Şans nedir? Hazırlığın fırsatla buluşmasıdır der realistler. İnsan kendi şansını kendisi yaratır metaforuyla aynı kafada bir yaklaşım.
Ligin başladığı günden bu yana ideal 11’iyle Fenerbahçe bir kez bile sahada olamadı, ikinci yarının ilk maçından önce de ideal 11’yle sahada yer alabilme gibi bir şansı görünmüyor. Peki, soruyorum o zaman, bu kadar sakatlık şanssızlık değil de nedir arkadaş? Bence düpedüz şanssızlık ama.. Ama.. Bu süreçte yaşanılan puan kayıplarının sebebi şansızlık değil, bunun adı tamamiynen hazırlıksızlık. Fenerbahçe’nin B planı olarak kullanabileceği bir yedek kulübesi yok.. Ama.. Yine ama diyorum, son raddesine kadar kullanıldığı takdirde rotasyona da oyuna da katkılar sağlayabilecek bir yedek kulübesi var, tam da bu gerçekleri göz önüne seren hatta bu gerçekleri hocanın gözüne-gözüne sokan bir maç oldu.
Haftalarca Serdar kenarda oturdu, neler yaptığını gördük. 3 haftadır rakip forvetlere asist yapan Zanka sahadayken kenarda oturan ama bugün çok iyi oynayan bir Sadık vardı, Ersun Yanal kendisini bugün hatırladı. Sadık Fenerbahçe futbolcusu mudur? Gayet tabiî ki değildir ama sonuçta Zanka da değil.. Yine aynı şekilde bu takımda Ferdi diye de bir çocuk var, O da bugün katkı sağladı..
Bugün Fenerbahçe’den farklı bir galibiyet bekleyenler çoğunluktaydı, Fenerbahçe de yanıltmadı ama ilk 25 dakikası Antalyaspor maçını anımsatan kabus gibi bir maçtı, sanırım bunu kimse tahmin etmemişti..
Aykut Kocaman’ın kalemize gelen ilk top gol oluyor diye bir serzenişi vardı, bugün yine aynısı oldu, Fenerbahçe’nin coşkusunu çok erken sıfırladı, strese soktu.
Golün ardından çok net fırsatlar geldi, rekortmen 3 oyuncu Kruse,Rodriguez ve Vedat çizginin dibinden yine topu içeri atamadılar ilk 25 dakikada.
Eyvah, yine mi derken 25. dakikada Sadık’ın derin topunda Isla Vedat’ı buluşturdu, birkaç dakika sonra Gustavo 30 metreden füzeyi gönderdi, ilk yarı biterken de Vedat ekmeğini taştan çıkarmak temalı mükemmel bir gol daha attı ve Fenerbahçe 3-1 önde, rahatlamış olarak kulübeye gitti.
Fenerbahçe stresli başladığı maçı yıldızlarının kalitesiyle ilk 45 dakikada bitirmeyi bildi. Çok iyi bir görüntü çizdiğini söylemek zordu ama standardının asgarisini oynadı eksiklerine rağmen.
Eksiklerine rağmen diyorum çünkü Fenerbahçe şampiyon olamazsa kadro derinliği yüzünden şampiyon olamayacak, o iş tetikçi hakemlere kalmayacak.
Adalesi sertleşen Serdar ikinci yarıya çıkamadı, Gustavo stopere geçti, ardından Emre oyundan çıkarın beni dedi, Jailson girdi ve Fenerbahçe orta sahası tamamen oyundan düştü, maç 1-1 olsaydı işin çok zordu yani.
Gustavo ve Emre aynı anda olmayınca Fenerbahçe orta sahası işlevselliğini yitiriyor daha önce de görmüştük bunu. Ersun Yanal nedense bu gerçeği görmüyor. Jailson’u stopere alsa, Gustavo yerinde kalsa bence Fenerbahçe orta sahası bu kadar oyundan düşmez.
İkinci 45 dakika bu saydığım sebeplerden dolayı denk kuvvetlerin maçı havasında geçti, Gençlerbirliği biraz daha baskılı oynayan takımdı ama gelişen kontrada Ferdi’nin attığı müthiş gol onların da akıbeti kabullenmelerine neden oldu, Stancu’nun golüne Kruse cevap verince Fenerbahçe yine 5’lik bir tarifeyle yoluna devam etti.
Fenerbahçe’nin en kritik üç oyuncusu sakatlanarak maçı terk etti, alternatifi olmayan 3 oyuncu, umarım sakatlıkları ciddi değildir, kadro derinliği mesajını bir kez daha yönetime gönderelim ara transfer öncesi.
Her ne kadar büyük sorunları çözmede yetersiz olsa da kullanıldığında faydalar sağlayan, kullanılması gereken bir yedek kulübesi var hep beraber görmüş olduk bugün, umarım Ersun Yanal bu kulübeyi daha fazla kullanacaktır, bir mesaj da Ersun Yanal’a gönderelim.
Fenerbahçe’de oynayan kanat forvetlerin goller atması lazım, sezon ortalaması 3 gol olan oyuncularla şampiyon olamazsın. Moses’ın 1 golü var, Ferdi’nin şimdiden 2 golü ve bir asisti oldu..
Her ne kadar bu maçın gerçek yıldızı Vedat Muriqi olsa da ben maçın yıldızını Ferdi Kadıoğlu olarak seçtim, Kadıköy’ün oğlu, Ferdi Kadıoğlu..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907