Sarı lacivertliler geçen iki sezonun aksine bu kez transfere önce oyun kurucu pozisyonundan başladılar. Son yazımda Bobby Dixon’ın “kumar” olduğunu belirtmiştim ama Konstantinos “Kostas” Sloukas transferi ile doğru bir hamle yaptılar.
25 yaşında olan 1.90m boyundaki oyun kurucu genç yaşına rağmen uzun yıllardır Euroleague sahnesinde mücadele eden, tecrübeli bir isim. 6 sezondur mücadele ettiği takımdan ayrılmasının nedeni de para değil çünkü Olympiakos da Fenerbahçe’nin teklifine çok yakın bir teklif sunmuştu ancak Yunan guard süper yıldız Spanoulis’in gölgesinde kalmak istemediğini iletti ve yeni takımında daha iyi bir rol,süre garantisi istedi. Demek ki Fenerbahçe bunu kabul etti ki Yunan oyuncu transfere yeşil ışık yaktı. Gelin beraberce sarı lacivertlilerin yeni transferini biraz daha yakından tanıyalım ve teknik analizini yapalım.

“Başarıları”
Yunan Ligi şampiyonluğu: 2011-2012, 2014-2015
Yunan Kupası şampiyonluğu: 2009-2010, 2010-2011
Euroleague şampiyonluğu: 2011-2012, 2012-2013
FIBA Uluslararası Kupa şampiyonluğu: 2013
Euroleague Final Four katılım: 2008-2009, 2009-2010, 2011-2012, 2012-2013, 2014-2015
“Son iki sezon İstatistikleri”
2013-2014 Euroleague: 6.5 sayı, 1.5 ribaund, 2.9 asist
2014-2015 Euroleague: 6.7 sayı, 1.9 ribaund, 3.1 asist
“Artıları-Eksileri”
Öncelikle Sloukas Avrupa basketbolunun en değerli savunmacılarından biri, guarda baskı konusunda bir uzman desek nokta atışı yapmış oluruz. Onun topa yaptığı baskı Olympiakos’un kusursuz diyebileceğimiz savunma düzeninin ilk adımıydı. Güçlü fiziği, mücadeleden kaçmayan yapısı ve direnci ona “kelepçe” dememin temel sebepleri. Sloukas çabuk ayakları ve uzun kolları sayesinde hem şütörlerin her topuna el gösterebiliyor hem de çabuk ve penetreci oyuncuların karşısında sürekli kalabiliyor. Tüm bu fiziksel özelliklerinin artısı sayesinde rakip guardların ona alçak postta üstünlük kurma şansları da hayli zor oluyor. Kısacası Sloukas’ın savunmada eksiği yok demek en doğrusu olacaktır.

Sloukas’ın en önemli eksisi orta mesafe şutlarının istikrarsız olması. Bu da onun hücumdaki silahlarını oldukça sınırlandırıyor aslında.Ayrıca oyunda kaldığı ve sorumluluk aldığı süre çok az, bu sezon Euroleague’de ortalama 17.5 dakika süre alabildi ki kariyeri boyunca hiç bir zaman “lider” ya da “ikinci adam” olmadı Sloukas. Spanoulis ile birlikte oynaması onun hücum anlamında biraz rahat hareket etmesini de sağladı tabiki. Rakip savunmanın Spanoulis’e konsantre olması sayesinde bir çok maçta bir çok pozisyonda boş şutu bulabildi, üzerinde baskı olmadan daha rahat oynadı, daha efektif oldu.
“Sonuç”

Mail: fersu77@abcspor.com
twitter: @fersudeniz