Olmayacak duaya amin bitti sanırım…
Tipik olarak Ali Başkan, Aziz Başkan farketmez, operasyonlar romantik yapılır bizde. Ya şu olursa belki aynen devam ederiz vs. Kafayı tosladık Benfica’ya ve operasyonlar başladı: Takımın üzerindeki Aykut hoca ruhunu, Aziz Başkan nefesini atılmaya başladı.
Biz değil miydik, onlardan vazgeçen, hoşgeldin Ali Başkan diyen. O zaman değişim hemen başlamalı idi. Olmadı. Yine 2. Hafta yine 10. sıradayız. Ali Başkan’ında yeni tarzını uygulamaya alması, eski usul tavırla geç oldu. Bu bir maç yazısı değil. Tüm dostlara şimdiden belirteyim. Maçın neyini yazalım, atak yapmayı bilmeyen, boydan fakir Adem’in kafa toplarını çatır çatır aldığı, Hasan Ali’nin boş yere topu at yarışı yaptığı bir maç. Açın eski bir Aykut hoca maçını aynı. Değişen bir şey yok. Benim kıstasım belli, bir maçın çok uğraşanı Valbuena oluyorsa, o maç sıkıntılıdır. Herkes güzel oynarken, Valbuena çilek oluyorsa o maç güzeldir.
Bu yazı bir veda yazısı:
Güzel gülen iyi bir futbolcuya veda yazısı.. 1990 yılında Curitiba’da doğan, memleketimize VIP terminalinden giren, Trabzonspor’dan kaçırılan Giuliano de Paula’ya güle güle yazısı.. İlk geldiği gün dedi “Ben Alex değilim” diye ama biz romantik Türkler dinlemedik. Bir Alex ışığı bekledik. O ise bir Brezilyalıya göre çok koşan tarzı ile ne 8 oldu ne 10 ne de Alex. Daha da kötüsü ne de kurtarıcı oldu. Sadece pozitif enerjisi ile elinden geleni verdi. Güzel güldü, gol atınca ellerini havaya kaldırdı bağırdı. Onu yedek koltuğunda görüğümde şaşırmadım desem yalan olur. Dinlendiriliyor sanırım dedim. Geçen yazımda mutlaka satılmalı demiştim ama bu kadar hızlı olacağını da beklemiyordum. Sonradan satıldığı belli oldu. Bu hareketle de iki yanlıştan dönülmüş oldu:
Satmak üzere olan oyuncuyu son maçta oynatmak.
Şimdi içinizden satılması netleşen oyuncu oynatılır mı geçiyordur değil mi? Yada oynatılsa bile kazanılan bir maçta son 5 dk sokulur, seyirci son defa izler, vedalaşılır. Hatırlayalım:
Türkiye Kupasının önemli bir maçı (!) Fenerbahçe- Istanbulspor. Önemi çok büyük(!). 19 yaşındaki topçu eski teknik direktörü Advocaat’ın yeni takımı Sparta Rotterdam ile kiralık olarak anlaşmış, oturma izninin çıkmasını bekliyor. Teknik direktör (!) bu önemli maçta her zaman oynattığı (!) 19 yaşındaki stoperi oynatma kararı aldı. Bu büyük maçta (!) o stoper olmazsa olmadı. 17. Dakikada Ali Dere’nin topla çıktığı pozisyonda memleketimin çimlerine takılıp yerde kaldı stoper ve 4 ay sahalardan uzak. Sol üst adelesinde kopma ve kısmi yırtık. Geçmiş olsun 19 yaşındaki Yiğithan kardeşim.
Memlekette Fenerbahçe hocası olmasına rağmen yorumcu gibi bam bam konuşmaları ile bilinen Advocaat, “mal bunlar tarzında” yine şunları demişti: “ Çok basit. Yigithan Güvenli’nin neden oynadığını anlamıyorum. Ciddi bir sakatlık ile gelmesine gerek yok. Anlaşmaya göre yarın Hollanda’ya gelecekti. Bu yüzden neden oynatıldığını anlamıyorum.” Aykut hoca ne demişti merak ediyorsanız : “Sakatlığından dolayı son derece üzgünüm. Kendisiyle geçen sezon çalışmış bir hocanın onu istemesinin ardından sakatlığı büyük şanssızlıktı. Biraz daha oynayarak göndermeyi istiyorduk. Sakatlığının derecesini şimdilik bilmiyorum.” Yani hepele gübele.
Böyledir bizim memleket, sırf Giuliano’nun oynatılmaması bile bir gelişme yeni Fenerbahçe için. Çok dipte yani Fenerbahçe. Ne yapsa beğeneceğiz Ali Başkan ve Cocu.. Yapsa ama artık. En çabuk biten şey bizde sabırdır.
Bekleme yapmayalım ltf. Şimdi sıra bir önceki yazımda da değilim gibi Valbuena, Dirar, Neustader’de. Yapacak çok iş var.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com
twitter: @Yborekcioglu