https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

MELO’YA KIZMAKTA HAKLI MIYIZ ?

Okunması Gerekenler

kerim paker26 Nisan Pazar günü oynanan derbi, ne sahadaki futbol ne de sonucu ile hatırlanacak.   Sahada futbol adına neredeyse hiçbir şey yoktu.  Evet iki takımda mücadele ettiler ama maalesef her ikisi de göze hoş görünebilecek bir performans ortaya koyamadılar.  Diğer yandan bu maçın sonucu da, geçtiğimiz senelerde alıştığımız gibi şampiyonluk yarışında büyük bir kırılmaya sebep olmadı.  Galatasaray açısından ikinci olma, dolayısı ile de Şampiyonlar Ligi’ne direk katılma, yolunda belki bir önemi vardı ama sonucu itibari ile de çok dramatik bir karşılaşma olmadı.

Maçı seyreden, taraflı tarafsız neredeyse herkesin, maçı katlettiği konusunda birleştiği hakemin performansı da birkaç hafta sonra unutulacak.  Ancak, derbi ile ilgili uzun süre akıllardan çıkmayacak tek görüntü Melo’nun, Emre Belözoğlu’nun ikinci sarı kart sonrası aldığı kırmızı kart sırasındaki,  hareketleri olacak.  Sanırım Melo’nun yaptıkları da yıllar önce Pascal Nouma’nın yaptığı gibi akıllara kazınacak ve çeşitli ortamlarda referans olarak kullanılacak.

FİFA’nın tüm dünyada anaakımlaştırmaya çalıştığı, “Respect” ve “Fair Play” benzeri tüm kavramlara ters olması dolayısı ile Melo’nun hareketlerini oldukça geniş bir kesim kınadılar.  Galatasaray Kulübü’nün yaptığı açıklamaya rağmen, Galatasaray taraftarlarının önemli bir çoğunluğunun da bu tarz bir hareketi tasvipetmediğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Ülke ortalamasının çok üzerinde maddi gelir elde eden, sporculardan örnek olmalarını beklemek hepimizin hakkı.  Dünyanın her yerinde ünlü sporcular, çeşitli firma, marka veya sosyal sorumluluk projelerinin yüzü oluyorlar.  Halkın dikkatini çekmek için, elde ettikleri şöhreti kullanıyorlar.  Genelde, belirli bir üne sahip olmuş sporcuların, Melo benzeri hareketleri de halk tarafından beğenilmiyor.  Hatta alay konusu yapılıyorlar.

Sanırım bizde de Melo’ya dünyada kendi benzerlerine yaklaşıldığı gibi davranmak doğrusu olacaktır.  Ancak, bu noktada kendimize dönüp bakmamız da gerektiğini düşünüyorum.  Melo’nun yaptığı en hafifinden saygısızlık.  Bizler Melo’dan rakibine, taraftarlara veya izleyicilere saygılı olmasını beklerken acaba birbirimize ne kadar saygı gösteriyoruz?  Başkalarının hakkına saygı gösterme alışkanlığı olmayanların, daha saygısız davrandı diye birilerini kötülemesi ne kadar doğru?

Herkes elini vicdanına koymalı ve biraz düşünmeli.  Mesela trafikte yandaki arabanın yolunu hiç kesmediniz mi?  Sıraya girmiş birilerini geçip sıranın ortasından girmeye hiç çalışmadınız mı? Arabanızı trafiği sıkıştıracağını bile bile parkettiğiniz hiç olmadı mı?  Hadi trafikten çıkalım.  Hiç KDV ödememek için fiş veya fatura istemediğiniz bir alışverişiniz olmadı mı?  Araya birilerini sokup öncelik elde etmeye çalıştığınız hiçbir işleminiz olmadı mı?

Bu saydığım başkasının hakkına saygısızlık içeren hareketler listesi uzayıp gider.  Maalesef bu listede yazdıklarım ve benzerleri bizim ülkemizde normal uygulama haline gelmişler.  Genelde başkalarını bu tip hareketler yaparken görenler kızıyor ve ayıplıyorlar ama kendileri yapmaktan hiç geri kalmıyorlar. 

Tabii ki, bu ülke böyle, bizler bunlara alışığız, dolayısı ile Melo’nun yaptıklarına da kızmamamız gerekir demiyorum.  Ancak karşımızdakine ve onun haklarına saygılı davranmak, çocukluktan öğrenilmesi gereken, aileden alınan bir eğitim olduğu kadar, içinde yaşanılan toplumun da üzerimize yüklediği bir yaklaşım olmalı.  Kişilerin davranışlarını toplumun genel tutumundan ayırmak yanlış bir yaklaşım olacaktır.

Melo bizim ülkemizde yetişmedi.  Sadece son birkaç yıldır bu ülkede yaşıyor, dolayısı ile bunun bizimle ne alakası var denilebilir?  Ancak, Melo ve benzerleri genelde, saygının ön planda olduğu toplumlarda uzun süre rahat yaşayamıyorlar.  Toplum onları, ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, hızlı bir şekilde ayrıştırıyor ve dışlıyor.  Veya en azından, bu tutumlarından memnun olunmadığı kendilerine sürekli hatırlatılıyor ama yeteneklerinden dolayı tahammül ediliyorlar.

Sakın yanlış anlaşılmasın.  Melo Galatasaray’ın futbolcusu ama benzer yapıda oyuncular neredeyse her kulüpte mevcut.  Birçok taraftar grubuda, kendi takımlarında oynayan benzer yapıdaki futbolcuyu bağrına basarken, rakiptekilere nefret kusuyorlar.  Örneğin Bruno Alves’in, attığı tekme ve dirsekleri, “bize böyle sert adam lazım” diyerek normal karşılayan taraftarlar, benzer hareketleri rakip takım oyuncular yaptığı zaman ağızlarına geleni söylemekten kaçınmıyorlar.

Sanırım Melo ve benzeri futbolculardan arınabilmemiz için genel olarak karşımızdakine ve karşımızdakinin haklarına saygılı olmayı öğrenmemiz gerekiyor.  Aksi halde, bu yaşananlar aklımızda birikmeye devam edecek.  Bizler ise işimize geldiği zaman hatırlayıp, işimize gelmediğinde yokmuş gibi yapmaya devam edeceğiz.

kerim.paker@abcspor.com

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular