ÖYLE İNANIYORUM Kİ BU SENE DE ŞAMPİYON OLACAĞIZ!

Eğreti Hoca İsmail Abi ve yardımcısının işitme engellilerce enkripte edilebilir kaygısıyla ağızlarını elleriyle kapatarak aralarında devlet sırrı konuştukları anın kameralara yansımasıyla başlayan karşılaşmada Fenerbahçe’den çok şeyler bekleyenler çoğunluktaydı.
Bugüne kadar oynadığı maçlarda pozisyon üretmekte zorlanan ve duran top dışında doğru düzgün gol atma becerisi gösteremeyen Fenerbahçe için Gençlerbirliği maçı çıkış maçı olarak nitelendiriliyor ve 3 puandan çok daha fazlası bekleniyordu.
Her zaman olduğu gibi orta sahada yana ve geriye oynarım ama o topu sana vermem anlayışı yine Fenerbahçelileri sukütu hayale uğrattı!
Sahaya hiç bir şey yapmamak için çıkmış, sadece ceza sahasını kalabalık tutmaya çalışan Gençlerbirliği karşısında ilk tehlikeli atağını 37. Dakikada bulan Fenerbahçe normal olarak ilk yarıda gol bulamadı.
İkinci yarıya Fenerbahçe daha hızlı başladı ve sahada dikine oynayabilme özelliği olan tek oyuncu defansif orta saha orijinli Alper Potuk’un gayretleriyle kazanılan klasik bir Kadıköy penaltısıyla Fenerbahçe öne geçti.
Bu golle morallenen Fenerbahçe biraz daha iştahlansa da yine tabelayı iki yapacak beceriyi gösteremedi ve yediği şanssız bir golle de maçı elinden kaçırma noktasına geldi dakikalar 81’i gösterirken.
İşte bu Dakika’dan sonra Fenerbahçe camiasının şampiyonluk konusunda ne kadar umutlu olduğunu hep beraber test ettik.
Ersun Yanal oley tezahüratları atanlar ve bu tezahüratları ıslıkla protesto eden iki farklı trübün ve bu bölünmüşlük çok şeyi ifade ediyordu.
Maç 1-1 e gelmişken, Moussa’yı oyundan alıp Emenike’yi sahaya süren aciz zihniyet saha kenarında tir tir titrerken gelen ikinci penaltı bağıra bağıra gelen felaketi bir iki hafta ötelenmesini sebep oldu.
Sonuçta Fenerbahçe Kadıköy’de 3 puanı aldı ama yine ilersi için hiç bir ümit vermedi. Fenerbahçe yine duran toplar dışında etkili olamadı. Son 2 Kadıköy galibiyetinde olduğu gibi penaltılarla neticeye ulaşabildi.
Maçtan sonra Kuyt, eski hocaları lehine yapılan tezahüratlara sitem ederken, Aziz Yıldırım, ÖYLE İNANIYORUM Kİ BU SENE DE ŞAMPİYON OLACAĞIZ diye kurduğu cümleyle çok da inanmadığını öyle konuşmak zorunda olduğundan öyle dediğini hissettiren bir mesaj verdi farkında olmayarak, ne diyelim geçmiş olsun.
Bu sene Fenerbahçe taraftarı hep şunları konuşacak:
Emenike, Sow, Webo, üçlüsünden hangisi kenarda kalsa, yok abi hoca yanlış yapıyor, Emenike oynamalı, yok baba bu takımın santrforu Webo, Moussa gibi adam hiç kenarda oturtulur mu diyecek ve böyle sürüp gidecek.
Her hafta her birimiz kenardaki adamın niye oynatılmadığını sorgulayacağız ve puan kaybı ve kısırlığı ona bağlayacağız.
Bu hafta Emenike nasıl oynamaz arkadaş diyenler haftaya sahada ilk onbirde başlayan ve saç baş yolduracak olan Emenike’ye maç boyu sıyıracak ve ah ulan Ismail Abi, neden oynatmasın şu Webo’yu diyecek ve böyle devam edecek.
Çünkü bu takımın Niang gibi hem pivot özellikli, hem hareketli bir santrforu yok ve bu takımın hocası bunu görmüyor ve hala Aykut Kocaman futbolu oynatmaya çalışıyor.
Aykut Kocaman ne zaman Niang’ı buldu, o gün sistemi çalıştı. Ne zaman Niang’ı kaybetti bir daha da sistemi dikiş tutmadı zira işi Alex’e kaldı.
Webo hariç bu takımın pivot santrforu yok ve Webo artık bir sene daha yaşlı.
Moussa geçen seneki kadar güçlü ve arzulu değil. Kuyt bir sene daha yaşlandı. Emenike zaten dar alanda yok, adamın öyle bir meziyeti de yok.
Fenerbahçe elindeki malzemeye göre oynamak zorunda ve bir kadro istikrarı yakalamak zorunda. Bu dirayeti gösterecek hoca göremiyorum.
Herşeyden evvel Diego sorununu aşmalı. Diego’nun beklentinin altında futbol oynuyor olması onun oynadığı maçlarda kötü olduğu anlamına gelmez.
Hızlı oynatmaya çalışıyor, top hakimiyeti yüksek, dar alanda çabuk ve isabetli paslar atıyor, bu özellikleriyle bile Fenerbahçe’nin pozisyon sıkıntısına tek çare olabilecek isim Diego. Ne olursa olsun ısrar etmek zorunda Ismail Kartal. Yanlış yapıyor.
Mesela Webo konusunda ısrarcı olmaya başladı. Hah işte doğru olan bu. Doğruyu buldun mu vazgeçmeyeceksin, inanacaksın doğruna. Kötüyse de o gün sahada tutmayacaksın.
Orta sahada Mehmet Topal, Emre ve Meireles üçlüsü üretemez. Üçü de çok yana oynuyor.
İki kanat forvet Moussa ve Kuyt delemiyor Olcay ve Gökhan Töre ikilisi gibi değiller ve olamazlar! Çünkü başka tip oyuncular. Fenerbahçe’nin en güçlü yanı iki kanat beki ama iki si de formsuz. Bu üçlüyle nasıl sonuca gidersin ?
Alper ve Diego oynadıkça daha da iyi olacaklar, ben buna inanıyorum. Orta üçlü de biri kesin oynamalı, formdaysa diğerini kanata atabilirsin. Maç için de pozisyon değiştirerek de oynayabilirler. Bu kadar yavaş ve yana bir futbol anlayışı, ancak çok üst düzey bir santrfor ve Alex gibi bir sihirbazla sonuca gidilebilir Ismail Abi’cim. Bunun böyle olduğunu gören Aykut Kocaman oyunu açmak için Stoch, Dia ve Krasiç gibi oyuncuları transfer ettirdi ama maalesef bir yarım sezonluk Stoch hariç hiç birinden verim alamadı.
Çare, kadro istikrarı, 120 km koşu, fiziksel dayanıklılık, dikine ve orta mesafeli paslarla hücuma çıkış, kaptırdığın anda faul, tempo, tempo, tempo. Arzu, arzu arzu. İştah, iştah, iştah.
Önümüzdeki hafta liderle oynuyoruz. Nasıl bir kadro sahada olacak tahmin etmek zor. Muhtemelen HADDİMİZİ BILEREK oynarsak bir puanı kapıp döneriz.
İyi Abi İsmail’in kafasında başka bir hesap olduğuna zerre inanmıyorum.
Cenab-ı haktan tüm Fener alemine sabır niyaz ediyorum.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

bruno.monte@abcspor.com