Türkiye Ligi’nin genel karakteristiğinin çok aksine çok hızlı ve tempolu bir oyun oynayan Trabzonspor rakibi kendi 1. bölgesinden çıkartmamayı ilk hedef olarak belirlemiş gibiydi.
2008-2009 sezonu başlangıcında şampiyon kadronun temellerini atan Yanal, o dönem daha defansif ve tedbirli bir oyun anlayışıyla oynatıyordu takımını. Başarılı olmasına rağmen ilk Trabzonspor macerasına haksız bir şekilde son verilen Ersun Yanal, “şampiyon hoca” apoletiyle başladığı 2. Trabzon macerasında özgüveni daha yüksek bir hoca profili çiziyor.
Yine büyük ölçüde yenilenmiş bir kadronun başına geçen Ersun Hoca bu kez kontrollü futboldan ziyade Trabzonspor taraftarının uzun süredir beklediği, agresif, rakibe önde basan bir takım izletmeye kararlı gözüküyor. Dün oyun içinde en çok dikkatimi çeken olay Medjani-Yatabare değişikliğiydi. Bana göre bu değişiklik taktiksel bir değişiklikten çok oyunculara, camiaya ve taraftara verilen bir mesajdı. Bir hocanın takımda 2-3 hafta içinde değştirebilecekleri sınırlıdır ancak en hızlı değiştirebileceği şey mentalitedir, özgüvendir. Ersun Yanal bugün itibariyle bunu başarmış/başarıyor gözüküyor.
Türkiye Ligi’nin genel karakteristiğinin çok aksine çok hızlı ve tempolu bir oyun oynayan Trabzonspor rakibi kendi 1. bölgesinden çıkartmamayı ilk hedef olarak belirlemiş gibiydi. Ön tarafta sonlanan her atak sonrası 5-6 kişiyle rakip yarı alanda baskı yapan Trabzonspor topu hep rakip yarı alanda tutmak istedi, çoğu zaman başardı da. Bu da Cardozo’nun girdiği pozisyonları ve attığı golleri getirdi. Cardozo haricinde tüm takım çok iştahlı bir görüntü sergilese de Yusuf Erdoğan’a ayrı bir parantez açmak lazım. Zaman zaman yaptığı tercih hatalarıyla taraftarlarının yoğun eleştirilerine maruz kalan genç oyuncu Galatasaray deplasmanından ve Kharkiv maçından sonra dün de çok etkili bir performans sergiledi. Burada parantez açılması gereken konu Yusuf’un bu performansı ofansif olduğu kadar defansif anlamda da göstermesiydi.
Dün akşam Trabzonspor adına gözüken en büyük sıkıntı rakibin baskıyı atlatıp orta sahayı geçtiği anlarda ceza alanına kadar çok rahat bir şekilde gelebilmesiydi. Zorluk derecesi daha yüksek maçlarda daha kontrollü bir oyunun tercih edilmesi bu sıkıntıyı nispeten bertaraf edecek olsa da Trabzonspor’un bu oyun anlayışındaki en önemli eksiği hızlı bir stoper olarak göze çarpıyor. Hücumda 3-4-3, top rakipteyken ise 4-5-1 formasyonuyla sahaya yayılan bordo-mavililere ilaç olabilecek bir diğer isimse Borceanu olacak gibi gözüküyor.
Beşiktaş –daha doğrusu Konya- deplasmanında alınacak 1 puan dahi Trabzonspor için çok şey demek olacak.
BERAT BULUT