Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamış’tan der, şair..
Fenerbahçe Beko, Zeljko Obradoviç’le beraber son yıllarda bu dizelerin sonunu Ataşehir’den diye değiştireli epey zaman geçti. Sarı lacivertliler taraftarlarına, basketbolseverlere, Fenerbahçe’li olmayanlara, hem huzurlu oyunlar hem de keyifli ve eğlenceli zamanlar yaşatıyor.
İç sahadaki yenilmezlik ünvanını sürdürmek bir yana,her hafta oyununu geliştiren bir takım izliyoruz. Paylaşıyorlar, vaz geçmiyorlar, her pozisyonu yaşıyorlar, hep daha iyisini yapmaya çalışıyorlar. Saygı duyulası emek ortaya koyuyorlar.
Oyunun belli bölümlerinde geri de düşseler,panik yapmadan oyunun hakkını vererek en doğru pozisyonu bulana kadar oynuyorlar. Bazen bire birlerde yenilselerde,yılmadan savunma tarafında duvarı örmeye devam ediyor ve son kertede yumruğu öyle bir vuruyorlar ki, rakibin yerden kalkması imkansız hale geliyor.
Sahada ki beş, kenardaki yedi oyuncu ve kadroya giremeyenler dahil hepsinin yüreği bir atıyor. Aynı anda savunma yapıp, aynı anda en zor şutu baskete çevirebiliyorlar.
Bu hikaye 2.kupanın ayak sesleri.
Her oyuncunun en ufak katkısının, istatistik kağıdına yansımasa bile bir bütünü oluşturduğu takım Fenerbahçe Beko. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığının çalışarak, çok çalışarak zafere giden yolda tesadüfe yer bırakmayanların hikayesi bu.
İsimlerden, ünvanlardan çok daha ötelerde bir adanmışlık hikayesi…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan