https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

İYİ NİYETLİ BERABERLİK

Okunması Gerekenler

Niyet iyi bir şey değildir, tam aksine kötü bir şeydir, o yüzden önüne bir “iyi” ibaresi koyarız. İyi niyetin iyi bir şey olup olmadığı konusu ise tartışmalıdır.

Mesela caminin hocası niyet önemli der bi cevabı yoksa, eylemin cezasını niyet belirler demek ister. Mahkemelerde de hüsnü niyet ceza indirimi sebebidir, oğlan kıza niyetim ciddi der, demek ki ciddi niyet de iyi bir şeydir.

Ali Koç iyi niyetli biridir, zengindir, holigan derecesinde Fenerbahçe’lidir, gerçekten çok parası vardır ama 7 senedir yaşatmadığı rezillik kalmamıştır ama niyeti iyidir..

Ali Koç’a oy veren 16463 kişi de iyi niyetlidir ama saftır. En az yarısı şu an hala Konya-Gs maçlarındaki pozisyon hatalarını konuşmaktadır ama yine seçim olsa yine mührü Ali Koç’a basacak kadar iyi niyetlidir..

İsmail- Mert Hakan- Szymanski üçlüsü ise en iyi niyetlisidir. Biri deli gibi pres yapar ama her an kırmızı yiyebilir ve her an topu rakibe ikram edebilir, diğeri sezonda 5 maç oynar ama yapmış olduğu çirkeflikler taraftar tarafından sempatik bulunduğu için kadroda tutulur, diğeri çok koşar ama Polonya milli takımının yedeğidir, top tekniği TFF 1.lig ayarındadır. Bu üçlü bir araya geldiğinde ne olur? Sıralı sistem Atiker olur, Ali Koç’un Mourinho’ya tüp taktırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz, iyi niyetli sıralı sistemin CL macerası bitti, lig macerası da bitebilir, hele ki dış faktörler geçen seneyi aratacak gibiyken ve bazi oyuncular bir yaş daha yaşlanmışken..

Ben neye bakarım? Geçen sezonun 11’ini yazarım bir kenara, bi de bu sezonun. Bakarım kimin yerine kim geldi, takım güçlendi mı? Zayıfladı mı? Maximin dışında ilk 11’e bir takviye yok, Ferdi de giderse eksiye düşer.

Mourinho ne iyi niyetlidir ne de kötü, profesyoneldir, elindeki malzeme bellidir, bugün tahminleri yanıltan bir kadroyla çıkmış. Becao dönmüş, En Nesyri ve Dzeko aynı anda sahada ama çift santrfor gibi değildi. Nesyri sahte 9 gibi başladı, forvet arkası gibi bir pozisyondaydı ilk dizilişte, sonradan sağ kanat gibi oynadı..

Mourinho şimdilik önde presle başlayıp bir an evvel skoru bulayım derdinde değil. Benzinimiz şu an yeterli değil diye de bir açıklama yapmıştı. Topun arkasına geçmeyi de seviyor, bu bizim çok alışkın olduğumuz bir sistem değil, böyle olmak zorunda da değil ama kompakt bir görüntü verebildiğin müddetçe. Fenerbahçe’nin geri dörtlüsü ile forvet hattı birbirinden çok uzak bu durum hem hücumda eksik bırakıyor hem de geriye dönüşlerde orta alanda geniş boşluk bırakıyor. Fenerbahçe bu mesafeyi kısaltamadığı sürece pozisyonlar üretme şansı az. Zaten az adamla hücumdasın, öyle müthiş ortalar yapan adamların da yok, Tadić de iyi ortacı değil, Osayi zaten malum, iş Maximin’in getireceği toplara kalıyor, onun da maşallahı var ama yetmez. Fena da orta kesmiyor bu arada. Ayrıca Dzeko, Tadić ve Maximin’in aynı anda sahada olduğu kadro bu kadar geniş alanda oynamaz. İkisi yaşlı, diğeri de kondisyon olarak zayıf..

Bir diğer önemli nokta da orta saha kalitesi. Üretmiyor bu bir sıkıntı ama asıl sıkıntı İsmail’i al oradan Göztepe kalecisi bile orta sahayı dribblinle geçmeye kalkar. Buna rağmen de az pozisyon verdi Fenerbahçe diyebilirim..

