Sezon başından beri dilim döndüğünce anlatmaya çalıştığım bir şey var Pereira ile ilgili.
Skoru koruma hastalığının Fenerbahçe’ye yakışmadığını düşünüyorum.
Rize ve Akhisar’dan sonra Galatasaray’a da galıpken puan kaybettik.
Bursa ve Antalya karşısında yakalanmamıza rağmen oyunun sonlarında güç bela tekrar galibiyet golünü bulduk.
Kasımpaşa ve Kayseri deplasmanlarında ise tam anlamıyla 1-0’a yattık, 10 kişilik rakiplerden baskı yedik, maçın sonunu zor getirdik.
Büyük takım hocası böyle olmaz kimse kusura bakmasın.
İlla skoru koruma amacı taşıyorsan da ofansif oyuncuları çıkartıp yerlerine defansif oyuncuları almak zorunda değilsin.
Pas yaparak, topun sende kalmasını sağlayarak ta oyunu kilitleyebilirsin.
Bugün oyuna iyi başlayan, özelliklerine daha uygun bir pozisyonda oynaması sayesinde son derece verimli olan bir Diego vardı sahada.
Tüm hücum aksiyonlarının içinde vardı. Top kaptı, atakları yönlendirdi, attığı golle de morallenip takımın liderliğine soyundu.
Sen Diego’yu oyundan çıkarıp Meireles’ı alirsan sahaya şu mesajı verirsin.”Ben 1-0 ‘a yatacağım yine” dersin.
Hem kendi oyuncularının iyice defansa çekilmesine sebep olursun hem de rakibe cesaret verirsin.
Maalesef sonuç olarak rahatlıkla kazanabileceğimiz bir maçı Galatasaray’a hediye etmiş olduk.
Haa hocaya sallarken oyunculara da kızgın olduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
Bir defa kontratak özürlü bir takımız.
İkinci yarının ilk bölümünde Galatasaray’ın çıkarken yaptığı top kayıpları sayesinde bir çok kontratak fırsatı buldu Fenerbahçe.
Hatalı pas seçimleri, beceriksizlikler ve bazen de laubalilikten bu kontratak fırsatları heba edildi, bir çoğu pozisyona bile dönüşemedi.
Bu pas hatalarını da herhalde Pereira yaptırmadı futbolculara.
Örneğin çok süratli ve delici bir futbolcu olan Markoviç’in son pas tercihlerinde ciddi sıkıntı olduğunu gördüm.
Nani’nin her maçta oynamasının getirdiği yorgunluk ve geçirdiği sakatlık sonrası bu aralar maçların sonlarında kaybolduğunu gözlemledim.
Van Persie’nin maalesef beklentilerin çok altında kalan performansı yüzünden bu maçta yarardan çok zararının olduğunu izledim.
Ve Joseph De Souza’dan hücum aksiyonlarında fazla katkı beklememek gerektiğine bir kez daha inandım.
O yüzden her ne kadar hocanın skoru koruma takıntısının puan kaybında başrolü oynadığını düşünsem de bu oyuncuların da bende hayalkırıklığı yarattığını söylemek zorundayım.
Hocayı eleştirirken hakkını vermem gereken bir nokta da ilk devre oynanan etkili futboldu.
Özellikle beklerin hücuma verdiği destek ilk yarıdaki farklı futbolda en önemli etkendi.
Giderek daha da oturan Ba-Kjaer ikilisi rakip oyunculara nefes aldırmadılar.
Mehmet Topal’ın alışıldık savaşçılığı ve Diego’nun coşkulu futbolu da eklenince ilk yarıda rakibi sahadan silen bir Fenerbahçe çıkmıştı ortaya.
İşte o yüzden Fenerbahçe taraftarı çok üzgün şu anda,çünkü devre arasında çok rahat kazanılacak bir maç olarak görüyordu bugünkü mücadeleyi.
Hatta ikinci devre farka gideceğini düşünenlerin sayısı da hiç az değildi.
Ama işte futbol böyle bir şey. Önce futbolcular şansları heba ettiler. Sonra da hoca yaptığı değişikliklerle bir çuval inciri berbat etti.
Galatasaray da kendilerine altın tepside sunulan bu fırsatı reddetmedi. Beraberlik golünü atıp Kadıköy’den 1 puanla ayrılmayı başardılar.
Bundan sonra yapılması gereken şey çok basit. Beşiktaş ve Galatasaray maçları geride kaldı. Şimdi Anadolu takımlarına karşı üstüste galibiyetlerle bir seri yakalanması lazım.
Unutulmasın ki daha önceki yıllarda Fenerbahçe derbilerin kralı oldu defalarca, ezeli rakiplerine üstünlük sağladı ancak Anadolu takımlarına kaybedilen beklenmedik puanlar sonrası bir çok şampiyonluk ta kaybedildi. Şimdi bunu tersine çevirme vakti. İki derbiden 1 puan çıkardı Fenerbahçe ama artık biliyoruz ki sadece derbi kralı olmakla şampiyon olunmuyor. Öyleyse şu andan itibaren bu maçı unutup Osmanlıspor maçından başlayarak sözünü ettiğim seriye başlamak gerekiyor. 5-6 maç üstüste 3 puan alınırsa Aralık ayı başında bambaşka bir tabloyu konuşuyor oluruz. Yeter ki Pereira büyük bir takım hocası olduğunu artık anlasın, skora yatmasın ve daha çok gol atarak farklı galibiyetler peşinde koşsun.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : alp.eralp@abcspor.com
twitter : @alperalp72