Oyun üstünlüğünün tartışmasız şekilde elde tutulduğu, ancak galibiyetin elden kaçırıldığı Kadıköy deplasmanı sonrasında, Beşiktaş’ın artık bir seri oluşturma hedefi için başlangıç noktası olması beklenen 7. hafta maçında konuk Ertuğrul Sağlam’ın Kayserispor’uydu. Rakip, Beşiktaş’ın ulaşamadığı Fenerbahçe deplasmanında 3 puanı alma hedefini bir ay önce gerçekleştirmişti, ama bunun dışında istikrarsız sonuçları vardı. Beşiktaş karşısında ise Kadıköy’de gösterdiği direnci gösteremedi ve iki golle net bir skor çıktı ortaya.
Beşiktaş açısından günün sevindirici tarafları uzun zamandır istenen doğru kadro / doğru oyun denkleminin nihayet yerinde bir şekilde kurulmaya başlandığını görmüş olmamızdı. Aklı başında, futboldan birazcık anlayan kesimin hemfikir olduğu birkaç nokta vardı.
Bunların biri, yıllarca beraber oynamış ve başarılı olmuş önlibero ikilisi Atiba-Oğuzhan’ın halen imkanlar müsaitken ve diğer seçenekler istenen verimi vermemişken tekrardan beraber kullanılmasıydı. Bu ikilinin önünde Adem Ljajic ve ileri uçta da şu ana kadar istenen verimden çok uzak kalsa da eldeki en tecrübeli forvet oyuncusu olan Vagner Love’un devamlı orta yapılmayan bir oyun düzeninde faydalı olabileceği son dönemde dillendirilen fikirlerdendi. Şenol hoca nihayet kimseyi kendi verimli olmadığı bölgede oynatmayarak, umduğumuz şekilde maceradan uzak tercihler yaptı ve sonucunda şimdilik çok iyi bir oyun ortaya çıkmasa da, çok daha aklı başında ve belli bir plana dayalı bir oyun görüntüsü çıktı.
Sol bekte Caner’in yokluğu bu planın daha rahat uygulanabilmesine katkı sağlarken Adriano’nun yokluğu ise zorlaştırıcı bir etkendi. Adriano’nun bir an önce dönüp eski formuna kavuşması topun yere indirildiği bu oyun düzeninde çok büyük yarar sağlayacaktır. Zira bugün uygulamadaki en büyük sorunlardan biri savunmadan istenildiği gibi çıkamamaktı. Ligdeki rakiplerin bir çoğu eskisi gibi geriye yaslanmak yerine önde basarak Beşiktaş’ın defans ile orta saha bağlantısını koparmayı hedefliyorlar ve bunu becerebilirlerse Beşiktaş’ın işini zorlaştırabiliyorlar.
Bu maçta da ilk yarım saat Beşiktaş savunmacıları birçok denemede kendi aralarında uzun paslaşmalar sonrası Oğuzhan, Atiba ve Ljajic gibi oyuncuları marke eden rakip oyuncuların istediği şekilde çaresiz kalıp uzun toplarla çıkmaya çalıştılar. Bu topları da Kayserispor defansı rahatlıkla topladı ve Beşiktaş organize gol pozisyonları yaratamadı. İlk yarının son çeyreğine girilirken Ljajic’in de artık top alabilmek için orta saha çizgisinin gerisine kadar gelmek zorunda kaldığına şahit olduk, halbuki O’nu rakip ceza sahasına yakın noktalarda topla buluşturabilmek tehlikeli olmasını sağlayacaktı.
Neyse ki bu tıkanılan dakikalarda yaşının çok üzerinde bir fiziksel performans gösteren Atiba, müthiş alan savunması örneklerinin yanı sıra kaptığı topları da bekletmeden doğru noktaya ulaştırdığı ataklardan birinde Quaresma ile Love’ı rakip savunma ile baş başa bıraktı. Bu ikili de Quaresma’nın alışkanlıklarının dışına çıkıp çizgiye yanaşmak yerine içeri katetmesi, Love’un da düzgün verkaçıyla bir anda ceza sahasına daldılar ve topla tekrar buluşan Love kaleciyi iki hamlede avlayarak takımını öne geçirdi. Uzun zamandır iyi futbol sevdalısı taraftarların istediği tarzda bir gol bulmak hem tribünlerin hem takımın moralini yükseltti. Demekki o kadar zor değilmiş, istenince yapılabiliyormuş diye düşündürttü.
Bu gol sonrası oynanan oyun da daha pasa dayalı, yeterli sayıda organize atak geliştirilemese de en azından futbol anlayışı bakımından tutarlı, mantıklı bir plana dayanan bir oyun oldu. İkinci yarıda Ljajic’in etkileyici oyun görüşünün bir örneği sayesinde doğan pozisyonda da fark ikiye çıkınca Beşiktaş rahatladı. Bu golde kanattan içeriye amaçsız bir orta açmak yerine aniden içeriye dalan Ljajic, büyük pay sahibiydi.
Gökhan Gönül de hem bu pozisyonda yaptığı başarılı gol vuruşuyla, hem maçın genelinde sahanın her yerinde verdiği müthiş mücadelesiyle alkışı hak etti.
Medel’in sol bek yokluğunda o bölgede kullanılması ise Şenol hocanın en doğru kararıydı diye düşünüyorum. İş disiplini ve bitmek tükenmek bilmez enerjisiyle hücuma pek katkı veremese de savunma anlamında Caner’den çok daha faydalı oldu. Karius kalede güven vermeyi sürdürdü, şahsen Cordoba’dan bu yana bu formayı giyen en iyi kaleci diyebilirim.
Beşiktaş’ın ve Şenol hocanın bundan sonra izlemesi gereken yolun bugün girilen yol olduğunu düşünüyorum. Doğru isimleri doğru yerlerde kullanıp doğru oyun stratejisi kurulduğu zaman görüldü ki, takım da olumlu sinyaller veriyor. Adriano da kendi bölgesine geçip bu 11 üzerinde ısrarcı olunursa devre arasına kadar gitgide daha çok göze hoş gelen bir futbol ortaya konulabilir. Rakiplerin hiçbirinin futbollarıyla bu ligin en iyisi benim diyemediği bir ortamda Beşiktaş’ın tüm ağırlığını lige verip devre arasına avantajlı bir noktada girmesi ve ara transfer sonrası şampiyonluğun en büyük adayı haline gelmesi gayet mümkün ve bu doğrultuda yol almaya devam etmek gerek…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu