Cuma günü Dziku’dan ”kırık” haberi gelince keyifler kaçmıştı. Zaten Serdar Aziz ameliyat olmuş stoper rotasyonumuz iyice daralmıştı. Maçın ilk dakikasında, daha ne olduğunu anlamadan bu sefer Becao sakatlandı. Maçın ilk devresini de zar zor sekerek bitirdi, ikinci yarı ise sahaya çıkamadı. Bir de üstüne yine oyunun başlarında takımın dinamosu Fred sakatlanmasın mı ? Resmen ”nazar değidi” diye düşünmüşüzdür bir çoğumuz. Hatta maçın sonlarında kalan son ”gerçek” stoperimiz Samet te sakatlandı ve yerini yeni stoper adayımız Crespo’ya bıraktı. Neyse ki başlarda yaşadığımız konsantrasyon kaybının ardından maçı farklı kazandık ve ”bu seferlik nazarı da yendik”. Ancak bu talihsizliklerin artık bir son bulmasını dilemek istiyorum ligin kalanı için. Kadro kalitesi, teknik taktik, yönetim, taraftar hepsi önemli şampiyonluk için ama bir de şans faktörü diye bir şey var. Kalan haftalarda ”o şans” inşallah biraz da bizim yanımıza uğrar.
Elbette her şeyi şansa bağlamak gibi bir amacım yok. Ancak şunu da kabul etmek lazım. Fenerbahçe her türlü olumsuzluğa karşı direnecek, kalitesiyle, hırsıyla, coşkusuyla, oyun planıyla ne olursa olsun sonuca gidecek bir kadro kurdu. Sadece bu kadroyu kurmakla kalmadı, İsmail Hoca ile çok uyumlu bir birliktelik sağladı, bir de en büyük transfer olarak ”taraftarını” geri kazandı.
O taraftar bugün kendisine ayrılan 90 kişilik kontenjanla, bir de çevre apartman balkondakileri de yanına alarak yine şov yaptı. Pendik semaları ”Fenerbahçe” diye inledi. İsmail Hoca da bu sezonki doğru dokunuşlarını yine hepimize gösterdi. Irfan Can’ın son zamanlarda ulaştığı ”fizik kalite” tekrar başroldeydi. Osai geçen sezon unutulmaya doğru gidiyordu, hocasının elinde yeniden doğru. Ferdi yine uçuşa geçti. Eleştirilen Zayc oyuna girdikten sonra ilk kez eski Zayc performansına ulaştı. Szymanski herhalde en çok defansif katkı veren ofansif orta saha olmaya devam etti. Dzeko ise 37 yaşında değil sanki 17 yaşında bir futbolcu iştahıyla oynadı, 3 tane de gole imza attı. Bunların çoğu hocaya yazar.
Tüm sakatlıklara, şanssızlıklara, nazara rağmen hoca önümüzdeki zor maçlarda da gerekeni yapacaktır.
Yeter ki, dışarıdan müdahele olmasın önümüzdeki maçlarda.
Bakın Antalya deplasmanı sonrası Rize’de de hakemler omuz verdi Galatasaray’a.
Bugün de hakem açısında çok kolay gözüken maçta bile Fenerbahçe’lileri kızdıracak kararlar vardı. Son dakika artık maç bitmek üzereyken vermediği %100 penaltıyı söylemiyorum. 2.golümüz sonrası uzun süre VAR kontrolünü bekledik. Acaba ofsayt var mı diye düşündü herkes. Sonrasında ekrana bir ofsayt çizgisi geldi ki sadece tek çizgi. O da Pendikli en arkadaki futbolcunun hizasından çekilen çizgi. Fenerbahçe’li futbolcudan çizilen çizgi ise yok ! Çünkü yakınlarda bir Fenerbahçe’li futbolcu yok. O kadar uzak mesafe var. Ama milyonlarca kişi ekran başında bekliyor. ”Acaba Fenerbahçe’nin golünü iptal etmek için ne çıkartmaya çalışıyorlar?” diye soruyor insanlar birbirine. Halbuki ortada hiç bir ihlal yok. Herhalde tek amaç insanların sinir ucuyla oynamak. Benim aklıma gelen tek cevap bu.
Açıkçası ligin geri kalanı için beni en çok endişelendiren detay da bu.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72