Los Angeles Lakers.. NBA tarihinin EN ÇOK final oynayan (31 kez) ve EN ÇOK şampiyonluk kazanan (16 kez) ikinci Franchise’i..
Melekler şehrinin dev kulübü, bu sezon şanına yakışır bir transfer hamlesi yaptı ve LeBron James’i kadrosuna kattı.
Tabii ki bir oyuncuyla, özellikle Batı gibi Doğu’ya nazaran çok daha zor Konferansta, Warriors hatta Rockets gibi biri açık ara çok daha güçlü, biri de kağıt üstünde daha güçlü kadrolara karşı ne kadar ilerleyebilirler, bizler de merak içindeyiz!
Öncelikle kadroda kalan isimlere bakarsak, Lonzo Ball, Kentavious Caldwell-Pope, Josh Hart, Brandon Ingram ve Kyle Kuzma rotasyonda belli başlı süreler alacak isimler.
The King harici takıma katılan isimlerden en önemli dört tanesi ise; Michael Beasley (New York), JaVale McGee (Golden State), Rajon Rondo (New Orleans), ve Lance Stephenson (Indiana)..
The King tabii ki diğer oyunculardan çok daha ayrı kalibrede, başka paralelde bir oyuncu ama en kilit isimlere baktığımızda; Lonzo Ball rating, Rajon Rondo da tercübe ve asist becerisi anlamında takımın en öndeki isimlerinden gibi gözükse de benim bakışımla; başarıya aç iki genç yıldız Brandon Ingram- Kyle Kuzma ikilisinin, diğerlerinden “kalite ve potansiyel anlamında” 1 tık yukarda olduklarını düşünüyorum takım tartısında..
Çaylak oyuncular içinde yıldız adayı kimse yok belki ama Cuma gecesi oynanan Warriors maçında 22 sayı atan Ukraynalı Sviatoslav Mykhailiuk çok temiz eli (Ginobili’ye benzetiyorlar ama bence Klay Thompson’vari stili var), atletik yapısı, sıçraması, vücut dengesi ve savunmada uzun kolları ile 2-3 rotasyonunda buhar olmazsa, dikkat !! denebilecek tek çaylak oyuncuları..
Dünyanın en iyi oyuncusu artık altın mor formayı giyiyor ve şehir şimdiden “mantıken hayal de olsa” şampiyonluk havasına girdi bile.. Bence bunu gerçekleştirmeleri peri masalından da öte bir başarı olur ama 5 sezondur özlenen play-off’ların, “Sağlıklı bir LeBron şartıyla” bu kez geleceğini düşünüyorum kendi adıma..
Kralın çevresine konuçlanmış isimlerin performansı da çok önemli ve bugün için göze batan en zayıf iki halka; Ball ve Rajon Rondo’nun yay gerisinden pek korkulan isimler olmamasıyla, takımda gerçek anlamda çok kaliteli bir boyalı alan savunucusunun bulunmaması..
Koç Luke Walton’un LeBron’u bazı maçlarda ya da her maçın bazı dakikalarında 5 numarada deneyeceği söyleniyor ki, bu da Lakers maçları için merakla beklenen bir diğer konu..
Sezon öncesi provalarda ilk dört maç içinde sadece bir kez kazanabilmişlerdi ama beşinci maçtaki galibiyetin son şampiyon Warriors karşısında alınması (123-113) bir anda tüm spot ışıklarını, acaba mı diye üstlerine çevirdi!
Oakland ekibinin dört ağır topundan Curry-Thompson ve Durant sahada, hem de hatırı sayılır sürelerle yer alıp hatta 63 sayı bulurken, Vegas’taki maçta sadece Draymond Green’in forma giymemiş olması, bu skoru daha da anlamı kılıyordu.
10 Ekim’deki karşılaşmadan iki gün sonra bu kez Cuma gecesi San Jose’de bir kez daha karşı karşıya gelen iki Franchise’in maçında 119-105 ile “Hem de LeBron’suz” bir kez daha kazanan Lakers oldu ve bu anlamı daha da değerli hale getirdi.
Sezon öncesi maçlarını da baz alarak bir Lakers analizi yaptığımızda; ofans hattında “koş koş” basketbolu oynayan bir takım, 10-15 saniyede biten hücumlar ve toplamda 200’lere varan hatta geçen skorlarla dolu maçlar izleyeceğiz gibi gözüküyor..
Defans hattında ise boyalı alandaki kara deliği McGee kapatabilecek mi veya LeBron orda oynarsa özellikle size’li pivotlar karşısında ayakta da kalsa top elindeyken diri kalabilecek mi ve bu kadro içinde “en azından 10-15 dakikalığına da olsa” süre alabileceğini düşündüğüm Bosna doğumlu Hırvat genç pivot Ivica Zubac rotasyonda yer bulabilecek mi gibi sorular birbiri ardına geliyor yazdıkça..
Aslında dedikodu piyasasında ismi geçen ve Timberwolves’da mutsuz olduğunu sağır sultanın bile duyduğu Jimmy Butler, kısa rotasyonuna çok önemli katkı sağlardı ama Lakers’in bir sonraki sezon için (asıl hayalleri ara transfer sezonu) ana hedefi olan Kawhi Leonard’a yer açmak için bu hamleyi yapmadığı da yine aynı dedikodu kazanında dönenlerden.. Hatta o kazanda pişen bir diğer flaş isim de; bu sezon kontratı sona erecek Warriors yıldızı Klay Thompson.
Ama Julius Randle ve Brooke Lopez gibi “özellikle bu kadro özelinde fazlasıyla iş yapabilecek” iki kaliteli boyalı alan oyuncusunu tutabilmiş olsalar, ya da “en azından” o ayarda bir uzun alabilseler çok daha iddialı girebilirlerdi sezona benim bakışımla..
Yani kadroda LeBron haricinde “budur denebilecek flaş oyuncu” yok gibi ama asıl Buttler-Leonard gibi “her eve lazım” high class kanat oyuncularından çok, Salary Cap’taki boşluğu Anthony Davis, Joel Embiid, Karl Anthony Towns ayarındaki “bence TOP3” uzunlardan biriyle doldurabilseler, bu kadro özelinde çok daha doğru bir hamle olacaktır kanaatimce..
Tabii bir diğer merakla beklenen konu da sezon MVP’liği ve The King’in kazanıp kazanamayacağı. Buna ilaveten NBA tarihinde 31,038 sayı atan ve 7.sırada bulunan büyük yıldızın, 32,292 ile dördüncü sıradaki tarihin en büyük yıldızı Majesteleri Michael Jordan’ı bu sezon geçip geçemeyeceği ve sonrasında da, 3-4 sene daha devam ederse ki gözüken o, 38.387 ile zirvedeki Lakers efsanesi Kareem Abdül-Jabbar’ı yakalama hayali..
Fazla uzatmadan bu sezon Lakers ne yapar sorusuna cevabım; beş sezondur 35 galibiyet üstüne bile çıkamadılar ama (sırasıyla 27, 21, 17, 26, 35) bu yıl min. 47-48 yapacakları ve bu istatistiğin de play-off vizesi için yeterli olacağı şeklinde..
Peki ya sonrası? Değil şampiyonluk, normal şartlarda NBA hatta Batı Finali’ni bile göremezler ama olur da LeBron bu takımı zirveye taşımayı başarabilirse, Maradona’nın Napoli’yi şampiyon yapmasından çok daha büyük bir başarı olur!.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen