– Yapma demiyorum sana, sen gene yap ama hobi olarak yap..!
Türkçe meali: Boş vakitleri öldürmek gayesiyle yapılan boş-boş aktivitelere hobi denir.. Ortalama bir Türk’ün hobi’den anladığı şey de budur.. Para kazandırmayan boş-boş işler..
Hobiler boş vakitleri öldürmek için yaptığımız uğraşlar olmayıp tam tersi en meşgul olduğumuz zamanda bile bir yolunu bulup vakit ayırdığımız, yapmaktan çok keyif aldığımız aktivitelerdir.
Güzellik yarışmasına katılmış fiziği düzgün Kezban kızımızın peşpeşe sıraladığı şeyler hobi tanımını tam olarak karşılamaz:
– Kitap okumak, tiyatroya gitmek, televizyon seyretmek, film izlemek, müzik dinlemek…Bu dediği şeyleri hemen herkes yılda bir kaç kez yapar..
Gerçek hobi tutkuyla bağlanılan, benliği boyunduruk altına alan uğraşlardır..
Mesela adamın hobisi müzik, 7-8 tane enstrünmanı layıkıyla çalabiliyor, tutkuya bak sen ?
Ya da adamın hobisi futbol, tüm hafta boyunca futbol haberlerini takip ediyor, makaleleri inceliyor, çevresiyle sürekli futbol sohbetleri yapıyor, destek verdiği futbol takımının hiç bir maçını sektirmiyor, tüm işlerini hatta kendi düğün günü tarihi dahil hemen her şeyi maç programına göre organize ediyor, takımı yenildiğinde de oturup çocuk gibi salya sümük ağlıyor..
Elbette ki futbol bir hobi, bu işin sonunda sevinmek de var, üzülmek de ama başarısızlık süreci uzadı mı, destek verdiğin takım keyif vermedi mi küslükler de yaşanabiliyor, aradaki bağ zedelenebiliyor
Taraftar tribüne gelmiyeah demek çok yanlış, taraftar Belgrad’a basket maçına gidebiliyeah, yeter ki keyif alsın..
Yenersin yenilirsin başka bir şey.. 3 puanı geç, şampiyonluğu da geç, sen sahada şiir yaz, vallahi de gelir taraftar billahi de..
Hele ki, Fenerbahçe taraftarı..!!
Bir başkan adayının adaylığını açıklamasıyla da alakası yok bu düşük tansiyonun..Sokak röportajı veren Teyze’ye de bi gönderme yapayım:
Ali Koç önden yaptı, çok iyi yaptı, arkadan yapsaydı o taraftar biraz daha küserdi..!
Finallerin takımı Galatasaray ve ilk defa şampiyonluğa bu kadar yaklaşan Başakşehirspor’un puan kaybı Fenerbahçe’nin Konyaspor’u da yenmesi halinde Fenerbahçe’yi şampiyon yapıyordu..
İlk kez inisiyatif Fenerbahçe’de değildi, bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bir çok Fenerbahçe taraftarı gibi ben de karar veremedim, o kadar çok fırsat tepti ki bu camia son maçta, belki de böylesi daha iyiydi..
Stadyum yeterince dolu değildi.. Olası şampiyonluk kutlaması için de hiç bir hazırlık yapılmamıştı.. Demek ki kimse inanmıyordu..
Kasımpaşa’nın skoru 2-0 yapması TV başındakileri heyecanlandırırken Giuliano’suz ve Atıf’sız, üstelik de çift santrforlu Fenerbahçe sahaya futbol oynamak için çıkmıştı..
Aykut Kocaman bence cesur bir takım çıkarmıştı, Konyaspor da oyunu çirkinleştirmeyince güzel bir maç izledi stadyumdakiler, stadyumdakiler diyorum zira TV başındakilerin gözleri daha çok diğer maçlardaydı.
Karşılıklı pozisyonlar ve her iki kalecinin kurtardığı gollük pozisyonlardan sonra Fenerbahçe Fernandao ile aradığı golü buldu.. Ardından Konyaspor’lu oyuncunun kendi kalesine attığı golle de ilk yarı neticelendi..
Fenerbahçe’nin orta sahasının yumuşaklığı herhalde gözlerden kaçmadı..
İkinci yarıda Soldado ile gelen penaltı golü iş bitti zannedenleri mors etti, 3 dakikada gelen iki Konyaspor golü maçı farklı bir noktaya getirdi..
Sonrasında da sıkıntılı bir maç oldu, Şampiyonlar ligi bileti bile gidebilirdi korkulan olmasa da..
Tamamen stressiz bir maçta 3-0 dan maçı 3-2 ye getirip o skoru tutamıyorsan şampiyon da olmayacaksın zaten..
Stresli sahaya çıkan iki diğer şampiyon adayı da maçlarını kazanınca beklenen sürpriz gerçekleşmedi..
Finallerin takımı Galatasaray 21.kez şampiyon olmayı başardı, sanıyorum Aziz Yıldırım’ın gördüğü 10. Galatasaray şampiyonluğu oldu bu..
10.olsun ama sonuncusu olsun demekten başka bir şey gelmiyor elden..
Aziz Yıldırım başkan Galatasaray şampiyon..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907