Ve Katalan Devi, 91-89’lik skorla Euroleague’de bu seneki ilk yenilgisini aldı.. İmzayı atan takım da FENERBAHÇE ÜLKER!
Rakibin en önemli şutörleri Navarro ve Brad Oleson’un yokluğu ile maçın başında Abrines’in sakatlanması bakışımı değiştirmez. Tabii ki bu 3 isim sahada fit olarak yer alsa Palau Blaugrana’dan galibiyet çıkartmak çok daha zor olurdu ama bu eksikler galibiyete gölge düşürmemeli..
Geçen sene TOP16’yi lider bitirmeyi garantileyip asılmadıkları Laboral maçını saymassak, en son bu salonda, taaaa 13 Aralık 2012’de CSKA Moskova’ya kaybetmiş bir takımdan bahsediyoruz!
Palau Blaugrana hem 40 senelik tarihi, hem akustiği hem de seyircinin rakip ve hakemler üstündeki etkisi ile çıkılması çok ama çok zor bir salon! Onun için burda alınan galibiyet her halükarda çok büyük başarı..
Bu maçı kaybetsek de TOP16 için bir olumsuz etkisi olmayacak ve 2.lik koltuğu degişmeyecekti ama bu galibiyetlerin, oyuncu psikolojisi açısından önemi çok büyük! Bu tip zorluk derecesi yüksek deplasmanlarda kırılan her servis, takımın özgüvenini arttıracak ve kazanma alışkanlığı çok önemli.. Ayrıca son topta gelen galibiyet te işin kreması..
Sene başındaki yazımda, Jan Vesely için içine siyah kaçmış beyaz demiş ve artık, senelerdir 2-3 ribauntta kalan uzunlardan sonra, bilekleri iyi değil ama çok elastik, hızlı ve çok iyi sıçrayan, her maç ribauntlarda çift hanelere yakın istatistikler yakalayacak bir transfer yapıldığından bahsetmiştim.
Uçan Helikopter ortalamada 6.2 ile grup maçlarına devam ederken, bugün ilk kez çift rakamlara çıktı ve aldığı 10 ribauntun yanına 16 sayı da sıkıştırarak FB Ülker’deki ilk double-double’ini yaptı.
Yine hemen her yazımda bahsettiğim, bu takımın en ‘All Around’ oyuncusu olduğunu düşündüğüm Bogdanovic de, 23 sayıyla bitirdiği karşılaşmada FB Ülker formasıyla en pozitif maçını oynadı diyebiliriz.
Yazın sonunda çok sert bir Dünya Şampiyonasından, başarılı bir performans ile final oynayarak çıkmış ve doğal olarak hem mental hem fiziki yorgunluk sonrası hemen form tutamaması gözümüze batmamıştı. Ben onun 2015 ve sonrasında, yani TOP16 ile birlikte sazı iyice eline alacağını, bu takım F4 oynayacaksa da, kadrodaki en kilit 3 oyuncudan birinin o olduğunu düşünüyorum!
Maçın galibiyeti getiren son topu olan Bjelica turnikesi ise tam bir ‘Made in Obradovic’ imzasıydı. Bu tip çizilen settler sonrası kazanılan maçları özlemişiz.. Bundan önceleri, hepimizin bildiği üzere, maalesef son topların elimizde patladığı onlarca maç seyretmiştik.
Tek tek oyuncu analizlerine girmeye gerek yok, ilk maçta 2 sayı ile kaybetmiştik. Dün akşam da aynı şekilde rövanşı aldık. Genel averajda da Barcelona ile olan 60 sayılık farkı düşünürsek, bu sonuçla; biz son maçta kazanıp onlar kaybetse bile grubu 2.sırada bitirdik anlamı çıkıyor.
Ve gazozuna maçlar devri de 19 Aralık’ta Ülker Arena’da oynanacak Bayern Münih maçıyla sona erecek. Fragman bitip film başlayacak yani Gerçek anlamda EUROLEAGUE, 30 Aralık’ta TOP16 ile sahne alacak..
Hep dediğimizi ‘bir kez daha tekrar ederek’ yazımızı bitirelim; bugün kağıt üstündeki iki oyun kurucudan Ricky Hickman 11 sayı atmasına ve savunmada elinden geldiğince savaşmasına rağmen, yine organizasyonda başarılı olamadı. Ki zorluk derecesi yüksek maçlarda olması da çok zor çünkü Hickman klasik bir point guard değil! Genç Kenan Sipahi ise kağıt üstünde Hickman’a nazaran 1 numara kavramına çok daha oturuyor ama hem tecrübesiz hem de şut kalitesi çok zayıf. 14 dakikaya 5 asist 1 top çalma sığdırmasına rağmen maçı 0 sayıyla bitirdi.
Mesela çok uzaklara gitmeden Katalan ekibinin 1 numarası Brezilyalı Huertas’a bakarsak, 25 sayı-5 asistlik bir performans gösterdi ve sene ortalaması da 10 sayı-5 ribaunt’larda geziyor.
Yani bu ayarda, atan ve attıran, bir diğer deyişle oynayan ve oynatan kalitede bir oyun kurucu alınmazsa ve de pota altına mümkünse siyahi, size’li ve boyalı alanda kuş uçurtmayacak bir pivot..
Bu iki yere nokta vuruşu transferler yapılsın, ten uyumu sorunu da kısa sürede halledilirse, en az F4 için en iddialı 4 takım CSKA-Real-Barca ve Olympiakos kadar şansımız olduğunu düşünüyorum.
Ama iki mevkiye de takviye gelmezse, % 50-50 TOP16’da, hadi o hendeği bir sekilde atladık diyelim, % 80-90‚ hele de eleme turunda saha avantajını alamazssak‘, F8’de Avrupa maceramız son bulacaktır!
Benim gördüğümü eminim ZOC da görüyordur ve 2015’e kalmadan, boyalı alana olmasa bile oyun kurucu mevkiine ‘kesinlikle’ bir isim alınacağı kanaatindeyim!
Sonuçta Fenerbahçe Erkek basketbol şubesinin, bazı ezeli rakipleri gibi para akışında problem olmadığını ve arkasındaki maddi gücü sınırsız sponsor varlığını hesaba katarsak, bu hamleleri beklemek de hepimizin hakkı diye düşünüyorum!