KISA PROGRAM
Buz pateninde kısa program sıralamayı belirleyen en önemli performans gösterisidir. Fenerbahçe Beko’da, Zalgiris karşısında alınan ağır mağlubiyet sonrası,...
“KADIN FUTBOLU SEFERBERLİĞİ” KAMPANYASINA HAZIR MIYIZ?
İki haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyorum. Bu şimdilik son yazım. Üzerinde çalışmalarım hep devam...
****KENETLEN FENERBAHÇELİ..
19 Eylül 1982 Pazar Saat 15.30.. Çok sıcak bir İstanbul günüydü o gün..
Sıcaklık sadece havada değil, sarı-laciverte sevdalı...
Maçın başlamasıyla beraber Genç Fenerbahçe’lilerin bulunduğu okul açık tribününden önce ıslıklar yükseldi, ardından futbolculara protestolar duyuldu. O tribünden maç boyunca takıma destek neredeyse hiç olmadı. Sadece geçtiğimiz hafta vefat eden tribün liderleri Sefa Kalya lehine tezahürat yaptıklarına şahit olduk.
Bu noktada genç arkadaşlarıma bir kaç hatırlatmada bulunmak istiyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim;bu sezon Fenerbahçe’nin tekrar zirvede yeralmasında tribünlerin geri dönmesinin büyük rolü var, özellikle de geçen sezon hiç olmayan okul açık tribününün.. Oradaki arkadaşların hepsinin Fenerbahçe’lerini çok sevdiklerini ve en son isteyecekleri şeyin takımlarına zarar vermek olduğuna da eminim.
Ancak maçın başında futbolcuları protesto etmek nedir ? Liderleri Sefa Kalya’nın cenazesine gelmemişler, çelenk bile yollamamışlar. Yahu arkadaşlar, geçtiğimiz yıllarda yaşananları bilmiyor musunuz? Aziz Yıldırım ve Sefa Kalya’nın nasıl ters düştüklerine, yapılan açıklamalara, bunun sonucunda ortaya çıkan tüm gerginliklere hep beraber şahitlik etmedik mi? ”Aziz Yıldırım’a rağmen” hangi futbolcu o cenazeye gelebilir?
Bu takımın bu tribünlerin sizin desteğinize çok ihtiyacı var ve emin olun Sefa Abi’niz maç esnasında kendi adını bağırmanızdan çok, takıma destek vermenizi isterdi. O yüzden bu maç inşallah son olur ve şampiyonluk yolunda çok ihtiyacımız olan tribün desteğine tekrar kavuşuruz. Her şeyden önce Fenerbahçe’nin geldiğini de aklımızdan çıkarmayız.
Bu konunun üzerinde uzun durdum, çünkü maç yorumundan çok daha önemli. Zaten maç yorumu da öncekilerden farklı değil. Yine rakibine pozisyon vermeyen, özellikle ilk yarıda nefes bile aldırmayan bir Fenerbahçe ancak aynı şekilde hücumda da yine üretken olamayan bir Fenerbahçe vardı sahada.
Bunun sebeplerini daha önce defalarca dile getirdi herkes. Ozan – Topal – Joseph üçlüsü rakibi bozmada müthişler. Joseph ve Topal zaten top kapma ustaları. Ozan ise takımın önde basmasına büyük katkıda bulunuyor. Ancak bu üçlü hücuma destek konusunda sınırlı yeteneklere sahip ve beraber oynadıkları sürece Fenerbahçe’nin üretkenlik sorunu çekmesi kaçınılmaz.
