Antalya maçından sonra her ne kadar oynanan akıcı futbol ve hücumdaki zenginlik büyük umut verdiyse de takım savunması anlamında eksikler olduğunu yazmıştım ve asıl sınavın kağıt üzerinde Beşiktaş’tan ne kadar zayıf olsa bile Lugano maçlarında verileceğini belirtmiştim. Nitekim ilk Lugano maçında deplasmanda hem de suni çimde 3-1 öne geçmemize rağmen Beşiktaş’ın genetik kusuru olan avantajlı skoru koruyamamak yine nüksetti ve o maç ciddi savunma hatalarıyla 3-3 bitti. Buna rağmen aradaki bir haftalık boşluğun da katkısıyla dinlenmiş ve birbirine daha da uyum sağlamış Beşiktaşlı futbolcuların turu geçeceği konusunda ben dahil neredeyse kimsenin kuşkusu yoktu.
Zaten oyunun hemen başında ofansif yönünü çoğu zaman beğendiğim Masuaku’nun etkili şutunu Immobile’nin kafayla tamamlamasıyla 1-0 öne geçince yoğun taraftar baskısıyla hepimiz devamının geleceğini düşündük ancak İsviçre takımlarının insanı bezdiren konsantrasyonu ve mücadelesi hakemin de zaman zaman tuhaf kararlarıyla birleşince bir de üzerine Rashica, Semih ve Immobile’nin bazı son vuruşlardaki eksikleri veya beceriksizlikleri eklenince en az 3 farklı bitmesi gereken ilk yarı 1-0 tamamlandı. İkinci yarıya biraz durgun başlayan Beşiktaş 59. Dakikada golü de yiyince yaşadığımız ‘acaba’dan ziyade ortaya koyulan etkili oyunu hiç yansıtmayan böyle bir skora isyandı diyebiliriz. Nitekim sanırım futbolcular da bunu hissedince ve Rafa Silva’nın kadife ayakları devreye girince arka arkaya gelen 3 golle maç 6 dakikada bitti. Ondan sonrası tribün şov ve oyuna sonradan giren oyuncuların takıma katkılarını keyifle izlemekle geçti. Muçi, Salih, N’Dour ve Mustafa her zaman için ilk 11’de görev alabileceklerini gösterdiler.
Rafa Silva’ya ne kadar parantez açılsa azdır ve hatta o parantezler hiç kapanmayacak gibi görünüyor. Oyunu okuması, olağanüstü top tekniği ve hakimiyetiyle üzerine bir de bitiriciliğini ekleyince bu sezon sadece Beşiktaş’a değil, Türk futboluna damgasını vuracak gibi görünüyor. Immobile tam artık biraz da yaşının etkisiyle ikinci yarıda zorlanıyor diye düşünürken attığı ikinci golü gerçekten usta işiydi. Gedson’un bu sezon zaten alıştığımız bitmeyen enerjisinin yanına bir de golcü yönünü eklemesi de Beşiktaş için çok büyük kazanç. Svensson sağ bekte iyi performans sergilerken stoper ikilisindeki Emirhan ve Paulista da iyi konsantre olmuşlardı. Bu akşam Rashica biraz daha gününde olsaydı ve yakaladığı fırsatı iyi değerlendirseydi maç çok daha erken de bitebilirdi.
Elediğimiz takım her ne kadar İsviçre ligine iyi başlangıç yapmış olsa da kalite olarak Beşiktaş’ın çok altındaydı. Beşiktaş da bütün olumlu taraflarına rağmen Avrupa Ligi’nde kendine daha denk takımlarla karşılaştıkça gerçek gücünü görme şansımız olacak ama eminim ki o zamana kadar Beşiktaş da üzerine koyarak devam edecek. Bu akşamki hakem her ne kadar Beşiktaş aleyhine zaman zaman tuhaf kararlar vermiş olsa da bizim ligdeki hakemlerin aksine oyunu devam ettirme konusunda istekliydi ve akan oyunda Beşiktaş üstünlüğünü sergiledi. Transferler tamamlanıp oyuncular birbirine daha da alıştıkça Van Bronckhorst elindeki genişleyen kadroyu ideal şekilde kullanacağının sinyallerini vermeye devam ediyor. Evet ilk test belki çok zorlu değildi ama şimdilik takım takdiri aldı. Ne var ki sezon uzun ve yol dikenli ama bu yönetim, hoca, takım ve taraftar böyle konsantre olduğu sürece o zorluklar da aşılacaktır.
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @gorkem7305