İlk yarının son 10 dakikasına girildiğinde Göztepe’nin de direnci azaldı, Fenerbahçe daha etkili gelmeye başladı, ilk tehlikeli organize atak 43’de geldi, uzatma dakikalarında da penaltı buldu Fenerbahçe Dzeko’nun ayağından. Golü de En Nesyri hazırladı, iyi pastı.
Bir kaç dakika sonra da bu kez kafayla enteresan bir gol daha attı Faslı, kafa plasesi diyebiliriz bu vuruşa ve Fenerbahçe ilk yarıyı 2-0 önde kapadı. En Nesyri adına çok güzel bir moral oldu.

Rakamlara baktığımızda Fenerbahçe’nin gol beklentisi 1.96 iken Göztepe 0.30’du. Göze hoş gelen bir oyun olmasa da ezici bir istatistik. Topla oynama yüzdesi de 65-35’ti, bu da ezici ama Fenerbahçe çok zorlandı ilk 30 dakikada bana göre. Stoilov da Lille maçını iyi izlemiş, presle başladılar, bunu her takım yapacak, Stoilov da sağlam topçuydu..

İkinci yarıya Fenerbahçe daha iyi başlayan taraftı, ard arda pozisyonlar da buldu, özellikle Tadić’in atamadığı ve En Nesyri’nin vuruşunda kalecinin çok iyi kurtardığı iki pozisyondan bahsedebiliriz.

Stoilov’dan arka arakaya hamleler geldi, yorulan Göztepe’ye can verdi, orta sahayı ele aldılar, bunaltıcı olmasa da baskı kurdular ve oyun üstünlüğünü ele aldılar ve bir duran topta da karambol golünü attılar.

Golden sonra Mourinho’dan iki hamle geldi ama geç geldi. Mesela yerlerde sürünen Dzeko ve maçın başından bu yana pek bir şey yapmayan Tadić bence kamburdu. Maximin de yorulmuştu. Hadi diyelim ki o kaldırmıyor 90 dakikayı ama Dzeko hem çok top ezdi hem de ikili mücadeleri kaybetti ve yerde faul isterken gördük onu.

Mourinho’nun bir bek takıntısı var, çok oynuyor beklerle, Osayi-Mert bunu hep yapıyor. Ferdi’yi de öne atıp orada bir dirilik yaratmak istedi. Sondaki hamleleri ise skoru korumaya yönelikti ama olmadı, takım çok gömüldü ve 90+5’te de Göztepe 2-2’yi buldu.

Lille maçında tur gitmişti ama takım çok ümit vermişti, bugün o kadar pozitif bakmıyorum. 2-0’dan maç verilmez. Ali Koç’un sahaya girmesi konsantrasyon bozukluğuna da sebep olmuş olabilir ama bu bir mazeret olamaz çünkü 2-0 öndesin.

Savunmadaki iki stoper hep değişecek mi bilmiyorum ama beni rahatsız ediyor, fazla muhafazakar olabilirim. Hemen her hoca gibi 70. dakikayı bekliyor hamle için, bunu da kabul ettik. Allah Allah saldıran Fenerbahçe’yi en azından şimdilik göremeyeceğiz, bunu da kabul ettik ama şu geniş alanda oynama işi daha çok puan kaybına neden olur. Mourinho mutlaka farkındadır ama bu benim daha çok sıkıyor canımı. Bu düzeldiğinde fabrika ayarlarına dönmüş olacak takım.

Peki yeterli mi? Bu orta saha yetmez. İsmail ve Szymanski sahaya enerji koyuyor ama kalite koyamıyor. Fred gelse bir nebze değişir ama ne Szymanski’den ne de Tadić’ten 10 olmaz. Fenerbahçe’nin acilen transfer yapması lazım, hem de en az 3 tane. iyi niyetli oyuncularla, iyi niyetli yöneticilerle bu iş yürümez, cehennemin dibine giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir ve kimse kusura bakmasın 2-0’dan maç veriyorsan hocanın mutlaka payı vardır bunda, hafife alıyor bu ligi. Dzeko ve Tadić çok fazla kaldı sahada, takım çok gömüldü, orta sahada topa sahip olacak isimleri çok geç aldı oyuna. Umarım düzelir..

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

QUADRUPLE-DOUBLE, NBA TARİHİNDE SADECE 4 KEZ

NBA'de double-double hemen her maç, triple double'da her sezon onlarca kez gördüğümüz istatistiklerdir. Peki ya quadruple-double ? 350 bine yakın oyuncunun...

Benzer Konular