https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

OH BE!

Okunması Gerekenler

OH BE!

7 dakika uzatma sonrası maç bitti ve biz de bittik resmen. Sonunda hep beraber ”Oh be! ” dedik. Üzerimizden büyük bir yük kalktı. Tabii ki bu galibiyetle her şey güllük gülistanlık olmayacak ama en azından takım, üzerindeki stresten bir miktar kurtulacak. Son dakikalar korku filmi gibiydi belki ama cuma günü bir de Göztepe’yi yenersek o zaman başka şeyler konuşuluyor olacak.

 

Sondan başladık ama maçın başına gidelim önce. Federasyonun bitmek bilmeyen ”pazartesi zulmüne ” rağmen yine tribünlerde 35.000 civarı seyirci vardı. Bakın bu takım tarihinin en kötü sezonunu yaşıyor, küme düşme hattında dolanıyor ve bir kaç gün evvel Federasyon Kupası’nda Ümraniyespor’a elendi. Buna rağmen taraftar ısrarla tribüne koşmaya devam ediyor. Elbette ara sıra çatlak sesler çıkıyor, ufak tefek protestolar da oluyor. Olması da normal, çok olağanüstü günlerden geçiyoruz. Ama günün sonunda Fenerbahçe taraftarı bambaşka bir hikaye yazıyor. Bizim basınımızda kimse bundan sözetmez ama yıllar sonra bu sezon hatırlandığında Fenerbahçe seyircisinin taraftar ortalamasında 1. olması hiç unutulmayacak.

 

Takıma gelince , istekli oldukları, hocanın iyi motive ettiği en baştan belli oluyordu. Malatyaspor çok pozisyon vermeyen bir takım. Böyle bir takıma karşı ne kadar pozisyona girilecekse o kadarına girdi Fenerbahçe . Bunda Mehmet Ekici faktörü büyük rol oynadı. Isla- Dirar kanadının da iyi işlemesi oyuna çok olumlu yansıdı. Eğer en klas ayaklardan Soldado karşı karşıya pozisyonu gole çevirseydi skor 3-1 olacaktı, belki de bizler hiç strese girmeyecektik. Geç te olsa santrafor olarak Soldado’yu oynatmaya başladık. Eldeki en iyi alternatif o 9 numara olarak ama ona Sivas maçından sonra bu maçta da böylesine net bir pozisyonu kaçırması yakışmadı.

 

Bir başka olumsuz nokta Benzia ve Ayew’in bir türlü istenen katkıyı vermemesi. Ben basket maçında olduğum için Ümraniye rövanşını seyredememiştim. Ersun Hoca’nın o maçta Slimani-Benzia ile başlamasını yadırgamıştım. Ancak futbol bilgisine çok güvendiğim bir kaç arkadaşım Benzia’nın o maçta iyi olduğunu söylediler. Herhalde hoca orta sahada pas trafiğine olumlu katkı sağlasın diye hem Ekici’yi hem de Benzia’yı beraber oynattı ama Benzia maalesef istekli başlamış olmasına rağmen isabetsiz şut ve paslarıyla yine saç baş yoldurdu.

 

Yalnız gecenin 1 numaralı saç baş yolduranı Roman Neustaedter’di. Mina’ya vurdurduğu 2 kafa 2 gol yememize sebep oldu. Hele bir de 2. yarı aut çizgisinde yediği bir çalım var ki , aman aman , evlere şenlik. Her zaman diyorum. Bana göre iyi stoper, rakibe yüzünü döndürmeyen stoperdir. Bizim Roman sağolsun rakibe o kadar uzak ki , kafa da vurduruyor, dripling te yaptırıyor, sağa sola oyunu da yönlendiriyor. Yani rahatsız etmiyor. Bakın Sadık tam tersi. Eksikleri yok mu? Elbette var ama en azından yapışıyor rakibine. Nefesini ensesinde hissettiriyor. Ben santrafor olsam Sadık’a karşı oynarken tedirgin olurum. Roman’a karşı oynamak için ise göbek atarım. Bugün Sadık hızlı, gözüpek futboluyla taraftarın kalbine girmek için müthiş bir adım attı Volkan’ın son dakikada inanılmaz şekilde boşa çıkması sonucu oluşan pozisyonu da çizgiden çıkararak gecenin kahramanı oldu. Aferin Sadık’a, çok çalışsın, kendini geliştirsin, hamle zamanlaması ve topu oyuna sokma konularının üzerine gitsin, sonra da yıllarca bu formaya hizmet etsin.

 

Sadık gibi diğer yeni transfer Moses ta bugün forma giydi son dakikalarda. Işık ta verdi doğrusu ama sanki sol tarafa geçtiği bölümlerde daha etkisiz gibiydi. Sanırım sağ kanatta oynamayı tercih ediyor olacak. Moses dışında belli ki bir kaç transferimiz daha yolda sanki. Bir çift yönlü orta saha ve bir santrafor gelecek gibi gözüküyor. Eğer verim alabileceğimiz başarılı transferler olursa, çabuk ta adapte olabilirlerse takımın çehresi iyice değişecektir.

 

Son olarak ta gelelim maçın hakemine. Geçen haftaki Cüneyt Çakır rezaleti sonrası bugün de Ali Palabıyık Mehmet Ekici’nin penaltısını vermeyerek, hem de VAR’a gitmesine rağmen, bir başka fiyaskoya imza attı. Daha sonra zoraki verdiği penaltıda da Erkan Kaş’a ikinci sarıdan kırmızıyı göstermedi. Diğer sarı kart kararlarında da büyük tutarsızlıklar sergiledi. Maç sonu galibiyetin ardından nasıl ”oh be” dediysek, Ali Palabıyık ta bu akşamki performansıyla kendisine  ”hadi be! ” denmesini haketti.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular