Üst üste gelen şok mağlubiyet ve beraberliğin ardından Antalya maçında kalede ilk kez ligde gedik açtıran Beşiktaş’ın bu akşam sürpriz yapma lüksü yoktu. Nitekim yapmadı da ama güle oynaya oldu desek yalan olur. Beşiktaş bugün kötü oynadı asla diyemem ama o akıcı ve dikine oynanan seyrine doyum olmayan futbolu bizlere izleten takımın zaten epeydir yerinde yeller esiyor. Kale tamam gibi. Karius oynadığı üç maçta (biri hazırlık maçı) benden geçer not aldı ki kaleciler için ilk maçlar en kritik olanlardır çünkü hatalı yenilen gollerde taraftar orantısız tepkiler gösterip kalecinin bütün sezonunu bitirebilir. Zamanında Beşiktaş taraftarı bunu Runje’ye yapıp küstürdü ve bence iyi bir kaleciyi kaybettik o dönemde.
Tabii defans ve takımla genel olarak kuracağı uyum için mutlaka biraz daha zamana ihtiyacı olacaktır ama dediğim gibi ilk izlenimim olumlu. Yine mutlaka takviye gereken 10 numara pozisyonu için alınan Ljajic de bugün pozitif sinyaller verdi. Tabii daha zamana ve takımı tanımaya ihtiyacı var ve fizik güç olarak da belki bir kademe daha yukarı çıkması gerekiyor. Ayrıca maçların bol faullü, oyunun sık durduğu, futbolcuların kötü niyetli, mücadelenin yüksek, seyir zevkinin az ve hakemlerin yetersiz olduğu bir lige geldiğini anlayıp onun gerektirdiği şekilde oynamayı çözebilirse başarılı olabilir.
Beşiktaş’ta asıl sıkıntı ise hala belli bir oyun kurgusunun olmaması. Ljajic bile bu akşam ara ara gördüğümüz gibi kanatlara yakın oynayacaksa bu iş olmaz. Pepe’nin takım sıkıştığı anlarda devreye girip Q7’nin kestiği ortalara kafa golü atmasını bekleyeceksek yine olmaz. Bloklar arası mesafe bu kadar uzun olup da defanstan oyunu kurmada sürekli sıkıntı yaşayacaksak da sezon ömür törpüsü olur.
Ancak madalyonun öbür yüzüne bakıp olumlu şeyler de söylemek mümkün. Bir kere Malatya oturmuş bir kadroya sahip ve ligin vasat üstü takımlarından bir tanesi ve Beşiktaş bu takıma golü atana kadar neredeyse şut bile çektirmedi. Oyuncuların hırsı ve mücadele isteği yine üst düzeydeydi ama takımda ve hocada bence gereksiz bir aşırı gerginlik var ve bu tribünlerin şevkini de bir nebze kırıyor.
Bu gece de stat doluydu ama bir türlü attıkça coşturan, coştukça da atmaya devam eden Beşiktaş ortaya çıkamıyor. Sadece Partizan maçında ve Akhisar maçının ilk yarısında bunu bir nebze gördük. Eğer hoca ve takım bu gerginliği derbide üzerinden atamazsa zaten pusuda bekleyen TFF, MHK ve yayıncı kuruluşa istediklerini altın tepside sunacaklar. Şenol hoca hafta içi bir basın topantısı yaptı, genelde olduğu gibi doğru ve samimi bir şeyler söylediğini hissettim ama ne olduğunu tam anlayamadım. Atatürk’ün üzerinde çalıştığı Güneş Dil Teorisi bu muydu bilmiyorum fakat dinledikçe yine acaba kendimde bir muhakeme sorunu olup olmadığını sorguladım.
Tabii maçların tez zamanda çözülüp taraftarın göbeğini kaşımasını engelleyen forvet sorunu olanca şiddetiyle devam ediyor. Negredo, Babel’e attırdığı golde topu çok iyi takip ederek harika bir asist yaptı ama golü ‘koklayan’ bitirici forvet eksiği çok fazla hissediliyor. Bu sezon eğer Beşiktaş umduğunu bulamazsa en büyük sebebi gol yollarındaki kısırlık olacaktır. Negredo’nun gitmesi durumunda kalacak Love – Larin – Pektemek üçlüsü de beraber zarar verme şansı bulamasalar da Ai̇lton- Eneramo ve Almeida triosunu hatırlatıyor ki her Beşiktaşlının kabuslarına girebilir.
Bursa maçında olduğu gibi bu akşam da yenilen golde herkes elinden gelen gayreti gösterdi doğrusu. Vida ile başlayan hatalar zincirinde yerde ne yaptığını çözemediğim Tolgay, rakibe geçiş izni veren Pepe ve ilk yaptığı kurtarışın ardından bakkala giden Karius seriyi tamamladı. Çok top kayıpları yapan ve kendini haddinden fazla yıpratarak gereksiz işlere de soyunan Caner doğru yer tutmasına rağmen biraz da şanssızlıkla gole engel olamadı. Gecenin iyilerinden Gökhan’ın harika şutunu ise Malatya kalecisi mükemmel bir şekilde çıkardı.
Sonuç olarak zor bir rakibe karşı derbi öncesi alınan üç puan hem kötü seriyi bozmak adına hem de taraftara tekrar güven vermek açısından önemliydi. Hoca ve futbolcuların derslerini daha çok çalışmaları lazım ama bu takımın kadrosu yaş ortalaması yüksek olsa da kaliteli ve disiplinli. Belki tam anlamıyla özlediğimiz futbolu hala göremiyoruz ama asla umutsuzluğa sürükleyecek bir takım da görmüyorum. Pazar günkü seçimden sonra başkan de yeni yönetim kuruluyla birlikte üzerindeki gerginliği atarsa bunun takıma ve hocaya da olumlu yansımaları olacaktır. Bıçak sirtında gidiyor gibiyiz ama virajı dönerek hocanın tekrar dümeni güneşe doğru kıracağını düşünüyorum.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @gorkem7305