Derbi dendiği zaman hemen hepsi ya aynı şehir, ya komşu şehir ya da Real Madrid-Barcelona gibi ideolojik farklılılardan kaynaklanır.
Ama biri var ki; hepsinden farklı bir mantık, sadece saha içinden gelen maçların ve olay transferin çığ gibi büyümesi ile derbi statüsünde sayılır.
“Yaşlı Kadın ve Mor Menekşeler” yani Juventus vs Fiorentina. Düşünün ki 2 şehir arası 400km civarı mesafe var!..
Biz bu asırlık rekabeti derbi statüsüne geçiren nedenleri, kısaca madde madde kağıda dökelim;
** 7 Ekim 1928’de Torino’da oynanan maçta Juventus’un 11-0’lık tarihi zaferi – İlk maçla fitil öyle bir ateşlenmiştir ki, bu maçın “amiyane tabirle” kuyruk acısı Floransa’da neredeyse 1 asır geçmiş olmasına rağmen sönmez.
** 1960 İtalya Kupası Finali.. 18 Eylül’de San Siro’da 70 bin seyirci önünde oynanan final, 2-1 gerideyken önce 10 kişiyle beraberliği yakalayan Juve, uzatmalarda bulduğu golle kupayı da müzesine götürür.
** 1981-82 sezonu son haftada el değiştiren şampiyonluk mücadelesi – Son haftaya aynı puanda ama lider giren Fiorentina Catanzaro’yu tartışmalı geçen maç sonrası yenemez (0-0). Özellikle son dakikalarda Graziani’nin iptal edilen golünün üstüne, Juventus tarafıysa Brady ile bulduğu tartışmalı penaltı golü sayesinde maçı kazaması tuz biber eker. Scudetto da Torino şehrine gider!..
** 1990 UEFA Kupası Finali – O zamanlar çift maç olan kupa-3 finalinde, Juve ilk maçı 3-1 kazanır. Fiorentina’lılara ve hemen tüm otorilere göre; maçın Ispanyol hakemi Emilio Soriano Aladren, Pin’in itildiği iddialarına rağmen (%100 haklılar) Casiraghi’nin maçı 2–1’e getiren golünü sayar yani “yine bir şaibe kokan” maç. Rövanş ise, Artemio Franchi Dünya Kupası için tadilatta olduğundan Avellino’da oynanır ve 0-0 biter. Kupa yine Juventus’a gider.
- Bu cümlenin ikisiyle de bağlantısı olduğu için ortaya koyuyoruz. 2 ve 16 Mayıs tarihlerinde sahne alan bu finalin kaybetme acısı geçmeden, iki gün sonra basına açıklanan Baggio’nun Juve’ye satılması haberi !!.
** En büyük yıldızları Roberto Baggio’nun Juve’ye gidişi ve Floransa’daki isyan — Adeta evlerinden eşleri, çocukları çalınmışçasına çıldıran Fiorentina’lılar, şehri savaş alanına çevirir. yaklaşık 50 kişi yaralanır, dokuz kişi tutuklanır. Baggio’nun menajeri Antonio Caliendo ve O’nu satan başkan Flavio Pontello yoğun polis koruması sayesinde linç olmaktan kurtulurlar.
** Ve genel anlamda da, Torino şehrinde Torino’yu tutan sayısı Juventusludan çok daha fazladır ama İtalya ve dünya genelinde, bu rakam bol sıfırlı şekilde terse katlanır. Rönesans’ın çıkış yeri Floransa ise, Toskana bölgesindeki hemen her şehrin tersine, şehirdekiler şehrin takımından vazgeçmezler.
*** Dikkat ettiyseniz, hemen her maddede kazanan Juve, kaybeden Fiorentina olmuş. En büyük yıldızları Roberto Baggio transferinde bile!..
Aslında, hep kollandığı söylenen Juventus için tarihe geçen “top yuvarlak ama Juve için dört köşe” sözüne İtalya’daki çoğu kulüp, tarihsel bir haksızlık nedeniyle katılırlar.
Yani hemen herkesin, yıllar boyunca Bianconeri tarafından kendilerine karşı işlenen bir “soygun” hikayesi vardır, ama Fiorentina’nınki kadar sahada ezilen, kişisel, zarar verici olanı azdır!..
Yani aslında Juve’liler de Fiorentina’yı sevmez ama bu ikili kapışma; genellikle bir tarafın aldığı ve diğer tarafın her zaman vermek zorunda kaldığı çok dengesiz bir rekabet olduğundan, asıl nefret Floransa ahalisindedir.
