişikliklerine herkes kendine göre bir yorum yapacaktır. Birisi o girseydi der, bir başkası diğer bir futbolcu oynamalıydı diye şikayet eder. Ben sahada ortaya çıkan sonuca bakıyorum ve diyorum ki yapılan değişiklikler sonrası oyunumuz ileri değil geriye gitti. Göztepe’ye çuval dolusu pozisyon verdik. Orta sahamız yolgeçen hanına döndü. Demek ki bir şeyleri yanlış yapmışız.

Elbette ısınırken Hasan Ali’nin sakatlanması talihsizlik ve takımı olumsuz etkilemiştir ancak erken yediğimiz gole rağmen ilk devre fena değildik aslında. Ozan ve Tolga’dan ofansif katkı bekleyen bir kadrodan Deniz ve Kruse’li kadroya geçince pas trafiğimiz doğal olarak hızlandı. Bu da sezon başında olduğu gibi seri paslaşmalar sonrası pozisyonlarla sonuçlandı. Ancak bu iki oyuncunun maç eksikliği kazanılan pozisyonlarda son vuruş ve son paslarda kendini gösterdi. Hem Deniz hem de Kruse maçın ikinci yarısındaki düşüşümüzde başroldeydiler. Moses sağaçıkta yine sıfır çalım, sıfır orta ile oynamayı başardı. Sağbekte daha istekliydi. Serdar yükselen formunu bir üst seviyeye taşıdı ,bunun yanında hırsıyla saha içi liderlerden biri oldu. Tam tersine partneri Zanka yaptığı pas hatalarının yanısıra boyuna posuna rağmen kaybettiği hava toplarıyla göze battı. Emre’deki düşüş bir asist bir de nefis uzun topuna rağmen bence devam etti. Kırmızıyı da görebilirdi, bence daha önce çıkması lazımdı. Gustavo ise kendisine yakışmayacak iki zamanlama hatasıyla hem takımı hem de kendini yaktı. Gustavo-Emre göbeği çok kaliteli ancak sanki Kadiköy’deki maçlar için daha uygun gibi gözüktü. Rodriguez ise bir yandan çok hata yaptı diye tepki çekti ama öte yandan pozisyonlarmızın neredeyse tamamının içindeydi. Kötü de olsa onun sahada olması hücum zenginliğimiz açısından çok önemli. Bu yine görüldü.

Günün sonunda oldukça önemli iki puan daha kaybettik. Maalesef te kredimiz gittikçe tükeniyor. Ben bu haftalarda rakiplerimizin 5 puan önünde oluruz diye düşünüyordum. Fena yanılmışım. Tam tersine liderin 5 puan gerisine düştük. Şimdi öncelikle ne yapıp edip Kruse ile Vedat’ın fiziksel toparlanmalarını sağlamamız gerekiyor. Onlar toparlarsa bambaşka bir takım oluruz. Ardından ligin ilk yarısında kalan 4 maçtan en az 10 puan çıkartmalıyız. Özellikle lider Sivas’ı deplasmanda yenebilirsek bu takımın havasını yeniden pozitif yönde değiştirir. Ama her zaman en önemli maç bir sonraki maçtır, o da evimizdeki Gençlerbirliği maçı. O maçı da yine bir Euroleague basket maçıyla aynı gece aynı saatlerde oynayacağız. Esas isyan etmemiz gereken düzenin oluşturduğu fikstür yüzünden. Bir isyan fitili yakacaksak saha dışını yönetim yapacak ancak olmazsa olmazımız saha içinde de gerekeni yapmak. Onu da Gençlerbirliği maçıyla hocamız ve futbolcularımız başlatacak. Bize de yine aynı anda hem Kadiköy’ü hem de Ataşehir’i doldurup her iki takımımıza sonsuz destek vermek kalacak.

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular