HER SPORDA kadro mühendisliği çok önemlidir. Önemli olan çok iyi 10-12 oyuncuyu aynı takımda toplamaktan çok, birbirine uyum sağlayacak kadroyu oluşturmaktır.
Kısaca iyi bir takım yapmak, aynı bir puzzle yaparcasına, eksik parça bırakmamak, varsa da o eksiği tamamlamaktan geçer. Fenerbahçe Ülker’in geçen seneki en büyük defosu, altı kaval üstü şişhane misali kağıt üstünde çok iyi ama birbiri ile uyumsuz oyuncu topluluğundan kurulmasıydı. Bunun da cezasını TOP16 maçlarında ard arda sürklase oldukları karşılaşmalarda fazlasıyla ödediler!
Bu eksik parçaların en önemlisi de, oyun kurabilen, asist özellikli bir oyun kurucu idi .. Sene başında Teodosic, De Colo, Calathes isimleri geçti ama nedense kesinlikle 1 değil 2, hadi en iyimser bakışla 1.5 numara diyeceğimiz Ricky Hickman’da karar kılınmıştı. Maccabi’den Euroleague şampiyonu apoleti ile İstanbul’a gelen Hickman transferi sonrası, o takımda Rice’ın oyun kurucu onun 2 numarada oynadığı unutulunca, kaliteli bir kumaş olmasına rağmen, pik yaptığı mevkide oynamayınca, beklentiler doğal olarak karşılanamadı ve seyircinin gözünde negatif bir etki oluştu.
Bu sene ise ara transferde kadro yeterlidir denmedi ve 1 numara pozisyonuna 2015’e girmeden takviye yapıldı. Gelen isim NIKOS ZISIS ..16 Ağustos 1983 doğumlu Yunan basketbolcu, profesyonel basketbol kariyerine Yunan Ligi takımlarından AEK Athens formasıyla başladı. Sırasıyla Benetton, CSKA, Siena, Bilbao ve Unics Kazan formaları giyen tecrübeli oyuncu Euroleague’de bir de şampiyonluk yaşadı. CSKA ile 2008 yılında Avrupa’nın en büyük kupasını kaldıran kadronun önemli bir parçasıydı ve şimdi bu başarıyı 2.kez tekrarlamak için, kariyerinde ilk kez Türk Topraklarına ayak bastı.
Fenerbahçe Ülker’in en büyük 2 probleminden biri olan saha içi organizasyon sorunu Zisis ile çözülecek mi bilinmez ama mantıksız bir transfer olduğunu söylemek de, hele de eldeki oyun kuruculara bakarsak abesle iştigal olur!
Sarı lacivert kadro içinde oyun kurma özellikli ve o zekaya sahip sadece 3 isim var ve 3’ü de playmaker değil; Bogdan Bogdanovic, Emir Preldzic ve Nemanja Bjelica…
Onun için OYUN KURUCU TRANSFERİ, Fenerbahçe Ülker için olmazsa olmaz bir hamleydi.
Özellikle kendileri gibi F4 hedefindeki diğer takımların oyun kurucularına baktığımızda; eldekilere kıyasla, Llull ve Rodriguez’li 2 Sergio’lu Real, Huertas-Barca, Teodosic/De Colo-CSKA ve iki Yunan devindeki Spanoulis-Diamantidis isimleri 1 hatta 2 boy fazla geliyordu..
Bizim ülkemizde, basketbolda bir oyuncu çift rakamlı skor buluyorsa başarılı demektir! AMA bir oyun kurucunun, adı üstünde ilk yapması gereken şeyin, oyun kurmak olduğunu kimse anlamaz ya da anlamak istemez!
Her maç 10-15 sayı atacak ama 4-5 top kaybı yapacak, asist rakamı 1-2’lerde gezecek biri değil de, pas trafiğini sağlayacak, soğukkanlı, top kaybı yapmayacak, pick&roll özellikli ve savunması kuvvetli, gerektiğinde de sayı bulacak bir isim, 1 numara olmanın karşılığıdır benim bakışımla…
PEKİ NIKOS ZISIS bu yaralara merhem olup, basını, sponsoru ve seyircisi ile, kısaca tüm FB camiasının senelerdir yanıp tutuştuğu FINAL FOUR hayalini gerçekleştirecek isim mi ?
Zisis bence kesinlikle bir SUPERSTAR değil! F4 ADAYI diğer rakiplerin oyun kurucularına kıyasla 1 gömlek aşağıda demek de sert bir yorum olmaz ki eminim ‘basketbolu gerçekten bilen’ birçok kişi de buna katılacaktır.
Ama her şeyden önce basketbolu basite indirgeyerek oynayan bir guard, ben atayım yıldız olayım egosunda olmayan yani istatistik kaygısı yaşamayan ve koçların oyun şablonlarına bağlı kalan TAM bir takım oyuncusu. Ve de FB Ülker’in, Goudelock başta olmak üzere dış alan savunmasındaki zaafı da göz önüne alırsak, özellikle savunma kalitesi ile doğru bir transfer.
Yunan guard esas oğlan değil. Bence hiçbir zaman da olmadı. Belki hiçbir şeyi mükemmel olmayan ama her şeyden biraz yapabilen ve takımda sivrilen oyuncuları gölgelemeyecek yapıda bir isim olması bence takım kimyası açısından bir artı.
Hemen her oyun kurucu hemşerisi gibi güçlü bir pick&roll özelliği de kreması. Perde çıkışlarında devrilen uzunu bulabildiği gibi, ikili sıkıştırma geldiğinde de, boştaki kısa oyuncuyu hemen görecek radar gözlere sahip.
Ayrıca bir Bo McCalebb ya da siyahi x bir guad kadar olmasa da delici özelliği mevcut ve dış şut tehdidi Fenerbahçe Ülker’in hücum tıkanıklığı yaşadığı anlardaki bir diğer silahı olacaktır.
Zisis eklemezsek olmaz, bir guard için ilginç bir stile sahip. Pivot gibi match up’daki rakibine yaslanıyor ve atlet özelliği olmamasına rağmen, ilk adım hızı, mesela bir Goudelock’un yanında bile geçemese de, penetre esnasında vitesi bir anda yüksetebiliyor.
Yunan point guard fazla detaya girmeden, oynayan değil tam anlamıyla OYNATAN bir guard ve temelde FB Ülker’in istediği oyun kurucu şablonu da buydu.
Zisis mükemmel bir savunmacı olmasa da savunma sertliği Avrupa Ligi için yeterli düzeyde. Topa baskı yapabilme özelliğinin olması çok önemli. Bence Hickman kadroda kalırsa ‘ki bence kesinlikle kalmalı’, onunla beraber oynarken 2 numarada çok daha faydalı olacaktır. Hücum anlamında bir Goudelock kadar katkı tabii ki veremez ama belli dakikalarda aynı anda sahada yer alacak Zisis-Hickman ikilisi, sari lacivertlilerin dış alan savunması zaafını kesinlikle kapatacaktır.
AMA BURDA EN TEMEL SORUN, şova yönelik bir oyuncu olmadığı için, yaptıklarının göze batmaması. Umarız FB seyircisi bu oyuncuya notunu sadece attığı sayıyla değil, All Around şekilde yaptıklarına bakarak verir!
Bana kalsa ara transferde ismi geçen oyunculardan ilk tercihim CALATHES olurdu. Hatta Efes’in aldığı HEURTEL de, savunma defosuna rağmen Zisis’den önceki seçimim olurdu ama ZISIS de, hele de eldeki bu kadro yapısına baktığımızda, takım ve ZOC ile ten uyumu çabucak sağlanırsa, NOKTA VURUŞU olmasa da, faydalı olacak bir isim diye düşünüyorum.
Bakalım kazandığı onlarca kupa ve ödüllerden dolayı ‘Yüzüklerin Efendisi’ lakabıyla anılan Yunan Guard, Türkiye’de FB forması altında bu başarılarına yenilerini ekleyebilecek mi?
