Kim tarafından ilk kez söylendi, söyleyen kişi ne amaçla söyledi, derdi neydi, valla ben de bilmiyorum ama çok duyduğumuz bir sözdür bu, derler ki ‘’Futbol sonuç oyunudur’’.
Aslında puan verilen tüm spor karşılaşmaları birer sonuç oyunudur ya, neyse.
Takımını geriye yaslamış, üç tane sprinter siyahi oyuncusuyla basmış kontratağı, planı da bu kez tutmuş, bu kez diyorum çünkü bu plan çoğu kez tutmaz, oynattığı dandik futbola da felsefik bir kılıf uydurmuş, futbol sonuç oyunudur diyor maçın ardından..
Bence bu değil, mazeret için söylenmiş bir söz olamaz.. İster topu rakibe vererek oyna, ister topu rakibe ver, nasıl oynarsan oyna ama rakibinden daha fazla skor yap çünkü hakikaten futbol sonuç oyunudur ama skor yapacak oyuncuların yoksa da taktik falan sökmez. Yani futbol sonuç oyunudur diyen adam bilge bence bunu demek istemiş, skor yapamayan yeteneksiz adamla, beceriksiz herifle oynama demiş.
Fenerbahçe bugün Göztepe karşısında maçı 3-2 kazandı, skor yazarlığı anlamında futbol sonuç oyunudur diyip methiyeleri de düzerim ama bu maç öyle bir maç da değil, bu maç belki 8-2 bitecek bir maçta hatta 8-1, belki de 3-3 de bitebilirdi, önce olumsuzu konuşmakta hayır görüyorum.
Fenerbahçe bugün maç fazlasıyla da olsa liderlik koltuğuna oturdu, çok pozisyon da oldu bu maçta ama ne her zaman bu kadar pozisyon bulursun ne de bu kadar pozisyon verdiğin her maçı kazanırsın, yanlış giden bir şeyler var, bu kadar pozisyonu bulabiliyorsan topu içeri atacaksın bu birinci konu..
Bundan da mühimi ligin son iki maçında alınmış iki galibiyet var, birbirinin kopyası adeta. Maçlarda öne geçiyorsun, hatta farkı ikiye çıkarıyorsun sonra birden bir şeyler oluyor, üçü atmaya giderken kalende golü görüyorsun, Erol Bulut birilerini sahaya alıyor, birileri çıkıyor, hoop bir bakıyorsun rakip kalene geliyor, sahana hapsolmuşsun. Bunları konuşmak lazım..
Maçın 11’yle başlayalım, bence sahaya çıkabilecek en iyi 11’lerden birini çıkardı Erol Bulut. Hiçbir sıkıntı görmüyorum, eleştirme gereği duymuyorum kendi doğrularım içinde..
Fenerbahçe bence çok da güzel başladı maça, takım çok istekliydi, baskı kurmayı da başardı ama üretkenlikten uzak bir Fenerbahçe vardı ilk yarıda..Sebeplerini konuşalım mı?
Samatta pivot santrfor olmadığı için ceza yayı civarında ve ceza sahası içerisinde sırtı dönük top alamadı, Göztepe’nin uzun stoperlerinin arasında kayboldu. Biraz daha geriye gelip top alması lazımdı, orta sahanın en ucundaki arkadaşının da biraz daha ona yaklaşması lazımdı, organize gol girişimleri gelişmedi.
Bugün ilk maçına çıkan Pelkas!ın heyecanı, Ozan Tufan’ın dar alanlarda kreatif olamaması ve bu iki oyuncunun değişerek sol kanat ve forvet arkası bölgelerinde oynaması ciddi bir uyumsuzluğa sebep oldu, Samatta da top alamadı açıkçası istediği kadar ve arzu ettiği yerlerde..
Sol kanattan Caner bir şekilde top getirse de sağ kanat hiç çalışmadı, Valencia kanat bölgesinde de etkisiz kaldı, zaten futbol sonuç oyunudur tanımına da uymayan bir oyuncu olduğunu çok kereler dile getirdik..
Nitekim baskılı oyun rakibi hataya zorladı ve Fenerbahçe penaltı golüyle öne geçti, enteresan bir hakem kararıyla da penaltıdan golü yedi, Serdar’ın kafasından bulduğu duran top golüyle de soyunma odasına önde gitti.
İkinci yarıya Fenerbahçe gerçekten iyi oynayarak başladı. Pelkas’ın biraz kıpırdanması, Samatta’nın stoperlerin kucağından inmesi, Gustavo ve Sosa’nın daha öne doğru oynaması beklenen Fenerbahçe’yi sahada görmemize sebep oldu ve ilk 20 dakikada pek çok pozisyon üretti, 3. golü de buldu, 4.yü , 5.yi de bulabilirdi derken hamleler geldi ve maç başka bir maça evrildi..
Sosa ve Pelkas’ın oyundan alınması Fenerbahçe orta sahasının işlevselliğini bir anda bitirdi, orta sahada top yapamaz bir hale getirdi, Nazım’ın kanatından gelen gol Göztepe’yi morallendirdi, rakip üstüne gelirken kontra için bir tek Sinan’a kalındı, halbuki Valencia ve Samatta tam da bu tarz maçın oyuncuları, kontrada bulduğun 2 müsait pozisyonu cömertçe harcadın, rakibin arzusuna gayri ihtiyari de olsa skoru koruma isteği eklenince Fenerbahçe’nin hanesine zar zor alınmış bir üç puan daha yazmış oldu, o kadar.
Kötü oynarken kazanmak önemli ama kötü oynayarak her zaman kazanamazsın hatta nadiren kazanırsın, futbol pozisyon bulma oyundu da değildir, birkaç kelam daha etmek isterim..
20 tane futbolcu transfer etmek şampiyon olmak demek değil. 2 takım da kurarsın ikisi de kafaya oynayacak kalitede olur ama iki tane Alanyaspor kurmak iş değil, bir tane Fenerbahçe kurmak önemli ve yeterli..
Pelkas bugün ilk yarıda kötüydü, ikinci yarı kıpırdandı, iş yapacağı yönünde sinyal verdi ama diğer transferler hala muamma..
Tisserand ve Lemos’un Serdar’dan daha iyi oyuncular olduğuna emin değilim ama Rodrigues’in Valencia-Thiam- Sinan üçlüsünden daha kaiteli olduğuna adım gibi eminim.
Samatta kaliteli oyuncu ama pivot değil, Kemal Ademi’nin kalitesinden de şüpheliyim. Cisse başıma çok iş açtı diyen Erol Bulut’un başına bugün Cisse bir iş daha açıyordu, Allah’tan Altay yine iyi günündeydi. MHY’da Alper Potuk pırıltısı görüyorum, umarım yanılırım. Nazım Sangare’yi paçavra ettiler, Gökhan’ın halefi görüntüsünü vermedi, ilk maçıdır bekleyelim..
Kim var transferlerden? Gökhan var, Caner var, Sosa var, 4 büyüklerde oynamış ve kendini ispat etmiş adamlar, belli bir kalite standardında yani, yurt içi transferlerden gerisi boş. O yüzden dedik ki 20 tane adam almayın 4 tane Gustavo alın yeter..
İyi tarafından bakalım, takım istekli ve şu haliyle dahi ligin zirvesini sonuna kadar zorlayacak bir takım, bu takım daha oturacak, Pelkas vites atacak, Perotti girecek bu takıma, belki Ademi çok büyük katkı verecek, ben çok umutluyum Erol Bulut vasatı tuttursun yeter..
Transfer yapmakla yöneticilik bitmez, Ümit Milli Takım oyuncusu sahada dayak yiyor, olay örtbas edilmeye çalışılıyor, yönetim üstüne gitmiyor, sen üstüne gitmezsen bugün bu pozisyona penaltı çalarlar, VAR’a dahi gitmezler, geçmiş olsun, Serdar’ın rakibine teması dahi yok sayılır, yazık günah..
Her ne olursa olsun takım kazanıyor, kağıt üstünde de süper, eksik, gedik hiç kalmadı, bu takım buradan yürür ve en önemlisi psikolojik savaşta Fenerbahçe birkaç adım öne geçti ve hem kadro hem de oyun olarak rakip takımlardan şu haliyle bile iyi duruyor ve rakip takımların başkanları isyan ediyor.
– Örtmenim, Mustafa arkadaşımız ağlıyor, beraber tuvalate gidebilir miyiz?
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907