Premier League dendiğinde hemen hepimizin aklına ilk olarak; ya Londra devleri Chelsea, Arsenal, Tottenham, ya iki Manchester ekibi United ve City ya da ‘ You Will Never Walk Alone ‘ yani Liverpool gelir!
Ama bu sezon spot ışıklarını üzerine çeviren kulüp, hiç kimsenin sezon öncesi beklemediği Leicester City oldu.
2015-16 sezonuna girerken, önce küme düşmeyelim, sonrasında da bir ihtimal Avrupa Kupalarını ucundan tutabilir miyiz diye hayal edilen ama şimdilerde şehirde esen şampiyonluk rüzgarları..
Tabii ki daha yolun başı ve köprünün altından çok sular geçecektir ama bu başarılı ivme devam ederse, Leicester şehri kulübü, 131 senelik tarihinde tam bir peri masalı yazmak üzere..
Raineri önderliğinde, geçen sezon ligi orta sıraların altına bitiren ve kayda değer flaş takviyelerle rötuşlanmamış kadro, klasik bir 4-4-2 düzeni ve en uçtaki santraforundan başlayan langırt takımı düzenindeki tek vücut savunma ile ligin en sevilen takımlarından biri konumunda..
Aynı kulüp gibi peri masalı yaşayan ve daha 2-3 sene öncesinde, alt liglerin kimsenin adını bile bilmediği takımlarında sürünürken, rüyasında bile görmediği milli takım santraforluğu ve Premier Lig gol krallığı zirvesinde bulunan Jamie Vardy başta olmak üzere, Cezayirli milli orta saha oyuncusu Mahrez de alev almış durumda !
Orta saha merkezde oynayan üç ciğerli N’Golo Kante de takımın başka bir temel direği.. Kalede efsane kaleci Peter Schmeichel’in oğlu Kasper Schmeichel, direkt oyunculardan olmasa da hepimizin yakından tanıdığı Gökhan İnler, Japon forvet Okazaki ve diğerleri.. Ama bu takımı buraya getiren en önemli özellik oyuncu performanslarından çok, tek kelimeyle ‘ takım gibi takım ‘ olmaları.
Kitaplara hatta filmlere konu olabilecek tam bir underdog hikayesi olan Leicester City için, sporseverlerin hatırlayacağı Nihat Kahveci ve Darko Kovacevic’li Real Sociedad ve şampiyon olduğu sezondaki Bursaspor benzetmeleri de yapılmıyor değil !
Oyunu çok iyi oynuyorlar mı, bence hayır ama o kadar iyi oynatmıyorlar ki..
Bu arada belirtmeden olmaz ! Öyle Rehagel’in Yunanistan’ı gibi bir savunma takımı değiller ve 17 maçın hepsinde de gol ya da golleri buldular.
En uçtan başlayan hücum pres, alan daraltan bir sistem, 90 dakika boyunca bir makine düzeninde devam ediyor. Bu sezon sadece Arsenal maçında çuvalladılar ve kendi mabedleri Walkers ( King Power ) stadyumunda 5 gollü bir mağlubiyetle paket oldular.
Onun dışında toplamda 17 maçta 11 galibiyet ( Bu sert tokat sonrası ise 10 karşılaşmada 8 galibiyet ) cidden bu bütçede bir takım için inanılmaz bir rakam.
Şampiyon olabilirler mi ? Devre arası kalburüstü 2-3 takviye yapıp, takımla da hemen uyum sağlayamadıkları sürece bence de çok zor hatta neredeyse imkansız ama en azından Şampiyonlar Ligi şansını sonuna kadar kovalayacakları kesin ve belki de tarihlerinde ilk kez yakalayacaklar.
Bu hafta patlarlar, çekirge bir sıçrar iki sıçrar, haftaya kesin diye diye ligin neredeyse ilk yarısı bitti bitecek ve liderler.
Şimdi herkes 26 Aralık’da Anfield’de oynanacak Jürgen Klopp’lu Liverpool maçını bekliyor.
Sonu ne olursa olsun, peri masalı senaryoları hepimizi sever, merakla takip eder ve sonu için hayaller kurarız..
Fazla uzatmadan; kim şampiyon olur sorusuna anketlerde birçok farklı cevap var ama bu sene Premier Lig ve peri masalı dendiğinde yorumlar ortak; Leicester City ve Jamie Vardy !
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : tuna.ozkaya@abcspor.com
twitter : @tunaozka
