KAFADA BİTMİŞ

Ama sırtındaki forma var.

Aldığın paranın hakkını vermek var.

Profesyonellik var, iş ahlakı var.

Bu oyun ve bu skor hiç yakışmadı Fenerbahçe’ye.

Dün basketçilerimizin çubukluya yakışan mücadelesini ve Avrupa Şampiyonu olmalarını seyrettikten sonra bugün bu oyun gözlerimizi kanattı.

Keşke takım böyle bir ruh halindeyken sezon içinde daha az forma şansı bulmuş, dolayısıyla daha istekli, daha konsantre olacak futbolcuları tercih etseymişiz. En iyi oyuncumuz dediğimiz Skriniar bile hata üstüne hata yaptı. Bavullarını toplayıp, ayrılmak için gün sayanlar ağırlıklı olarak sahadaydı. Mert Müldür’ün kırmızısı sonrası da takım tabiri caizse maçı bıraktı. Bize de sağolsunlar sıkıntı dolu dakikalarda maçı izlemek kaldı.

Tabii tribünlerden gelen tepkiler de enteresan. Maçın başından itibaren Ali Koç ve yönetime istifa sesleri var. Daha dün baskette Avrupa Şampiyonu olmuşsun. Demek ki taraftarı kesmiyor bu başarı. Bu tepkiyi gösterenler de çoğunluk olarak yöre halkından taraftarlar, yani senede 1-2 kere Fenerbahçe’sini izleme şansı bulan, kimseye, hiç bir gruba bağlı olmayan münferit kişiler. Bu şu manaya geliyor: başkanla taraftar arasındaki bağ kopmuş. Bu bağı tekrar inşa etmek kolay mı ? Bence çok zor.

Diğer bir konu da hoca. Mourinho acaba nasıl bir kafada şu anda? Kalmak istiyor mu, yoksa gitmenin yolunu mu yapıyor? Bunu çok fazla uzatmadan netleştirmek lazım. Bir an önce dürüstçe,, açık açık konuşup yolumuzu belirlemeliyiz. Henüz maç sonu demeçlerini duymadan yazıyorum ama tahminim son maçların ardından olduğu gibi, yine provoke edici bir konuşma olacaktır.

Neyse bugün futbol konusunu belki de fazla uzatmamak lazım.

Önce yarın Fenerbahçe’mizin yüzakı, gururumuz basketçilerimizi bağrımıza basacağız. Hakettikleri kutlamayı yapacağız. Onları onore edeceğiz.

Sonra da gündem seçim olacak.

Başkan Eylül dedi.

Muhalefet Haziran diyor.

Bu konuyu da Mourinho konusu gibi acilen netleştirmemiz lazım.

Geciktikçe, zaman kaybettikçe camia sakinleşmeyecek gibi gözüküyor.