Temcit planı gibi tekrarladığımız bu detayın haricinde Türkiye’nin en hücumcu bekleri Gökhan ve Caner de yoktu sahada. Dolayısıyla kanatlardan alınan katkı da sınırlı kaldı. Bu durumda ”yaratıcılık” konusundaki tüm beklenti Markoviç’in patlayıcı süratine, Volkan Şen’in de adam eksilten tekniğine kaldı. Ancak Markoviç fazlasıyla top kaybıyla oynadı. Çok istekli ve konsantre olduğunu da söylemek güç. Volkan Şen ise Markoviç’e göre daha istekliydi. Rakip defansı kesinlikle daha fazla zorladı. Ancak onun da geldiğinden beri inanılmaz bir bitiricilik sorunu var. Son pas ve son şutlarda çok hatalar yapıyor. Bu problemini çözemediği sürece büyük takım oyuncusu olması zor. Umarım yakında ilk golünü atar ve gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Son söz de şu anda tüm kanallarda eleştirilen hakemin ilk penaltı kararına.. Sercan’ın Volkan Şen’i ittiği konusunda herkes hemfikir herhalde. Bu çok şiddetli bir itme olmayabilir. Ancak bu itme sonrası zaten Volkan’ın dengesi bozuluyor ve ayaklar birbirine karışıyor. Şöyle düşünün, pozisyon ceza alanı dışında olsa ve faul verilse tartışmalı pozisyon olarak ekranlara bile gelmez. Kimse itiraz etmez. O yüzden bu tip kararlar yüzünden hakemleri fazla eleştirmeyelim, Erman Toroğlu’nun literatüre soktuğu ”penaltı penaltı gibi olmalı” safsatasına da fazla itibar etmeyelim.
KISA PROGRAM
Buz pateninde kısa program sıralamayı belirleyen en önemli performans gösterisidir. Fenerbahçe Beko’da, Zalgiris karşısında alınan ağır mağlubiyet sonrası,...
“KADIN FUTBOLU SEFERBERLİĞİ” KAMPANYASINA HAZIR MIYIZ?
İki haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyorum. Bu şimdilik son yazım. Üzerinde çalışmalarım hep devam edecek. Size bu yazımda Türkiye’deki...
****KENETLEN FENERBAHÇELİ..
19 Eylül 1982 Pazar Saat 15.30.. Çok sıcak bir İstanbul günüydü o gün..
Sıcaklık sadece havada değil, sarı-laciverte sevdalı gönüller de çok sıcaktı..
O gün...
ÖZLEMİŞİZ
Fenerbahçe Beko 2020-2021 sezonunun en mükemmel oynadığı maçını geride bırakırken adeta parkede yağ gibi aktı..
Sezona buruk şekilde başlarken yenilenen kadronun kabullenilmeyen yapılanması ve...
Bu maça çıkana kadar Fenerbahçe 1-0 öne geçtiği 7 karşılaşmanın tamamını kazanmış. Puan bile kaybetmemiş. Artık eskisi gibi büyük takımlarla Anadolu takımları arasındaki fark...
“KADIN FUTBOLU SEFERBERLİĞİ” KAMPANYASINA HAZIR MIYIZ?
İki haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyorum. Bu şimdilik son yazım. Üzerinde çalışmalarım hep devam edecek. Size bu yazımda Türkiye’deki...
Bu maça çıkana kadar Fenerbahçe 1-0 öne geçtiği 7 karşılaşmanın tamamını kazanmış. Puan bile kaybetmemiş. Artık eskisi gibi büyük takımlarla Anadolu takımları arasındaki fark...
ADIM ADIM ZİRVEYE
Aslında memleket eğlenceli. Zaten aşk acısı çekiyorum,utanmadan ceza yazıyorsunuz diyor biri polise, vatandaşların bakkala olan veresiye borcunu kapatarak haber konusu olan ve...
KISSA ve HİSSE
1982 Nisan ayında Amerika Dışişleri Bakanı Alex Haig, Downing Street 10 numarada Margaret Thatcher’in karşısına çıkıyor ve Falkland gibi binlerce mil ötede,...
Sitemizde temel hizmetler ve işlevleri sağlamak ve ziyaretçilerin sitemizle nasıl etkileşimde bulunduğuna dair verileri toplamak için tanımlama dosyaları gibi araçlar kullanıyoruz. Kabul Et’e tıklayarak, reklamlar, analitik ve destek için bu araçları kullanmamızı kabul edersiniz.
Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Çerez’leri (Cookie) silebilir ya da engelleyebilirsiniz.Kabul EdiyorumKabul EtmiyorumGizlilik ve Çerez Politikası