Yeni bir MLS sezonu son 19 takımlı sezonuna girişi bu hafta yapıyor. 2015 yılında 19 takım sayısı 21’e, garanti olmasa da tahminlere göre 2020 yılında 24’e cikarılacak. New York şehri ikinci takımını bu kapsamda MLS e katarak, Mancester City – Mancester Ùnitedvari bir derbi rekabeti yaratma istemi içerisinde 20.ci ekip olacak gibi. 21.işe çok büyük süpriz olmazsa Orlando Florida olacak.
Bu arada, 10 klüb doğu 9 kulüb ise batı gurubunda yarışmaya devam edecek. Dünya futbolunda geleneksel klüb futbol görüşüne her ne kadar aykırı olsa da, Kuzey Amerikada çok iyi işleyen ve her takıma kazanma şansını son ana kadar verebilen play-off sistemi gruplarını ilk 5 içerisinde bitiren takımlar arasında 2 maçlı elelme usulü olarak devam edecek.
Kanada takımları Vancouver ve Montreal geçen sezon play-off ‘a katılma hakkı kazanmışlar, yüksek beklentilere rağmen maalesef her iki takımda birinci raundda elenmekten kurtulamamışlardı. Bu sebepten dolayı her iki takımda antrenör değişikliğine giderek, yeni sezona yeni hocalarıyla başladılar.
Montreal Chicago Fire’in eski antrenörü yüksek MLS deneyimli Frank Klopas’ı takımın başına 3 yıllık kontratla geniş yetkiler vererek getirdi. Montreal ekibinin gol yükünü geçen sene gol atmaktan bıkmayan ve yaşını birtürlü kabul etmeyen 38’lik Marco Di Vaio çekecek gibi.. Ama görünür o ki bu sezon eğer forvet takviyesi yapılmaz ise Montreal takımnin sezonu biraz uzun geçeceğe benziyor.
Vancouver’daki antrenör durumu biraz daha farklı. Aslında gerekli deneyime sahip, taraftarların çok sevdiği, ancak kendisine fazla şans tanınmayan Marin Rennie’yi yollayarak, kendisinden boşalan yere bir türlü istenilen özellikte deneyimli bir antrenör getirememeleri en büyük handikapları olacak gibi.. Carl Robinson gibi Galler’den çaylak bir antrenörün başa getirilmesi kararını hiçbir Vancouver taraftarı hala anlamış değil!. Ve çaylak antrenörün ömürlerine bakıldığında, Vancouver’in antrenör değişikliğine gideceği kaçınılmaz gibi. Bunun üzerine bir de geçen sezonun yıldızı ve MLS altın ayakkabı sahibi Camilo’yu Meksika nın Queretar Fútbol Club takımına kaptırmaları her ne kadar kulübe ve lige milyonlar kazandırdıysa da durumlarını daha da vahim kılmakta. Camillio’suz Vancouve’ in işi hiç de kolay gözükmüyor. Yerine İspanya’nın Malaga takımından transfer edilen Şili’li Pedro Morales’in takıma, lige ve uzun seyahatlere alışması biraz zaman alacak gibi.
Yeniden yapılanan Toronto; Kanada’nın MLS ligindeki ilk takımı olmasına rağmen, bir türlü istenen ekibi kuramamaları, hiçbir sezonu play-off’ lara kalamadan her zaman ligin dibinde bitirmeleri, ellerindeki bütçe göz önüne alındığında tamamen bir hayal kırıklığı takımı olmuştur. Belki bundan dolayıdır ki bu sezonun transfer konusunda en aktif takım Toronto FC ydi. İyi bağlantılarıyla tanınan hocaları Ryan Nelsen sayesinde Jarmain Defoe, Michael Bradley, Julio Cesar gibi dev isimleri Toronto’da oynamaya ikna etmeyi başardı. Bunun yanında Toronton’un yerlisi, yılların MLS tecrübeli oyuncusu Di Rozario’nun takıma geriye dönüşü Nelsen’e her zaman güvenebileceği, her an sonuç değiştirebilen ekstra opsiyon kazandırmıştır.
Kanada takımları arasında yaptığı flaş transferlerle en şanslı Toronto FC görünmekte ama geçmişte birçok defa tanık olduğumuz gibi, milyonları harcayıp oyuncuları bir takıma toplamak başka, takım içerisindeki kimyasal dengeleri kurmak daha başka bir olaydır. Bekleyip hep birlikte göreceğiz!.