https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KİMSİNİZ SİZ?

Okunması Gerekenler

KİMSİNİZ SİZ?

Fenerbahçe yıllar önce Denizli’de şampiyonluğu kaybetti ve milyonlarca kişi hayatlarının en üzüntülü gününü yaşadı. O gün dönen dolapları, yaşananları, Selçuk Dereli kepazeliğini bir kenara bırakıyorum. Aradan yıllar geçti. Fenerbahçe ve Denizlispor camiaları arasında hiç bir gerginlik yaşanmadı. Ancak geçen sezon Corona öncesi son maçta Kadiköy’de durup dururken tarihte görülmemiş kalabalıkta bir Denizli deplasman tribünü gördük. Maçın başından sonuna kadar Fenerbahçe’ye küfür ettiler. Belli ki Kadiköy’e tahrik etme amaçlı gelmişlerdi. Sahadaki futbolcuları da farklı değildi. Maç bitimi Olcay Şahan bütün tribünlere hareket çekerek soyunma odasına gitti.

Bugünkü maç öncesi ise bayram değil seyran değil kulüp resmi sitesinden Denizli’de yaşanan o rezil günü hatırlatan bir klip yayınlandı yine tahrik amaçlı. Maç başladı, taraftarsız maçta muhtemelen stadın dışından Fenerbahçe aleyhine küfürlü tezahüratlar duyuldu. Ardından da maçı anlatan spiker protokol tribününün karıştığını söyledi. Peki nedir bu gerginliğin sebebi? Siz Fenerbahçe’nin ezeli rakibi misiniz? Yıllardır süren bir husumet mi var aranızda? Bu Fenerbahçe yönetimi, kendi taraftarından eleştiri alma pahasına her takıma zeytin dalı uzatmadı mı ? Peki nedir sizin amacınız? Kime ”hizmet” ediyorsunuz? Bu cesareti nereden alıyorsunuz? Anlamak mümkün değil.

Bir başka yerden cesaret alan sadece Denizli yönetimi değil, sahada ve VAR başındaki hakemlerdi bugün. Orta hakem kim? Ali Palabıyık? Ülkedeki algı ne? Fenerbahçe’li Ali Palabıyık değil mi ? Habire puan kaybediyor ama Fenerbahçe Ali Palabıyık ile. Sürekli de kırmızı kart gösterip duruyor. Ama algı böyle bir şey işte. Fatih Terim çıkıp hala play-off yalanını söyleyebiliyor 8 yıldır. Beşiktaş Başkanı çıkıp maç öncesi hakem Koç Grubu’nda çalışıyor diyebiliyor. Tek amaç algı yapmak. Burası Türkiye, bu algılar prim yapıyor, bir kişi de çıkıp ”durun bakalım” diyemiyor. Geçen sezon Trabzon’daki skandal ”Kruse faulü” kararıyla ligin gidişatını değiştiren Ali Palabıyık ta işte bu algılar sonucu Fenerbahçe’li ilan edildi ve habire de Fenerbahçe’yi doğramaya devam ediyor.

Bugün verdiği penaltı kararlarıyla da amacını belli etti Palabıyık. Kimse hata falan demesin. Artık oraları geçtik. Bir şeyler dönüyor yine senelerdir olduğu gibi. Birileri yine ligi dizayn ediyor. Hangi ligi ? Rıdvan Dilmen sezonu diye adlandırılan ligi. Görüyor musunuz, kafanızı nereye çevirseniz bir algı var. Sadece Ali Palabıyık değil VAR hakemi Arda Kardeşler’in de bu rezalette payı var elbette. Kim Arda Kardeşler? Geçen sene Kayseri’de Fenerbahçe’nin önünü kesen, 3 penaltı vermeyen, Kayseri golü öncesi faulü ve Vedat’a yapılan bir kırmızılık hareketi es geçen ve en önemlisi geçen sezon FIFA kokartı ile ödüllendirilen Arda Kardeşler. VAR ‘da röntgen çekiyorlar diyordu Fatih Terim. Haftalardır belli kimin lehine kimin aleyhine röntgen çekildiği.

Peki kim var bu işlerin arkasında. Onlara sormak istiyorum. Kimsiniz siz? Çıkın meydana, belli edin kendinizi. Savaşacaksak ta mertçe savaşalım. Yeter artık böyle bel altı mücadele ettiğiniz. Ha diyeceksiniz ki, böyle sallayıp duruyorsun sağa sola, ne demek istiyorsun açık konuş. Peki açık konuşayım.
Fenerbahçe’yi 3 Temmuz’da yıkamamış olmanın intikamı alınıyor. Bence bu çok net. Bu sezonun özelliği ise mahkeme artık bitme aşamasına geldi. Fenerbahçe’nin haklılığı ise ispatlandı. Bundan rahatsız olanlar ise farklı koltuklarda görevlerine devam ediyorlar. Federasyonda çalışan profesyoneller, basın, televizyon, hakemler, yöneticiler, her tarafta varlar. Hala aktifler ve Fenerbahçe ile hala bir meseleleri var. Mahkeme aleyhlerine sonuçlanınca daha da hırslandılar. Bugün yaşananlar ise sadece küçük bir örnek tüm bu düşmanca tavrı kanıtlayan.

Maçı konuşamadık bir türlü. Bazen hocayı, bazen oyuncuları bazen de yönetimi eleştiriyoruz hepimiz taraftar olarak. Belki de haksızlık ediyoruz diye düşünüyorum bu yaşananları düşününce. Hakikaten işleri kolay değil. Şimdi yönetime düşen galip geldik diye sessiz kalmamak. En üst seviyede koyacaksın tepkini. Biliyorum bu haksızlık ama yok hata yapma lüksümüz. Saha dışında da saha içinde de çok kuvvetli olacaksın bu düzenle mücadele etmek için.

Mücadele demişken de sahada sağlam kalan oyuncularımızı kutlarım. Kırmızı kart sonrasındaki oyunu değerlendirmiyorum. Travmatik Beşiktaş maçı sonrası tamamen kapanmaları, biraz abartılı da olsa normaldi. Öncesinde gayet akıllı oynadığımız bir ilk yarı geçirdik. Gençler maçı benzeri bir oyundu. Yerden, bol paslı, verkaçların öne çıktığı, ilk golde olduğu gibi Mustafa Yumlu tipi oyunculara ters gelen bir stratejimiz vardı. Takımın boyu da Beşiktaş maçı gibi uzun değildi. Oyunu sıkıştırınca orta sahada fazla boşluk vermedik ilk devre. Serdar, Ferdi, Caner ilk devrenin iyileriydi bana göre. Belli ki Erol Hoca sezon başında olduğu gibi önce takım savunmasını düzeltme yoluna gitmişti. Yoğun eleştiriler sonrası doğrusunu yaptı hoca. Geçen hafta eleştirilenlerden biri de Altay’dı. ”Büyük takım kalecisi bir kaç maç almalı” deniyordu. Penaltı ve sonrasındaki kurtarışlarıyla Karagümrük maçı sonrası bir maç daha aldı Altay.

Ancak önemli olan tabii ki ligi almak. Belli ki lig sonuna kadar hem rakiplerle hem de bu düzenle savaşmak zorunda kalacağız. Erol Hoca sahanın içinde kalmalı, futbolcuların sadece sahaya konsantre olmalarını sağlamalı. Saha dışını ise idari kadro ve yönetim halletmeli. ”Kimsiniz siz?” diye sorduğum bu isimsiz düşmanlara karşı yönetim vermeli mücadeleyi.
Bizler de bazen üzülsek te bazen kızsak ta sonuna kadar vermeliyiz ihtiyaçları olan desteği.

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular