Matematiksel olarak herşey netleşmedi belki ama 4 takımın bir üst tura çıkacağı Euroleague ilk tur grup maçlarında, geriye 4 maç kaldı ve FB’nin 5.ile arasında 3 galibiyet ile +7 sayılık ikili averaj avantajı var.
Çok klişe bir laftır, ihtimaller bitmeden kesin konuşmak doğru olmaz diye ama ben kendi adıma ‘üstüne basa basa söylüyorum’.. Hoşgeldin TOP16!
Milano’da 80-74’lük skor ve önemli bir galibiyet. Bu deplasmanda servis kırabilmek de öyle sanıldığı kadar kolay değil.
Hele de, bu kadronun en skorer iki ismi Goudelock ve Bogdanovic’in toplamda 16 sayıda kaldığı;
En önemli ribaunt silahı, ‘içine siyah hormonu kaçmış beyaz uzunu’ Vesely’in ilk yarıda 3 faulle kenara geldiği,
Bir diğer uzun Oğuz Savaş’ın hiç süre almadığı,
Son 2 maçtır kendini aşan ve epey iyi oynayan Zoric’in yine saç baş yoldurup ‘fabrika ayarlarına geri döndüğü’ bir maçı kazanmayı başardılar.
Bu arada ‘Uçan Helikopter‘ lakaplı Jan Vesely’nin kulaklarını bir kez daha çınlatalım. Çünkü dün akşam da birbirinden güzel jeneriklik smaçlarla maçın en güzel sahnelerine imza attı.
Bir kulak çınlatma da Semih Erden’e.. Semih çok mi iyi oyuncu? Hayır! 2 senedir serbest düşüşte olduğu hatta dibe vurdu yorumlarına da kabul ama bu sene başından beri, maçlarda az süre almasına rağmen, yeniden doğmuşçasına 2010 öncesine dönmüş izlenimi veren 28 yaşındaki pivot, benim bu kadrodaki 3 pivot içindeki kağıt üstünde tahtaya ilk yazacağım isimdir! Kendine güveni geri geldiğinde, uzun kolları, ribaunt başarısı ve aynı mevkideki Zoric ve Oğuz’dan daha hızlı bacakları ile zamanla daha da faydalı olacak diye düşünüyorum. Bugünkü 16.47’lik süreyi 12 sayı -7 ribaunt sığdırarak bitirdi ve bence çok iyi bir maç çıkarttı. Devam Semih..
Bu arada oyun kurucular yine oyun kuramadılar belki ve asist konusunda ‘yine’ sınıfta kaldılar ama Hickman-Kenan ikilisi buldukları 20 sayı ile bu açıklarını fazlasıyla telafi ettiler. FB ÜLKER çok net şekilde; 1 numara pozisyonunda oynayan oyunculardan bu ve buna yakın skor katkısı aldığı hemen her maçı kazanır!
Bu maçın özelindeki bir başka güzellik de, takımın senelerdir oyun kurucu eksiği ile birlikte kanayan diğer yarası olan ribauntlardaki 41-34’lik üstünlük idi..
Bu arada OBRA’ya saygımız da sevgimiz de sonsuz. Eleştirmek de haddimize değil ama hazır Semih istim üstündeyken, bugünün özelinde Zoric ısrarı nedendi çözebilmiş değilim !
Sırp forvet BJELICA için ise ayrı bir parantez açmak lazım. Çünkü nasıl Barcelona’nın pivotu Tomic saha görüşü Avrupadaki en iyi 5 numara ise, Bjelica da bence 4 numara için aynı konumda..
Savunma zaafı haricinde, atıyor, asist yapıyor, ribaunt alıyor. top getiriyor, çok soğukkanlı ve hızlı ‘All Around’ bir hücum silahı. Nazar değmesin diyoruz çünkü sadece içerden değil, dışardan da şut tehdidi yüksek 4 numaralar, her zaman rakip savunmalar için büyük sorun olmuştur malum…
SEZON bence kötü başladı ama 15 gün içinde birbirinden zorlu, 3’ü deplasman 4 maçtan da ( Karşıyaka-Bayern-Galatasaray-Milano) galibiyet çıkartmayı bildiler. Hatta bir önceki Euroleague maçında, grubun en iyi, Avrupanın da TOP3 takımından biri olan Barca’yı son topta ‘Emir’in kahramanlığa soyunması ile’ ellerinden kaçırdılar.
Bu arada Emir demişken; rütbesi düştü ve artık takımda rotasyon oyuncusu konumunda gibi gözüküyor diye düşünenler bence yanılıyor. Kesinlikle bu takımın saha içi organizasyonundaki Bogdanovic ile beraber iki kilit ismi. Bugün de 21 dakikaya 7 sayı, 5 ribaunt, 4 asist sığdırdı ve hala fikrim değişmedi. Bu kadronun ‘en önemli’ yerli oyuncusu!
OBRA’nın sahaya sürdüğü 5’lere bakıyorum da.. Tutarak değil atarak kazanmayı planlıyor gibi.. Attıkları sürece sorun yok ama savunma gücü yüksek takımlara karşı bu plan ters tepebilir benden söylemesi! Hele de gazozuna ilk tur maçları bitip, kendilerine denk kuvvetler ve üstü takımların kalacağı TOP16 ve sonrasında..
Çok klişe ama bence de çok doğru bir laftır. Hücum maç, savunma şampiyonluk kazandırır diye basketbol literatürüne geçmiş 5 kelimeden oluşan tarihi cümle!
Hücum demişken; bu kadro birbirinden kaliteli hücum silahlarına sahip ve biri dursa diğeri atıyor. Aynen bugün yazının başında söylediğimiz en önemli iki skorerin etkisiz olmasına rağmen toplamda yine 80 sayı bulmaları gibi…
Milano ekibi, sürklase olduğu Atina deplasmanını çıkartırsak, farklı yenildikleri Barca maçı da dahil hiçbir maçta 80 sayı yemedi, bunu da belirtmiş olalım!
Bu takım öyle ya da böyle TOP16’ya kalacaktı.. Geçen sene de kaldı, bir öncesi sene de.. Çok anormal şeyler olmadığı sürece seneye de kalacak.
Fragman Aralık ayının ortasında Ülker Arena’da oynanacak Bayern Münih maçıyla bitecek ve asıl film, yani FIRTINA 30 Aralık’da başlayacak 2.tur maçlarında kopacak..
Ve her yazımıda söylediğimizi bir kez daha tekrar edelim.. Bu takıma oyun kurucu gibi bir oyun kurucu ve boyalı alanda uçan sineği avlayacak size ve kalitede bir pivot lazım.. Hadi pivot olayını takım içinde çözdüler diyelim ama 1 numara takviyesi 15-17 Mayıs’ta Madrid’te yapılacak F4’un anahtarı, olmazsa olmazı..
BÜTÇE SORUNU olmayan, arkasında limitsiz maddi güce sahip sponsoruyla bu takviyeler de ‘bence 2 mevkiye de zaruri ama en azından oyun kurucu’ yapılırsa, FB SEYİRCİSİNİN senelerdir hayalini kurduğu FINAL FOUR bu sene gelebilir..
Bu turda alınan her galibiyet sonrası, transfere ne gerek var, kazanıyoruz nasılsa psikolojisine girdikleri her dakika LÜTFEN geçen seneyi akıllarına getirsinler!
Bir kez daha tekrar edelim, LÜTFEN !