https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

İHANETLER

Okunması Gerekenler

Bir Beşiktaş taraftarı için bir sezonda özel keyifle gittiği maçlar, Şampiyonlar ligi maçları, alternatif olarak UEFA kupasında da grup sonrası maçlarıdır. Bunlara çoğu zaman da, eş değerde Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarını da ekleyebiliriz. Gerisi sıradan maçlardır.

Zaten bu rakiplerini senede hepi topu bir kere kendi sahanda izleyebiliyorsun. Şanslıysan, kupada karşılaşır orada da maç yaparsın.

Bu kadar nadir gelen bir zevk, bu sefer 4 gün arayla geldi. Neden? Çünkü muhtemelen dünyanın en beceriksiz federasyonu bu ülkede de ondan.

Rövanşı ne zaman? Neredeyse 2 ay sonra. (Zaten neden rövanş var, ne güzel tek maçta bitiyordu) Ee niye bugün oynandı, güya şenlik olacak maç? Sabaha kadar dilediğin kadar komplo teorileri yaz dur, kim hayır diyebilir ki bir tanesine? Üstelik bu takımlar 4 gün önce maç yapmışlar. Biri diğerini ciddi biçimde baskılayarak yenmiş. Yenilenin taraftar sitelerinde tansiyon en üst düzeyde, galibin taraftar sitelerinde manasız bir dalga geçme, aşağılama.

Sonuç, stres dolu rezil bir maç. Oyun özellikle Fenerbahçeli oyuncularda müthiş stresli başladı. Başta Alper ve Soldado, gereksiz bir yığın sert fauller yaptı. Her hakem kararına abartılı itirazlar edildi. En basit orta saha faullerine bile sert itirazlar gelirken, oyunun stresleneceği belli olmuştu.  Ardından Beşiktaş’ın golü, ve Alper’in keskin sirke küpüne zarar misali ikinci sarıdan atılması, atılmadan önce her ne kadar Fenerbahçe tabelada eşitliği sağlasa da, oyunu Beşiktaş’ın lehine getirdi.

Ne olduya, ilk yarının son dakikalarında, üçe bir kontra yakalayan Beşiktaş, Lens’in inanılmaz kötü tercihi yüzünden golü kaçırdı, ve top döndü saçma sapan bir şekilde Beşiktaş’ın kalesinde gol oldu. Sırf bu yüzden, Lens ikinci yarıda oyundan alındı ve yerine Quaresma girdi. Oysa pozisyon gol olsa, devre arasına Beşiktaş 2-1 önde Fenerbahçe’de bir eksikle gidecekti. Oradan maçın dönmesi mucizelere kalacak, Beşiktaş muhtemelen işi Kadıköy’e bırakmadan bitirecekti. Quaresma da oyuna hiç girmeyecekti.

Ama futbolun güzelliği, oyun tam tersine döndü. Gol Fenerbahçeye yazıldı. Gol sevincinde, hiç gerek yokken beyniyle değil omurilik soğanıyla düşünen Volkan manasız ve tahrik edici hareketiyle sarıyı yerken, tüm futbolseverler Volkan’ın maçın sonunu getirmeyeceğini görebiliyordu.

İkinci yarı başladı ve gene hiç gereği yokken, başka bir omurilik soğanıyla düşünen zat, Qauresma, oyuna  girdikten 4 dakika sonra atıldı.  Kendine hakim olamayarak rakibine yaptığı hareket haklı olarak kırmızıydı.

O anda artık herşey Fenerbahçe’nin istediği noktaya geldi. Ama tek bir sıkıntı vardı Fenerbahçe için. Volkan sakinleşeceği yerde defalarca oyunu germeye devam ediyordu. Kocaman sırf bu yüzden 3. değişikliği bekletiyordu. Aydunus fazla bile tahmmül etti derken, kendini attırdı Volkan. İşte o an maç gene Beşiktaş’a döndü. Gol de fazla gecikmeden geldi ama devamı gelmedi.

Quaresma ve Volkan takımlarına ihanet etmişlerdir.  Ama Volkan’ı biraz ayırmak gerekiyor. Bir insan neden bu kadar nefret toplamak ister? Artık kaç yaşındasın arkadaş? Quaresma ve Alper’in kırmızıları tamamen rakip oyuncuya karşı. Elbette doğru değil ama sen neden 40 bin kişini sana küfretmesini istersin ki? Akıl alacak gibi değil.

Cezalara gelince, bu konu da komik. Şimdi bütün stat 90 dakika küfür etti. Ceza ne zaman? Seneye kupada çırçır spor maçında. Sarılar? Onlar kupayı etkileyecek? Peki kırmızılar? Onların cezası ligde çekilecek. Ne kadar salakça bir sistem. Ya hepsi bir maç sonradır, ya da hepsi bir sonraki kupa maçıdır. Yarısı öyle yarısı böyle olur mu?

Prestiji yerlerde sürünen Türkiye kupasını değerini arttırmak için ödülleri cezaları düzene sokmak gerekiyor. Bir Beşiktaşlı olarak lüzumsuz yere ligi etkileyecek risklere girilmesini son derece yanlış buluyorum. Ucunda adam gibi bir ödül de yok zaten. Bence başkan çıkıp, gelecek seneden itibaren, rakip kim olursa olsun, yedekler ve gençlerle çıkacağını beyan etmeli. Bu statü bu şekilde devam edemez.

En son çuvaldızı da, Beşiktaş yönetimine sakladım. Yahu ‘’Mini mini bir kuş’’ şarkısında sakıncalı ne buldunuz? Fenerbahçeli dostlarım bile eğlenmişken, zerre küfür içermeyen, aşağılama olmayan bir çocuk şarkısınından nasıl bir polemik çıkardınız. Pes ki pes.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com

twitter: @cyuzak

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular